Danıştay Kararı 11. Daire 2006/2398 E. 2007/375 K. 22.01.2007 T.

11. Daire         2006/2398 E.  ,  2007/375 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/2398
Karar No: 2007/375

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İsteğin Özeti : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı … Tarım Alet ve Makinaları Test Merkezi Müdürlüğünde teknisyen olarak çalışan davacı tarafından, 2005 yılında dağıtılacak döner sermaye üretimi teşvik priminin yıllık asgari ücretin azami iki katı yerine bir katı olarak uygulanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı ve … Tarım Alet ve Makinaları Test Merkezi Müdürlüğü işlemlerinin iptali ile bu işlemler nedeniyle uğradığı parasal kayıpların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 969 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Merkez ve Taşra Kuruluşlarına Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun 3. maddesinin 3. fıkrasında, elde edilen kârdan, emeği geçen personele asgari ücretin yıllık brüt tutarının iki katını geçmemek üzere üretimi teşvik pirimi ödeneceğinin hükme bağlandığı, 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinde ise, 969 sayılı yasada “iki katını geçmemek üzere” ibaresinin “bir katını geçmemek üzere” şeklinde uygulanacağının belirtildiği, buna göre 2005 yılı için üretimi teşvik pirimi davalı idare tarafından asgari ücretin bir katı olarak uygulanması üzerine ve bu uygulama nedeniyle iş bu davanın açıldığı, olayda, 969 sayılı Kanunun 3. maddesinde iki kat uygulamasının üst sınır olarak belirlendiği ve böylece yasa koyucunun bir kat uygulamasını idarenin takdirine bıraktığı anlaşıldığından, davalı idare tarafından üretimi teşvik priminin yıllık asgari ücretin iki katı yerine bir katı olarak uygulamasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu işlemlerin dayanağını oluşturan 2005 yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği anlaşılmış olup bu durumda dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacı tarafından, 2005 yılında dağıtılacak döner sermaye üretimi teşvik priminin ödenmesinde üst sınırın yıllık asgari ücretin azami iki katı yerine bir katı olarak uygulanmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
969 sayılı Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü ile Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun 3. maddesinin son fıkrasında, elde edilen kardan, karın elde edilmesinde emeği geçen personele katkıları oranında asgari ücretin yıllık brüt tutarının iki katını geçmemek üzere üretimi teşvik primi döneceği hükme bağlanmıştır.
8.10.2002 gün ve 24900 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 969 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 867 ve 170 sayılı Kanunlara Tabi İşletmeler Dışında Kalan Taşra Kuruluşlarına Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanuna Bağlı Döner Sermaye İşletmeleri yönetmeliğinin Üretim Teşvik Priminin Dağıtım Esaslarını düzenleyen 44. maddesinin (a) bendinde, döner sermaye hizmetlerinde fiilen çalışan personele verilecek üretimi teşvik priminin yıllık brüt tutarının dağıtıma esas karın elde edildiği yıla ait asgari ücretin yıllık brüt tutarının iki katını geçemeyeceği kuralına yer verilmiştir.
2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37. maddesinin (h) bendinde; 2004 yılına ilişkin elde edilen kârlardan 2005 yılında dağıtılacak üretimi teşvik primi ödemelerinde 21.12.1967 tarihli ve 969 sayılı Kanunun 3.maddesinin son fıkrasında, 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Kanunun 19.maddesinin 11.fıkrasında, 9.5.1985 tarihli ve 3202 sayılı Kanunun 44.maddesinin 10.fıkrasında yer alan “iki katını geçmemek üzere” ibareleri “bir katını geçmemek üzere” şeklinde uygulanacağı ve 29.5.1926 tarihli ve 867 sayılı Kanun kapsamındaki döner sermaye işletmelerinde 2004 yılına ilişkin elde edilen kârlardan, karın elde edilmesinde emeği geçen 657 sayılı Kanuna tabi çalışan personele, asgari ücretin yıllık brüt tutarını geçmemek üzere 969 sayılı Kanun uyarınca çıkarılmış olan yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde teşvik primi ödenebileceği hükmüne yer verilmiş ise de, söz konusu hükme yönelik olarak açılan davada Anayasa Mahkemesinin 29.11.2005 gün ve E:2005/6, K:2005/93 sayılı kararı ile anılan hükmün iptaline, aynı günlü E:2005/6, K:2005/21 sayılı kararı ile de hükmün yürürlüğü durdurulmuştur.
Dava konusu olayda uygulamanın dayanağını oluşturan 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37/4.maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş bulunduğundan bu hükme dayanılarak 2005 yılında döner sermaye üretimi ve teşvik priminin yıllık asgari ücretin bir katı üst sınır alınarak dağıtılması yolundaki idare işlemine karşı açılan davayı reddeden Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
969 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Merkez ve Taşra Kuruluşlarına Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 8.3.2000 tarih ve 4549 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 3. fıkrasında, “elde edilen kardan, karın elde edilmesinde emeği geçen personele katkıları oranında asgari ücretin yıllık brüt tutarının iki katını geçmemek üzere üretimi teşvik primi ödenir” hükmü öngörülmüş, 969 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 867 ve 170 sayılı Kanunlara Tabi İşletmeler Dışında Kalan Taşra Kuruluşlarına Döner Sermaye Verilmesi Hakkındaki Kanuna Bağlı Döner Sermaye İşletmeleri Yönetmeliğinin Üretimi Teşvik Primi Dağıtım Esasları başlıklı 44. maddesinin (a) fıkrasında, “döner sermaye hizmetlerinde fiilen çalışan personele verilecek üretimi teşvik priminin yıllık brüt tutarı dağıtıma esas karın elde edildiği yıla ait asgari ücretin yıllık brüt tutarının iki katını geçemez” hükmü getirilmiş, 31.12.2004 tarihli ve 25687 sayılı mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1.1.2005 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinde, 2004 yılına ilişkin elde edilen kârlardan 2005 yılında dağıtılacak üretimi teşvik primi ödemelerinde 969 sayılı Kanunun 3. maddesinin son fıkrasında yer alan “iki katını geçmemek üzere” ibareleri “bir katını geçmemek” şeklinde değiştirilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı … Tarım Alet ve Makinaları Test Merkezi Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacıya 969 sayılı Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan Yönetmeliğe göre asgari ücretin iki katı oranında Döner Sermaye Üretimi Teşvik Primi ödenmekte iken 2004 yılı çalışmaları karşılığı 2005 yılında ödenecek olan üretimi teşvik priminin 1.1.2005 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37. maddesinin (h) fıkrası gereğince bir katı olarak uygulanması üzerine davacı tarafından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığının 4.2.2005 gün ve 144 sayılı işlemi ile … Tarım Alet ve Makinaları Test Merkezi Müdürlüğünce üretimi teşvik priminin bir katı oranında uygulanmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davada mahkemece davanın reddedilmesi üzerine davacı tarafından kararın temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, dava konusu işlemin dayanağını teşkil eden 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinde yer alan ”bir katını geçmemek üzere” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 29.11.2005 gün ve E:2005/6, K:2005/21 sayılı kararıyla yürürlüğü durdurulmuş, 29.11.2005 gün ve E:2005/6, K:2005/93 sayılı kararıyla da iptal edilmiştir.
Her ne kadar dava konusu işlemler 2005 yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinin iptal kararından önce tesis edilmiş ve Anayasanın 153. maddesinin 3. fıkrası, “Kanun, Kanun Hükmünde Kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırılabilir” 5. fıkrasında ise; “iptal kararları geriye yürümez” kuralını taşımakta ise de; Anayasa Mahkemesince bir Kanun veya Kanun Hükmünde Kararname’nin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşeceği için uygun görülemez.
Öte yandan, Anayasanın 153. maddesinde yer alan ve iptal kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin bulunan kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların ortadan kaldırılmasına veya toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçları önlemek amacıyla kabul edilmiş olup, bu kuralın mutlak anlamda anlaşılıp uygulanamayacağı, özellikle bir davaya bakmakta olan mahkeme tarafından itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülen konularda uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi halde Anayasanın 152. maddesinde düzenlenmiş olan “Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerce ileri sürülmesi” (itiraz) yoluna başvurulan Kanun ya da Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili kararının beş ay içinde gelmemesi halinde mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağına işaret edilen 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” yolundaki kural da Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış bulunan ve bakılmakta olan davalarda uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu durumda, idari işlemlerin dayandığı “sebep unsurunun” yani yönetimi böyle bir işlemi yapmaya yönelten gerekçenin sakat olması halinde idari işlem de sakat olacağından, 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37/h maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, dava konusu işlemin yasal dayanağı ortadan kalkmış bulunduğundan dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 22.1.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) AZLIK OYU :
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığının 2005 yılında dağıtılacak döner sermaye üretimi teşvik priminin yıllık asgari ücretin azami iki katı yerine bir katı olarak uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, 2005 yılı, Mali Bütçe Kanunu’nun 37/h maddesinde 969 sayılı Yasada yer alan “iki katını geçmemek üzere” ibaresinin “bir katını geçmemek üzere” olarak değiştirildiği, anılan Bütçe Kanunu hükmünün iptali için açılan davada Anayasa Mahkemesince önce yürürlüğün durdurulmasına daha sonra da anılan hükmün iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda Bütçe Kanununun 37/h maddesi iptal edildiğine ve 969 sayılı Kanunun 3. maddesi yürürlükte bulunduğuna göre uyuşmazlığı 969 sayılı kanun hükümlerine göre çözmek gerekecektir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında Bütçe Kanunu da yürürlükte olup, davanın açıldığı sıradaki mevzuata göre çözümlenmesi ilkesinden hareket edilirse davaya Bütçe Kanununun 37/h maddesi de uygulanabilir. Ayrıca Anayasamıza göre Anayasa Mahkemesinin iptal kararları ileriye yönelik hükümler yaratacağından buna göre uyuşmazlığa uygulanmasına da engel yoktur. Zira iptal kararı bu davanın açılmasından sonra verilmiştir.
Bir an için 37/h maddesinin iptal nedeniyle kaldırıldığını ve bu uyuşmazlığa uygulanmayacağını kabul etsek bile, 969 sayılı Kanun’un 3. maddesinde ödemenin azami sınırı belirlenmiş, bu üst sınırı aşmamak üzere idareye ödeme miktarını belirleme konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Bu nedenle idare mali imkanlarını ve ihtiyaçları gözeterek takdir hakkını “bir katını geçmemek üzere kullanmıştır. Bu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz istemi reddedilerek mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.