Danıştay Kararı 11. Daire 2007/3769 E. 2007/8 K. 10.01.2007 T.

11. Daire         2007/3769 E.  ,  2007/8 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/3769
Karar No: 2007/8

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Valiliği
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : Dava, öğretmen olarak görev yapmakta iken il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirilen davacıya, bu görevi boyunca ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ödenen ek ders ücretinin geri istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. … İdare Mahkemesi … gün ve E:… K:… sayılı kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. maddesinde, vekalet görevinin ve aylık verilmesinin şartlarının düzenlendiği, 17.5.1987 günlü, 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde de, vekalet göreviyle ilgili genel hükümlere yer verilerek 1. ve 4. dereceli kadrolara vekalet edeceklerin 657 sayılı Yasanın 68. maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları gerektiği, asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde boş bulunan bir görevin tedviren yürütülebileceğinin kurala bağlandığı, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların 10/b maddesinde, Bakanlık taşra teşkilatında görevli şube müdürlerinin haftada 15 saatinin ders niteliğinde yönetim görevi sayılacağı ve ek ders ücreti ödeneceği, 24/2. maddesinde ise, bunun dışında diğer görevlere asaleten atama şartlarını taşıyanlardan boş kadrolara vekaleten atananlara yalnızca vekalet edilen kadroya ilişkin ek ders görevİ ücreti ödeneceği kuralına yer verildiği, mevzuatta tedviren görevlendirme şeklinde açıklanan bir usul bulunmamakla beraber uygulamada 99 Seri Nolu Genel Tebliğde de belirtildiği üzere asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı hallerde idarelerce hizmetin aksatılmadan yürütülmesini temin bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir göreve asilde aranan şartlara en yakın personel arasından tedviren görevlendirme yapılarak idari görevin yürütülmesinin sağlandığı, olayda, öğretmen olarak görev yapan davacının, il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirildiği, bu görevi boyunca ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ödenen ek ders ücretinin geri istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, şube müdürlüğü görevini asaleten veya vekaleten yürütenler için ek ders ücreti ödenmesi öngörüldüğü, bu görevi tedviren yürütenler için böyle bir ödemenin yapılmayacağı yolunda 657 sayılı Yasada, ve anılan Esaslarda bir hüküm bulunmadığı, davacının söz konusu ödemeden yararlandırılmaması halinde aynı görevi asaleten veya vekaleten yürütenlere nazaran davacı aleyhine eşitsizliğin doğacağı ve bu durumun da hak ve adalet ilkelerine uygun düşmeyeceği gibi Anayasanın angaryayı yasaklayan 18.maddesi hükmüne de aykırı düşeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir. Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında; idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadının ise, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının, öğretmen olarak görev yapmakta iken il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirildiği ve bu görevinin sona erdiği 2.1.2003 tarihine kadar ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ek ders ücretinden yararlandığı, 1.7.2003 tarihli işlemle ödenen ek ders ücretlerinin geri istenildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, fiilen yürütülen görev karşılığında yapılan ek ders ücreti ödemelerinde davacının gerçek dışı beyan ve hilesi olmadığı gibi, ödemenin yapıldığı dönemdeki yargı içtihatlarına uygun olarak yapılan ödemelerde yokluk veya açık hatadan da söz edilemeyeceğinden, son ödemenin yapıldığı 2.1.2003 tarihinden itibaren dava açma süresi geçtikten sonra, 1.7.2003 tarihinde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından mahkeme kararının bu gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü;
Dava, öğretmen olarak görev yapmakta iken il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirilen davacıya, bu görevi boyunca ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ödenen ek ders ücretinin geri istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. maddesinde, vekalet görevi ve vekalet görevi karşılığı aylık verilmesinin şartları düzenlenmiş, ancak anılan Kanunda tedviren görevlendirme şeklinde bir usule yer verilmemiştir.
16.12.1998 gün ve 23555 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2.12.1998 tarih ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslar”ın Vekalet Görevi” başlıklı 24/2. maddesinde de, görevlere asaleten atama şartlarını taşıyanlardan boş kadrolara vekaleten atananlara yalnızca vekalet edilen kadroya ilişkin ek ders ücreti ödeneceği kurala bağlanmış, vekaleten atama şekli dışında, tedviren görevlendirme suretiyle bir görevin yürütülmesi halinde o kadroya ilişkin ek ders ücreti ödeneceği yolunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Mevzuatta tedviren görevlendirme şeklinde açıklanan bir usul bulunmamakla beraber uygulamada yukarıda açıklanan 99 seri Nolu Genel Tebliğde belirtildiği üzere asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunmadığı hallerde idarelerce hizmetin aksatılmadan yürütülmesini temin bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir göreve asilde aranan şartlara en yakın personel arasından tedviren görevlendirme yapılarak idari görevin yürütülmesi sağlanmakla birlikte, kamu hizmetinin aksamaması amacıyla, asaleten veya vekaleten atama yapılıncaya kadar, geçici ve istisnai durumlarda başvurulan bir yol olan tedviren görevlendirmelerde ek ders ücreti ödeneceğine ilişkin bir düzenleme de mevzuatta yer almamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, öğretmen olarak görev yapan davacının, il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirildiği ve bu görevinin sona erdiği tarihe kadar ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ek ders ücretinden yararlandığı, hakkında düzenlenen soruşturma raporu üzerine, tedviren yürüttüğü görev boyunca ödenen ek ders ücretlerinin, tedviren yürütülen görev karşılığı ek ders ücreti ödenemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemle geri istenildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mevzuatta, tedviren görevlendirilenlere ek ders ücreti ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yer almadığından, il milli eğitim şube müdürü olarak tedviren görevlendirilen davacıya, tedviren yürüttüğü bu görev boyunca ödenen ek ders ücretlerinin geri istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, bu işlemi, tedviren görevlendirilenlere ek ders ücreti ödenmesi gerektiği gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Öte yandan, bozma üzerine yeniden verilecek kararda, uyuşmazlık konusu olayın, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında yer alan ilkeler çerçevesinde, davacının yönetici olarak görev yaptığı da göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 10.1.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X)AZLIK OYU
İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.