Danıştay Kararı 11. Daire 2006/9345 E. 2007/6043 K. 15.06.2007 T.

11. Daire         2006/9345 E.  ,  2007/6043 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2006/9345
Karar No: 2007/6043

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf (Davalı): Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
Vekili: …

İstemin Özeti: Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu …Enstitüsünde koruma ve güvenlik grup şefi olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacının, iş sonu tazminatı ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile hesaplanacak iş sonu tazminatının hak ediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada; 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun 17. maddesinin 1. fıkrasında TÜBİTAK personelinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunun hüküm altına alındığı, bu itibarla davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle görev yönünden reddine karar veren …İdare Mahkemesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının; davacı tarafından, usul hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: TÜBİTAK …Enstitüsünde sözleşmeli statüde koruma ve güvenlik grup şefi olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacıya iş sonu tazminatı ödenmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararını davacı temyiz etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı ile davalı idare arasında yapılan hizmet sözleşmesinin; TÜBİTAK Personel Yönetmeliğinin 10. maddesine göre düzenlenmiş, sözleşme hükümlerine göre; Koruma ve Güvenlik Amiri olarak görev yapacak olan davacının, 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerini okumuş ve bu hükümleri kabul etmiş sayılacağı, disiplin suç ve cezaları bakımından anılan bu yönetmeliğe tabi olacağı, toplu iş sözleşmesi ile verilen haklardan yararlanamayacağı, 2495 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca, hizmeti yürütmede yetersizliğinin saptanması veya hizmetin niteliğine uygun olmayan davranışları nedeni ile çalışması uygun görülmediği takdirde, TÜBİTAK tarafından görevine son verileceği ve ücretinin ise TÜBİTAK Personel Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği anlaşılmakta olup, bir kamu tüzelkişisi olan TÜBİTAK ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin, koruma ve güvenlik gibi bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunması, sözleşmenin düzenleme ve yürütme biçiminin özel hukuk esaslarından çok, kamu hukuku esaslarına uygun olması karşısında, hizmet sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu, anılan sözleşmenin feshine bağlı olarak talep edilen iş sonu tazminatının ödenmemesine ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargıya ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabul edilerek, davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulmasının, uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
TÜBİTAK …Enstitüsünde koruma ve güvenlik grup şefi olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacıya iş sonu tazminatı ödenmemesi üzerine açılan davada, idare mahkemesince, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle verilen ve davanın görev yönünden reddine ilişkin bulunan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu madde hükmüyle, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin iş hukuku kurallarına bağlı bulunan işçilerden farklı olarak statü hukuku içinde yer almaları esası benimsenmiştir. Nitekim bu esasa uygun olarak sözleşmeli personele ilişkin düzenleme yapan çeşitli kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde sözleşmeli personelin işçi statüsünde olmadığı belirtilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 5/c maddesinde, genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözmekle idari mahkemelerin görevli olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, sözleşmeli personel ile ilgili …Mahkemesi kararlarında ve doktrinde, idari sözleşmelerin; kamu tüzel kişileri tarafından, kamu hizmetinin yürütülmesi amacı ile tek yanlı olarak düzenlenen, yazılı, tip sözleşmeler olduğu belirtilmekte, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın istikrar bulmuş içtihatlarında da, idari sözleşmelerle ilgili hususlardan doğan anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümleneceği vurgulanmaktadır.
Olayda, davacı ile davalı idare arasında yapılan hizmet sözleşmesinin TÜBİTAK Personel Yönetmeliğinin 10. maddesine göre düzenlenmiş sözleşme hükümlerine göre; Koruma ve Güvenlik Grup Şefi olarak görev yapacak olan davacının, 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerini okumuş ve bu hükümleri kabul etmiş sayılacağı, disiplin suç ve cezaları bakımından anılan bu yönetmeliğe tabi olacağı, toplu iş sözleşmesi ile verilen haklardan yararlanamayacağı, 2495 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca hizmeti yürütmede yetersizliğinin saptanması veya hizmetin niteliğine uygun olmayan davranışları nedeni ile çalışması uygun görülmediği takdirde TÜBİTAK tarafından görevine son verileceği ve ücretinin ise TÜBİTAK Personel Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, bir kamu tüzelkişisi olan TÜBİTAK ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin, koruma ve güvenlik gibi bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunması, sözleşmenin düzenleme ve yürütme biçiminin özel hukuk esaslarından çok, kamu hukuku esaslarına uygun olması karşısında, hizmet sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, sözleşmenin feshine bağlı olarak talep edilen iş sonu tazminatının ödenmemesine ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargıya (idare mahkemelerine) ait olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar idare mahkemesince, 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun, TÜBİTAK personelinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu yolundaki 17/1. maddesi hükmü uyarınca görevsizlik kararı verilmiş ise de, aynı Yasa hükmünün son fıkrasında, sözleşmeli olarak çalışan personelin toplu iş sözleşmesi kapsamına alınamayacağı ve bunlara toplu iş sözleşmeleri ile hiçbir menfaat sağlanamayacağı hükme bağlanmakla, sözleşmeli personel bakımından ayrık bir düzenleme öngörülmüş olup; toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalandırılamayacağı belirtilmekle sözleşmeli personelin, özel hukuk hükümlerinin uygulanması kapsamı dışında tutulduğu görülmüştür.
Bu itibarla, taraflar arasında imzalanan ve idari nitelikte olduğu sonucuna varılan hizmet sözleşmesinin feshi sonucunda, davacıya iş sonu tazminatı ödenmemesinden kaynaklandığı anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddedilmesinde usul hükümlerine uyarlık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile …İdare Mahkemesinin …günlü ve E:…, K:…sayılı kararının bozulmasına, işin esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 15.6.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.