Danıştay Kararı 11. Daire 2005/4954 E. 2007/7791 K. 05.11.2007 T.

11. Daire         2005/4954 E.  ,  2007/7791 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2005/4954
Karar No: 2007/7791

Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davalı): Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü)
Vekili: …
Karşı Taraf (Davacı): …
Vekili: …

İstemin Özeti: …İl Jandarma Komutanlığı emrinde er olarak görev yapmakta iken içinde bulunduğu askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucu yaralanan davacının, hakkında 3713 sayılı Yasa’nın aylık ve diğer mali haklarının uygulanmaması işleminin iptali ve parasal kaybının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davada; davacının terörle mücadele kapsamında yapılmakta olan görev sırasında meydana gelen kaza nedeniyle sakatlandığı, olayın terörle mücadelenin sebep ve tesiriyle meydana geldiği, bu durumda davacının emekli ikramiyesi ve aylıklarının 3713 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ve parasal kayıpların idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazminine karar veren …İdare Mahkemesi kararını onayan Danıştay Onbirinci Dairesinin 13.5.2005 gün ve E:2003/647, K:2005/2484 sayılı kararının; davalı idare vekili tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi istemine ait dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54 üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54/1-c maddesi uyarınca yerinde görülerek Dairemizin 13.5.2005 gün ve E:2003/647, K:2005/2484 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra işin gereği görüşüldü:3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesinde, “Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Ayrıca;
a) (Değişik: 28/2/1995 – 4082/6. md.) Malul olanlarla, ölenlerin aylığa müstehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan; emekli olanların öldürülmeleri halinde ise, dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı ve Kanuna göre kendisine bağlanabilecek emekli aylığından az olamaz. Yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malul olanlar ile ölenlerin dul ve yetimlerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden, diğerlerine mevcut aylıkları üzerinden, 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödenir. Bu bent hükümlerine göre ilgililere fazla olarak yapılan ödemeler, faturası karşılığı ilgili sosyal güvenlik kuruluşlarınca Hazineden tahsil edilir.
b) Yurtiçinde ve yurtdışında kamu konutlarından yararlanmakta iken malul olanların kendileri, ölenlerin aylığa müstehak dul ve yetimleri, Kamu Konutları Kanunu’nda gösterilen özel tahsisli konutlarda oturanlar hariç olmak üzere, bir yıl süreyle kamu konutlarından yararlanmaya devam ederler. Bu süre sonunda kamu konutundan çıkacaklar ile kamu konutundan yararlanmayanlar ve özel tahsisli konutlarda oturanların istekleri halinde ikametgah olarak kullanacakları yurtiçindeki taşınmazın kira bedeli on yıl süre ile Devletçe karşılanır. Yurtdışındaki özel tahsisli konutlarda oturanların yurtdışı kira bedelleri de istekleri halinde bir yıl süre ile Devletçe karşılanır.
c) Konut kredisinden istifade bakımından 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun Ek 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki hüküm; malul olanlar ile bunların dul kalan eşi, eşi hayatta değilse veya evlenmiş ise çocukları hakkında da uygulanır.
d) (Değişik: 8/7/1999 – 4404/1. md.) Malul olanlar, ölenlerin dul kalan eşleri, T.C. Emekli Sandığı dışındaki sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmayan ve bu kuruluşlardan aylık almayan kız çocukları, çalışarak hayatını kazanamayacak derecede malul ve muhtaç olan erkek çocukları, reşit olmayan çocukları ile anne ve babaları, yurtiçinde Devlet Demiryollarında, Denizyolları Şehir Hatlarında ve belediye toplu taşım araçları ile belediye tarafından kurulan şirketler veya özel firmalar aracılığıyla yaptırılan toplu taşım işinde kullanılan araçlarda ücretsiz seyahat ederler.e) (Ek: 28/2/1995 – 4082/6. md.; Değişik: 29/6/2006 – 5532/15. md.) (……) Malul olanların eksilen vücut organları, yurtiçi veya yurtdışında en son teknik usullere göre yapılması mümkün sunileriyle tamamlattırılır ve gerekirse tamir ettirilir veya yenisi yaptırılır.
f) (Ek: 28/2/1995 – 4082/6. md.) Yurtiçinde tedavileri mümkün olmayanlar, yetkili sağlık kuruluşlarının raporlarına istinaden yurtdışında tedavi ettirilirler.
g) (Ek: 28/2/1995 – 4082/6. md.) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz olanlar ile kimsesizler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, bunlar bulunmadığı takdirde özel rehabilitasyon ve bakım merkezleri, yurtlar ve huzurevlerinde parasız olarak veya masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere barındırılır, baktırılır ve tedavileri yaptırılır.
h) (Değişik: 8/7/1999 – 4404/1. md.) Terörle mücadele görevi ifa ederken yaralanarak veya sakatlanarak haklarında 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmış olan erbaş ve erler, yukarıdaki (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki haklardan; ölen erbaş ve erlerin dul kalan eşleri ve T.C. Emekli Sandığı dışındaki sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmayan ve bu kuruluşlardan aylık almayan kız çocukları, çalışarak hayatını kazanamayacak derecede malul ve muhtaç olan erkek çocukları, reşit olmayan çocukları ile anne ve babaları ise, yukarıdaki (d) bendindeki haklardan aynen yararlanırlar……..” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer verilen yasa hükmünün incelenmesinden, kamu görevlilerinin, bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak malul duruma düşmeleri halinde kendileri, ölmeleri halinde ise dul ve yetimlerinin, bu yasa hükmü ile tanınan bütün haklardan yararlanabileceği, buna karşın anılan madde hükmünün (h) bendinde, haklarında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmış olan erbaş ve erlerin ise sadece aynı maddenin (d), (e), (f) ve (g) bentlerinde düzenlenen haklardan yararlanabilecekleri anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; …İl Jandarma Komutanlığı emrinde er olarak görev yapmakta iken …’den geçecek askeri konvoyun güvenliğini sağlamakla görevlendirilen, bu amaçla içinde bulunduğu askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucu yaralananan davacı tarafından, olayın 3713 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmemesi ve bu Kanunla tanınan aylık ve diğer mali haklardan yararlandırılmaması işleminin iptali ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; İdare Mahkemesince yukarıda açık hükmü bulunan 3713 sayılı Yasa’nın 21. maddesinin (h) bendinde er ve erbaşlar için getirilen sınırlama gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, davacının bu yasanın tanıdığı aylık ve diğer mali haklardan yararlandırılması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmasında yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüyle, …İdare Mahkemesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 5.11.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY
Dava dosyasından, …İl Jandarma Komutanlığı emrinde er olarak görev yapmakta iken Hakkari’den geçecek askeri konvoyun güvenliğini sağlamakla görevlendirilen, bu amaçla içinde bulunduğu askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucu yaralananan davacı tarafından, olayın 3713 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmemesi ve bu Kanunla tanınan aylık ve diğer mali haklardan yararlandırılmaması yolundaki işlemin iptali ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü, askerlik görevini yaparken vefat eden er ve erbaşların 3713 sayılı Kanun’un 21. maddesinde düzenlenen bütün haklardan, bilhassa 21. maddenin (a) bendinden yararlanıp yararlanmayacaklarının tespitine ilişkindir.
Anayasamızın 72. maddesinde “Vatan hizmeti her Türkün hakkı ve ödevidir” denilmekte olup, belli yaşa gelen, sıhhi engeli bulunmayan erkek Türk vatandaşlarının bu ödevi yapması zorunluluğuna değinilmiştir. Bu zorunluluğa uyan vatandaşların görev nedeniyle sakatlanması veya vefat etmeleri halinde kendilerinin ve geride bıraktıklarının, özellikle erbaş ve erlerin desteğine muhtaç kişilerin korunup kollanması ise devletin görevidir. “Vatan hizmeti ödevinin” karşılığı devlete düşen ödev de budur. Nitekim 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 12. maddesinin Kanundan yararlanacakları düzenleyen II-k bendinde erlerin (vazife malullükleri ile vazifeden doğma ölümleri halinde) iştirakçi olmamalarına rağmen bu Kanundan yararlanacakları hükme bağlanmıştır.
Anayasamızın 10. maddesinde ise kanun önünde eşitlik ilkesi düzenlenmiş, herkesin ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında askerliği ücret karşılığında meslek olarak yapanla, bunu ödev olarak yapan arasında fark bulunmaması gerekir.
Bu durumda; 3713 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından erler yönünden sınırlama getirilmesinde Anayasanın 10. maddesine, hak ve nesafet ilkelerine ve genel olarak hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; karar düzeltme isteğinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.