Danıştay Kararı 11. Daire 2006/5126 E. 2009/3157 K. – T.

11. Daire         2006/5126 E.  ,  2009/3157 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/5126
Karar No: 2009/3157

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İsteğin Özeti : Davacının geçici köy korucusu iken öldürülen eşinden dolayı aylık bağlanması talebinin 2330 ve 5434 sayılı Kanunların vazife malullüğü ile ilgili hükümlerinin uygulanması suretiyle aylık bağlanamayacağı gerekçesiyle reddine dair işlemin iptali istemiyle açtığı davada; dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirillmesinden, davacının eşinin 2330 sayılı Kanun kapsamında bir olay nedeniyle öldürülmediği, dolayısıyla bu Kanundan kaynaklanan ek olanaklardan emeklilik yönünden faydalandırılamayacağı, ancak ölüm olayının 5434 sayılı Kanunun 45. maddesinde belirtilen vazife malullüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir nitelik gösterdiği, başka bir ifadeyle kamu görevinin sebep ve etkisiyle yaşamını yitirdiği sonucuna ulaşıldığından, davacının 5434 sayılı Kanunun 45. maddesi hükümlerine göre vazife malulü sayılarak dul ve yetimlerine aylık bağlanması gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü ve E:…, K:… sayılı kararın; davalı idarece, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
442 sayılı Köy Kanununun 74. maddesine 3175 Kanunun 1. maddesiyle eklenen 3. fıkrada, köy korucuları ve geçici geçici köy korucularının görevde bulundukları süre içinde yaralanmaları, sakatlanmaları veya ölümleri halinde 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, bu Kanunun amacının barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sonra ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın, bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi olduğu, 2. maddesinin (a) fıkrasında ise, bu Kanunun iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilenleri kapsadığı “Aylık Bağlanması” başlıklı 4. maddesinin (d) fıkrasında da, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayanların sakat kalmaları halinde, öğrenim durumlarına göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36. maddesi hükümlerine göre belirlenecek giriş derece ve kademeleri üzerinden (öğrenimi bulunmayanların ilkokul mezunu gibi) kendilerine, ölümlerin de dul ve yetimlerine 5434 sayılı Kanun Hükümlerine göre T.C. Emekli Sandığınca görev malullüğü aylığının %25 artırılarak bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; Köy Kanununa göre görev yapan, bu görevleri nedeniyle herhangi bir sosyal güvenlik kurumu ile ilgilendirilmeyen geçici köy korucularının görevde bulundukları süre içerisinde yaralanmaları, sakatlanmaları, ölümleri halinde haklarında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanacağı, fakat hiç bir suretle aylıklarına 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerinin doğrudan uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının eşinin … İli … İlçesi … Köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken 26.9.1992 tarihinde jandarma timleriyle beraber icra ettikleri pusu görevini tamamlayıp köye döndükten sonra, istirahat etmek için iki köy korucusu arkadaşı ile evine giderken kimliği belirsiz bir kişi tarafından açılan ateşe yanındaki köy korucusu arkadaşlarının da karşılık vermesi üzerine başından vurularak öldüğü ve ölüm olayının hangi silahtan atılan mermi ile gerçekleştiğinin … Ağır Ceza Mahkemesince de tespit edilemediği, davacının eşinden dolayı aylık bağlanması istemiyle yaptığı başvurunun, 2330 ve 5434 sayılı Kanunların vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması suretiyle aylık bağlanamayacağı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine açtığı davada; İdare Mahkemesince, ölüm olayı 2330 sayılı Kanundan kaynaklanmadığından, davacının anılan Kanunda öngörülen ek olanaklardan emeklilik yönünden faydalandırılamayacağı, ancak olayın 5434 sayılı Kanunun 45. maddesinde belirtilen vazife malullüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir nitelik gösterdiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda temyize konu kararın verildiği anlaşılmıştır.
Olayda; davacının, 5434 sayılı Kanuna tabi olmayan geçici köy korucusu olarak görev yapan ve bu görevi nedeniyle ölen eşinden dolayı 5434 sayılı Kanunda öngörülen haklardan olan vazife malullüğü hakkından yararlandırılması mümkün olamıyacağı açık olmakla birlikte, ölüm olayının meydana geliş şekli ve olayla ilgili … Ağır Ceza Mahkemesi kararı irdelendiğinde, 2330 sayılı Kanundan yararlandırılması gerekmektedir.
Bu durumda, geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken öldürülen eşinden dolayı davacıya 2330 sayılı Kanun hükümleri uyarınca aylık bağlanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına 24.3.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.