Danıştay Kararı 11. Daire 2008/10174 E. 2010/8224 K. 20.10.2010 T.

11. Daire         2008/10174 E.  ,  2010/8224 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/10174
Karar No: 2010/8224

Temyiz İsteminde Bulunanlar Taraflar :
1) (Davacı) : …
Vekili : …
2) (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; davacı ve davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idarece temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 5434 ayılı Yasanın 91. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yoksun kalınan emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin 1.7.2006 tarihi itibariyle hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bozulması, davalı idarenin temyiz isteminin ise süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Malülen emekliye ayrılmak isteminin kabul edilmemesine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada, mahkemece verilen iptal-kabul kararı taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davalı idarenin temyiz istemi 2577 sayılı Yasanın 46/2 maddesinde belirtilen 30 günlük yasal süre içinde bulunmadığından reddine;
Davacının temyiz istemine gelince;
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Davacının, temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar ise söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin süreaşımı nedeniyle davacının temyiz isteminin ise esastan reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Üniversitesi Tıp Fakültesinde teknisyen olarak görev yapan davacının malülen emekliye ayrılma istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile emekli ikramiyesi ve emekli aylıklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesinin incelenmesinden; atandıkları görevi yerine getirmek için gerekli olan sağlık şartını devamlı olarak kaybedenler ile görevlerini yapmaya engel teşkil edecek tedavisi imkansız hastalıklara yakalananların malülen emekliye sevk edilmeleri gerektiği sonucuna ulaşıldığı, davacının … Üniversitesi … Hastanesinden aldığı Sağlık Kurulu Raporunun ve … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden aldığı malülen emekliye sevk edilmesi isteminin dayanağı Sağlık Kurulu Raporlarının birbiri ile paralel olduğu, her iki raporda da özür durumunun %40 olarak tespit edildiği, teşhislerin birbiri ile çelişkili olmadığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporunda ve görev yaptığı kurum tarafından malülen emekliye sevkinin uygun olduğu görüşüne yer verildiği halde tüm sağlık kurulu raporları dikkate alınmayarak bulunduğu görevi yapamayacağı açık olan davacının malülen emekliye sevk edilmemesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği, ayrıca, davacının malülen emekliye sevk edilmemesine ilişkin işlem hukuka aykırı bulunarak iptal edildiğine göre, davacının kurumu aracılığıyla Emekli Sandığına başvurduğu 16.6.2006 tarihini takip eden 1.7.2006 tarihinden itibaren emekli maaşı bağlanması ve bu tarih itibarıyla adı geçene emekli ikramiyesinin ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin 1.7.2006 tarihi itibarıyla hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı ve davalı idare, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 2. fıkrasında, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 48. maddesinin 3. fıkrasında da; temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde bu dilekçelerin temyiz dilekçesi yerine geçeceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, temyize konu mahkeme kararının davalı idareye 20.5.2008 tarihinde ve davacının temyiz dilekçesinin ise davalı idareye 27.8.2008 tarihinde tebliğ edilmesine karşın 2577 sayılı Yasanın 46/2. ve 48/3. maddelerinde öngörülen temyiz süresi geçirildikten sonra 2.10.2008 tarihinde kayda giren dilekçe ile idarece temyiz isteminde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı idare temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle esastan incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Davacının temyiz istemine gelince;
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 91. maddesinde bu Kanuna göre bağlanan çeşitli mahiyetteki aylıkların hangi tarihlerde ödeneceği kurala bağlanmıştır. Anılan maddennin 1. fıkrasının “a” bendinde; 42. maddede yazılı olanlar için mezkur madde hükmü dairesinde yazı ile vaki isteme tarihini takip eden ay başından, “b” fıkrasında; emeklilik hakkı tanınan bir vazifede iken bu Kanunda yazılı çeşitli sebeplerle emekliye ayrılanların emekli, adi malüllük, vazife malüllüğü aylıklariyle ölenlerin dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkları, hizmet aylıklarının kesildiği tarihi takip eden ay başından; (Emekliliklerini kendileri istemiş olanların bu istemlerinin kabul edildiği salahiyetli makamlarca kendilerine yazı ile bildirilmezse isteklerini yaptıkları tarihten itibaren bir aydan evvel olmamak üzere vaziflerini terkedebilecekleri, bunların emeklilik isteklerinin kabul edildiğinin yetkili makamlarca yazı ile bildirilmesi tarihinden itibaren en çok bir ay içinde vazifelerinden ayrılmalarının mecburi olduğu), “c” fıkrasında ise; her ne suretle olursa olsun açıkta bulunanlardan emekli aylığına müstehak olanların veya ölenlerin emekli ve adi malüllük aylıklarıyla dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkların, son ayrıldıkları kurumlara kendileri veya dul ve yetimleri tarafından yazı ile yapılacak müracaat tarihlerini takip eden ay başından itibaren ödeneceği belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 16.6.2006 tarihli dilekçe ile idareye başvurarak, … Üniversitesi Tıp Fakültesinde sağlık teknisyeni olarak görev yapmakta iken (sigortalı) 10 yıldan fazla hizmeti bulunduğundan sağlık sorunları (ailesel Akdeniz ateşi ve Behçet hastalığı) nedeniyle emeklilik talebinde bulunduğu, dilekçesine, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinin 17.5.2006 ve 23.5.2006 tarihli çalışma gücü kaybının %40 olduğuna ilişkin raporlar ile … Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesinden aldığı“çalışma gücü kaybının %40 olduğuna, hastanın malülen emekli olmasının uygun bulunduğuna ilişkin 25.5.2006 tarihli raporu da eklediği, anılan raporun Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Sağlık Kurulunca incelendiği ve 14.8.2006 tarihli karar ile, davacının … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yeniden muayenesi ile hastalığının klinik bulgularının ayrıntılı olarak yazıldığı ve bu hali ile halen bulunduğu görevi yapıp yapamayacağının belirtildiği yeni bir sağlık kurulu raporunun getirilmesinin istenildiği, … Üniversitesi Hastanelerinin 19.9.2006 tarihli raporunda, çalışma gücü kaybının %40 olduğu belirtildikten sonra, bulunduğu görevi yapıp yapamayacağının işveren tarafından değerlendirilmesinin uygun olacağı hususuna yer verildiği, anılan rapor ile diğer sağlık belgelerinin … Hastanesi Başhekimliği tarafından … Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesi Özürlü Sağlık Kuruluna yeniden sunulduğu ve davacının malülen emekliye sevk edilip edilmeyeceğinin bir kez daha sorulduğu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulunun 10.11.2006 tarihli yazısında, 25.5.2006 tarihli rapor ile … Üniversitesi Hastanesinin 19.9.2006 tarihli raporuna yer verildikten sonra, davacının malülen emekliye sevk edilmesinin uygun olduğu sonucuna varıldığının belirtildiği, tüm raporları değerlendiren Sandık Sağlık Kurulunun 7.12.2006 tarihli kararında; davacının mevcut rahatsızlığının halen bulunduğu, ancak görevini yapamayacak düzeyde olmadığı kanaatine varıldığından bahisle, durumunun 5434 sayılı Yasanın 44. maddesi kapsamına girmeyeceğinin belirtildiği, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı, davacının 14.9.2008 tarihinde malülen emekliye sevk edildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince davacıya ,5434 sayılı Yasanın 91. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendi uyarınca kurum aracılığıyla Emekli Sandığına başvurduğu 16.6.2006 tarihini takip eden tarihten itibaren emekli maaşı bağlanmasına ve emekli ikramiyesi ödenmesine karar verilmiş ise de; anılan maddenin “c” bendi, her ne suretle olursa olsun açıkta bulunanlardan ölenleri ve emekli aylığına müstahak olanları kapsamakta olup, anılan tarihte (14.9.2008 tarihine kadar) görevde olduğundan, davacının bu madde kapsamına girmediği açıktır.
Davacının idareye başvurduğu 16.6.2006 tarihinde fiilen çalıştığı göz önüne alındığında, 5434 sayılı Yasa uyarınca davacıya bağlanacak olan aylığın başlangıç tarihinin tespitinde, 5434 sayılı Yasanın 91. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi uyarınca, hizmet aylıklarının kesildiği tarihi takip eden aybaşının esas alınması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulü ile Mahkeme kararınının, yoksun kalınan emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin 1.7.2006 tarihi itibarıyla hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasına, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine 20.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.