Danıştay Kararı 11. Daire 2008/4777 E. 2009/4211 K. – T.

11. Daire         2008/4777 E.  ,  2009/4211 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/4777
Karar No: 2009/4211

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : … Valiliği
İstemin Özeti : Vekil hemşire olarak görev yapan davacının, döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 30.1.2007 tarih ve 608 sayılı işlemin iptali ile mahrum kaldığı parasal hakların tazmini istemiyle açtığı dava sonucunda, … İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 209 sayılı Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, döner sermaye gelirlerinden döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile 4924 sayılı Yasaya ve 181 sayılı KHK’ya göre istihdam edilen sözleşmeli personelin yararlanacağı belirtilmiş olup, vekil hemşirelerin döner sermaye gelirlerinden yararlanacaklar arasında sayılmadığı; olayda, davacının vekil hemşire olarak görev yaptığı ve döner sermaye gelirlerinden yararlanacaklar kapsamında bulunmadığından, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı vekili tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, döner sermaye gelirlerine ait ek ödemeden yararlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazminen tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
209 sayılı Kanunun 5471 sayılı Kanunla değişik 5.maddesinin 3. ve 4.fıkralarında, personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden,döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabileceği, sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usullerin personelin unvanı,görevi,çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği yolunda hüküm öngörülmüş, bu hüküm esas alınarak hazırlanan Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğin amacı ve kapsamı 1. ve 2. maddelerinde düzenlendikten sonra 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ek ödemenin personelin kurum ve kuruluşa fiilen katkı sağladığı sürece verilebileceği belirtilmiştir.
Yukarıda anılan Kanun ve Yönetmelik hükmü uyarınca ödenmesi öngörülen ek ücretin, sağlık hizmetinin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve personeli bu hususun gerçekleşmesi için teşvik etmek amacına yönelik olduğu, mesaisinin tamamını sağlık kurum veya kuruluşunda çalışarak geçiren ve aynı oranda döner sermayeye katkısı bulunan personel arasında hiç bir ayrım gözetilmediği, vekil hemşirelerin söz konusu ödemeden yararlandırılmayacakları yolunda açık bir hükme de yer verilmediği anlaşıldığından, hizmet sunumu yönünden vekalet edilen asıl görevli ile aralarında herhangi bir fark bulunmayan ve aynı oranda döner sermaye gelirlerine katkısı bulunan davacının idari düzenlemeler yoluyla bu haktan mahrum bırakılmasına hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hak ve adalet ilkeleri ile hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerden dolayı, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
209 sayılı Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13.12.1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3. maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele, mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabileceği; sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usûlleri; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır.
209 sayılı Kanu’nun 5. maddesine dayanılarak hazırlananan ve 12.5.2006 tarih ve 26166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin amacının, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında, Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri dikkate alınmak suretiyle, personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması gibi unsurlar esas alınarak, döner sermayeden yapılacak ek ödemenin oran, usul ve esaslarını belirlemek, sağlık hizmetlerini iyileştirmek, kaliteli ve verimli hizmet sunumunu teşvik etmek olduğu; 5. maddesinde, bu Yönetmelik kapsamındaki sağlık kurum ve kuruluşlarının, sağlık hizmetlerinden elde edilen gelirlerinin tamamının döner sermayeye gelir kaydedileceği; ek ödemenin, personelin kurum ve kuruluşa fiilen katkı sağladığı sürece verilebileceği belirtilmiş.
Döner sermaye ödemesi uygulamasının özünde, personelin kuruma sağladığı fiili katkıyla elde edilen gelirlerin ek ödeme olarak dağıtılması amacı yatmaktadır.
Döner sermaye ek ödemelerinin, personelin unvanı, görevi, çalışma şartları, hizmete katkısı, performansı gibi kriterler çerçevesinde sağlık hizmetlerinde yapacağı işe ve göstereceği başarıya göre yapılarak, sağlık kurumlarındaki sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hizmet sunumunun teşvik edilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bu bağlamda, yukarıda aktarılan mevzuatın değerlendirilmesinden, döner sermaye ek ödemelerinin, sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin fiilen görev yapması, döner sermayeye konu hizmetin görümüne fiilen katkı sağlaması halinde yapılacağı sonucuna varılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinde, kamu hizmetlerinin, memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği; 5. maddesinde ise; bu Kanuna tabi kurumların, 4. maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramayacakları; 86. maddesinde, ilkokul öğretmenliği (yaz tatili hariç), tabiplik, diş tabipliği, eczacılık, köy ve beldelerdeki ebelik ve hemşirelik, mühendis ve mimarlık, veterinerlik, köy ve kasaba imamlığına ait boş kadrolara Maliye Bakanlığının izni (mahallî idarelerde izin şartı aranmaz) ile, açıktan vekil atanabileceği; 175. maddesinde, bir göreve vekaleten açıktan atanan memurlara vekalet edilen görevin kadro derecesinin birinci kademesinin üçte ikisinin verileceği; açıktan vekil olarak atananların bu Kanunla memurlara tanınan sosyal haklardan da yararlanacakları ve bunlara ödenecek vekalet aylığının hesabına memuriyet taban aylığının da dahil edileceği kurala bağlanmıştır.
Vekil hemşirelerin hukuki statüsü ile ilgili açık bir yasa hükmü bulunmamasına rağmen, bunların hukuki statüsü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenmekte olup, bu kişilerin durumunun bu Kanuna göre belirlenmesi gerekmektedir. Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinde kamuda dört farklı türde istihdam şekli düzenlenmiş ve bu dört statü dışında kurumlarda personel çalıştırılamayacağı açıkça belirtilmiştir. 657 sayılı Kanunda, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenlerin memur sayılacağı öngörülmektedir. Vekil ebe ve hemşirelerin yaptıkları işin niteliği gereği, asli ve sürekli bir kamu hizmeti ile görevlendirilmiş kişiler olduğu görülmektedir. Buna göre, asli ve sürekli bir kamu hizmeti görmekle görevlendirilen vekil ebe ve hemşirelerin, bu dört istihdam şekli içinde ancak memur statüsünde kabul edilmeleri gerekmektedir.
Atanma şekli diğer memurlara göre farklı olmakla birlikte, vekil hemşirelerin de, memur statüsünde kabul edilerek, memurlara tanınan aynı özlük haklarından yararlandırılması hakkaniyete uygun olacaktır. Dolayısıyla, döner sermaye gelirlerinin elde edilmesinde asıl görevli ile aynı oranda katkı sağlamaları nedeniyle de, vekil hemşirelere döner sermayeden ek ödeme yapılması gerekeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesi, … Beldesi .. Sağlık Evinde vekil hemşire olarak görev yapan davacının, döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılması istemiyle yaptığı başvurunun, mevzatta vekil hemşirelerin ek ödemeden yararlanacaklarına ilişkin hüküm bulunmadığı belirtilerek reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 657 sayılı Yasanın 86. maddesine göre sağlık personeli olarak istihdam edilen, açıktan vekil olarak atandığı sağlık ocağındaki hemşirelik görevi ile döner sermayenin işleyişine fiilen katkı sağladığı tartışmasız bulunan davacının, döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup; davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yukarıda yer alan hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 22.4.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.