Danıştay Kararı 11. Daire 2004/3099 E. 2006/5159 K. 13.11.2006 T.

11. Daire         2004/3099 E.  ,  2006/5159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/3099
Karar No: 2006/5159

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İsteğin Özeti : Kıbrıs Barış Harekatına katılmış olması nedeniyle 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca 1.4.2002 tarihinden geçerli olarak aylık bağlanan davacı tarafından, bu tarihten önce birikmiş aylıklarının da ödenmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile hesaplanacak aylık tutarlarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 116, 117 ve 118. maddeleri uyarınca incelenen olayda, başvuru tarihini izleyen aybaşından itibaren davacıya aylık bağlanmasında ve buna bağlı olarak geçmişe yönelik ödeme yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, dava tarihi itibariyle bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edildiği anlaşılan davacının, kısıtlı bulunması nedeniyle fiil ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, kanuni temsilcisi tarafından açılması gereken davanın, bizzat kendisi tarafından açıldığı anlaşılmakla, idare mahkemesince davacının kanuni temsilcisinin icazetinin alınarak, davanın vasi tarafından temsil edilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, idare mahkemesi kararının, söz konusu usuli eksiklik giderilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Kıbrıs Barış Harekatına katılan ve aylık almaya hak kazanan davacının 1.4.2002 tarihine kadar birikmiş alacakların ödenmesi isteminin reddi yolundaki işlemin iptali ve birikmiş aylıkların toptan ödenmesi istemlerine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 353.maddesinde, Yasanın 14. maddesine göre medeni haklarını kullanma yeteneğinden yoksun olduğu açıklanan kısıtlıların vasileri aracılığıyla hukuki tasarrufla bulunabilecekleri öngörülmüş, 357.maddesinde de; bir sene veya daha fazla süreyle hürriyeti kısıtlayıcı bir ceza ile mahkum olan her reşit için vasi atanacağı hükme bağlanmış olup, hükmü icraya görevli idare, mahkumun cezasını görmeye başladığı sulh mahkemesine bildirmekle yükümlü kılınmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararında, davacının taammüden adam öldürmek suçundan müebbed ağır hapis cezası ile cezalandırıldığı, ceza müddeti zarfında kısıtlılık altına alındığı, temyiz dilekçesi ve cumhuriyet savcılığı kanalıyla gönderilen yazıdan anlaşılmaktadır.
Dava açma tarihi itibariyle kısıtlılık altında bulunması nedeniyle hukuki tasarrufta bulunması mümkün olmayan davacı tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde, bu kanunda hüküm bulunmayan hususlardan olan ehliyet konusunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen Kanunun 38. maddesinde de, “Davaya Ehliyet Kanunu Medeni ile tayin olunmuştur” hükmüne yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 14. maddesinde, fiil ehliyetsizliği halleri arasında “Kısıtlılık” hali de belirtilmiş, 407. maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin şahsın kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle yükümlü makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 448. maddesinde ise, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerde temsil edeceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, müebbed ağır hapis cezasına mahkum edildiği ve halen Kırkağaç Kapalı Cezaevinde hükümlü bulunduğu, bu haliyle işlem ve dava tarihi itibariyle kısıtlı olması nedeniyle fiil ehliyetinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim, dosyada mevcut Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Tahsisler Dairesi Başkanlığının 31.10.2002 tarihli yazısından da, vasinin başvurusu üzerine davacıya aylık bağlandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, fiil ehliyeti ve bu bağlamda dava ehliyeti bulunmayan davacının, kanuni temsilcisi olan vasisi aracılığıyla dava açması veya kendisi tarafından açılmış olan davada, idare mahkemesince vasiden icazet alınarak, davada vasi tarafından temsil olunulması sağlandıktan sonra, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu eksiklikler giderilmeden davanın esastan incelenerek sonuçlandırılmasında usul hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, gereksiz olarak alınan ….-YTL temyiz başvuru harcının istemi halinde davacıya iadesine, 13.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.