Danıştay Kararı 11. Daire 2008/13936 E. 2011/4407 K. 08.07.2011 T.

11. Daire         2008/13936 E.  ,  2011/4407 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/13936
Karar No: 2011/4407
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararın; davacı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davalı idarelerden Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuş, diğer davalı idare … İşletmesi Müessese Müdürlüğü tarafından ise savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava, … İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı … İşletmesi Müessese Müdürlüğü’nde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (II) sayılı Cetvele tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde başmühendis olarak görev yapan ve 12.8.2004 tarihinden itibaren … Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten davacı tarafından, asilde aranan şartları taşıdığı ileri sürülerek 12.8.2004 tarihinden itibaren vekaleten ifa ettiği göreve ait vekalet aylığı ve özlük haklarının ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve vekaleten atandığı 12.8.2004 tarihinden itibaren hakettiği vekalet aylığı ve özlük haklarının hesaplanarak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 58. maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, sözleşmeli personelin vekaleten görevlendirilmesi durumunda vekalet aylığı ödenip ödenemeyeceği hususunda 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de bir düzenleme bulunmadığından, atıf hükmü uyarınca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun bu konudaki hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 175. maddesinin 2. fıkrasında, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşımasının zorunlu olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının asaleten şube müdürü kadrosuna atanabilmek için gerekli şartları taşıdığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, ilgili mevzuat kuralları uyarınca davacıya talebi doğrultusunda vekalet ettiği kadroya ilişkin olarak aylık ve özlük haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren ödenmesi gerekirken davacının talebinin reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmayıp bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : … müdürlüğüne bağlı … İşletmesi Müessese Müdürlüğünde 399 sayılı K.H.K kapsamında II sayılı cetvelde mühendis kadrosunda görev yapmakta iken … Şube Müdürlüğüne vekaleten atanan davacı vekalet aylığı ve özlük haklarının verilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada, mahkemece verilen ret kararı davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava konusu olayda; 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi sözleşmeli personel olarak görev yapan davacıya, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vekalet aylığı adı altında bir ücret ödenmesi mümkün bulunmamakla birlikte T.C. Anayasası’nın 18. maddesinde, hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağı ve angaryanın yasak olduğu hükmü dikkate alındığında, vekalet görevinden dolayı vekalet aylığına eş değer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine yönelik mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı … İşletmesi Müessese Müdürlüğü’nde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi olarak sözleşmeli statüde başmühendis olarak görev yapmakta iken 12.8.2004 tarihinden itibaren … İşletme Şube Müdürlüğü görevine vekaleten atanan davacının, vekalet ettiği göreve ilişkin aylık ve özlük haklarından yararlandırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali ile vekaleten atandığı günden bu yana hak edilen özlük hakları ve aylığın hesaplanarak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen ödemeler dışında vekalet aylığı adı altında bir ücret ödemesinin düzenlenmediği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca aylıksız vekaletin asıl olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Anayasada angaryanın yasaklandığı ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Aylık ve Ücretler” başlıklı 25. maddesinin (c) fıkrasında, sözleşmeli personele ödenecek sözleşme ücretinin; temel ücret ile başarı ve kıdem ücretleri toplamından oluşacağı ve bu ücretin asgari ücretin altında olamayacağı, sözleşme ücretlerinin tavanının her yıl bütçe kanunları ile belirleneceği, kamu personeli için uygulanan aylık katsayısının mali yılın ikinci yarısı için değiştirilmesi veya mali yıl içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılması halinde sözleşmeli personel ücretlerinin tavanını değiştirmeye Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, ”Fazla Çalışma ve Diğer Ödemeler” başlıklı 30. maddesinin son fıkrasında; sözleşmeli personele bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen ödemeler dışında herhangi bir ödeme yapılamayacağı, “Uygulamanın İzlenmesi” başlıklı 58. maddesinde ise; sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı kuralına yer verilmiş olup, bu Kanun Hükmünde Kararnamede, bir görevi vekaleten yürütmek üzere görevlendirilen sözleşmeli personele vekalet ücreti ödeneceği yolunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinde; memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabileceği, aynı Kanun’un 175. maddesinin 2. fıkrasında ise, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşımasının zorunlu olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı … İşletmesi Müessese Müdürlüğünde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki (II) sayılı Cetvele tabi sözleşmeli statüde başmühendis olarak görev yapan davacının 12.8.2004 tarihinden itibaren … Şube Müdürlüğü görevini vekaleten yürütmekle görevlendirildiği, aynı zamanda asilde aranan şartları da taşıyan davacının 30.1.2007 tarihli başvurusu ile vekaleten yürüttüğü şube müdürlüğü görevinin aylık ve özlük haklarından yararlandırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, … Yönetim Kurulu’nun 19.4.2007 tarih ve … sayılı kararı ile davacının anılan şube müdürlüğü görevine asaleten atandığı anlaşılmıştır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 58. maddesinde yer alan, sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı kuralına ilişkin atıf uyarınca, asilde aranan şartları taşıması kaydıyla, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sözleşmeli olarak görev yapmakta iken başka bir görevi yürütmek üzere vekaleten atanan personelin yürüttüğü bu görev nedeniyle vekalet aylığından yararlandırılması gerekmektedir.
Bu itibarla, asilde aranan şartları taşıyan ve 19.4.2007 tarihinden itibaren de asaleten şube müdürlüğü görevine atanan davacının, vekil olarak görev yaptığı süre boyunca asilin yetki ve sorumluluğunu taşıdığı anlaşıldığından, yürütmüş olduğu şube müdürlüğü görevi nedeniyle vekalet aylığından yararlandırılması gerektiğinden, davacının bu istemle yaptığı başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7., 11. ve 12. maddeleri uyarınca, belli bir uygulama tarihi esas alınarak parasal hak talebinde bulunulan davalarda, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere başvuru tarihinden geriye doğru 60 gün içinde kalan ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren parasal hakların tazminine hükmedilmesi mümkün bulunduğundan, bozma kararı üzerine Mahkemece davacının parasal hak talebi hakkında yeniden karar verilirken, bu hususun da gözetileceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 8.7.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.