Danıştay Kararı 11. Daire 2007/9382 E. 2009/8555 K. 19.10.2009 T.

11. Daire         2007/9382 E.  ,  2009/8555 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2007/9382
Karar No: 2009/8555

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacılar) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İsteğin Özeti : Vefat eden babalarından dolayı yetim aylığı bağlanan davacıların, geçmişe yönelik olarak yetim aylığı ödenmesi yolundaki başvurularının reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali ile 2.10.1997-1.1.2006 tarihleri arasında birikmiş bulunan aylıkların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddine karar veren … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; davacılar vekili tarafından temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz başvurusu; … Devlet Hastanesinden emekliye ayrılan ve 2.10.1997 tarihinde vefat eden … ‘ın çocuklarına, 2.10.1997 ila 1.1.2006 tarihleri arasında da yetim aylığı verilmesi gerektiğinden bahisle kayyımları tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan tutarın yasal faiziyle ödenmesi istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemiyle yapılmıştır.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66’ıncı ve 67’inci maddelerinde, dul ve yetim aylığı bağlanacak haller, belirtildikten sonra, dul ve yetim aylıkları başlıklı yirminci kısmında, dul ve yetim aylıklarının hesaplanması, yararlanacak kişiler ve yararlanabileceği durumları (yaş, evlilik, cinsiyet vs.) ayrıntılı olarak açıklanmış olup; aynı Kanunun 118’inci maddesinde de, 116 ve 117’nci maddelerin, ilgililerin herbirinin istihkakları hakkında ayrı ayrı uygulanacağı, sandığa müracaat etmemenin makbul veya mücbir bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki maddeler hükümlerinin uygulanmayacağı, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 2.10.1997 tarihinde vefat eden … ‘ın, 1993 ve 1995 doğumlu çocuklarını nufusuna kaydettirmediği, daha sonra … Sulh Hukuk Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararıyla davacının kayyım olarak atanması üzerine, kayyım tarafından açılan babalık davasının lehlerine sonuçlandığından bahisle yetim aylığı bağlanması amacıyla yapılan ilk başvurunun, 1.1.2006 tarihi esas alınarak kabul edildiği anlaşılmakta ise de; çocukların, babalarının öldüğü tarihte 2 ve 4 yaşlarında olması ve annelerinin de 1999 yılında evlenmesi nedeniyle ilgisiz kalmaları karşısında, olayda, mücbir sebebin varlığının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; Anayasanın 125 ‘inci maddesi uyarınca kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olan idare tarafından, davacıların uğradığı parasal kaybın faizi ile birlikte ödeneceği tabiidir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; vefat eden babalarından dolayı yetim aylığı bağlanan davacılar tarafından geçmişe yönelik olarak yetim aylığı ödenmesine ilişkin olarak yapılan başvurunun reddine yönelik davalı idare işleminin iptali ile 2.10.1997-1.1.2006 tarihleri arasındaki aylıkların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … ‘ın … ve … isminde iki çocuğunu nüfusa kaydettirmediği, 2.10.1987 tarihinde vefat etmesinden sonra açılan babalık davası neticesinde 27.11.2005 tarihinde çocukların … ‘ın nüfusuna geçirildiği ve idareye yapılan başvuru üzerine çocuklara 01.01.2006 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlandığı, çocukların kayyımı tarafından babalarının vefat ettiği 02.10.1997-01.01.2006 tarihleri arasında ödenmeyen yetim aylıklarının da ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun dava konusu işlem ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, adli yargıdaki babalığın tespiti davasının kesinleşmesinden önceki dönemlere ait yetim aylıklarının ödenmesi mümkün olmadığından, mirasçılara murisin ölüm tarihi ile yetim aylığının bağlandığı tarihler arasındaki döneme ait yetim aylıklarının ödenmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından; babaları vefat ettiğinde çocukların iki ve dört yaşında olmalarının dikkate alındığında olayda kanunda öngörülen mücbir ve makbul sebep olduğu öne sürülerek idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66’ıncı ve 67’inci maddelerinde, dul ve yetim aylığı bağlanacak haller belirtildikten sonra, dul ve yetim aylıkları başlıklı yirminci kısmında, dul ve yetim aylıklarının hesaplanması, yararlanacak kişiler ve bu kişilerin yararlanabileceği durumlar (yaş, evlilik, cinsiyet vs.) ayrıntılı olarak açıklanmış olup; aynı Kanunun 118’inci maddesinde de, 116 ve 117’nci maddelerin, ilgililerin herbirinin istihkakları hakkında ayrı ayrı uygulanacağı, Sandığa müracaat etmemenin makbul veya mücbir bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki maddeler hükümlerinin uygulanmayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, 2.10.1997 tarihinde vefat eden … ‘ın, 1993 ve 1995 doğumlu çocuklarını nüfusuna kaydettirmediği, daha sonra … Sulh Hukuk Mahkemesinin 7.12.2004 gün ve … sayılı kararıyla babalık davasının lehlerine sonuçlandığından bahisle yetim aylığı bağlanması amacıyla yapılan ilk başvurunun 1.1.2006 tarihi esas alınarak kabul edildiği anlaşılmakta ise de; çocukların, babalarının öldüğü tarihte 2 ve 4 yaşlarında olmaları ve annelerinin de 1999 yılında evlenmesi nedeniyle ilgisiz kalması karşısında, olayda, mücbir ve makbul sebebin varlığının kabulü ile 5434 sayılı Yasanın 118. maddesinin uygulanması, 116. ve 117. maddelerde yer alan beş yıllık sürelerin ise uygulanmaması gerektiği açıktır.
Öte yandan; Anayasanın 125 ‘inci maddesi uyarınca kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olan idare tarafından, davacıların uğradığı parasal kaybın faizi ile birlikte ödeneceği tabiidir.
Bu durumda İdare Mahkemesi kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlere, davacıların temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 19.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.