Danıştay Kararı 11. Daire 2003/4403 E. 2006/382 K. 31.01.2006 T.

11. Daire         2003/4403 E.  ,  2006/382 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/4403
Karar No : 2006/382

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalılar) : 1- Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
Vekili : …
2- … A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekili : …
3- … Tic. AŞ. Genel Müdürlüğü / …

İsteğin Özeti : … Genel Müdürlüğü ile … AŞ. Genel Müdürlüğünde İş Kanunu hükümlerine tabi olarak kapsam dışı personel statüsünde çalıştıktan sonra 12.3.1999 tarihinde emekli olan davacıya, çalışma süresi içinde kullanamadığı toplam 156 günlük izin süresinin, Maliye Bakanlığı Genelgesi uyarınca sadece son 60 gününe isabet eden kısım için izin ücreti ödenip geriye kalan 96 günlük süreye ilişkin izin ücreti ödenmemesine dair işlemin iptali ile 1.218.000.000- TL izin ücretinin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davayı; konuyla ilgili olarak çıkarılan 13.4.1995 tarih ve 7498 sayılı Maliye Bakanlığı Genelgesinde, 1475 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmakta iken emeklilik nedeniyle iş akdi sona eren işçilere sadece ayrıldıkları yıl ile bir önceki yıla ait kullanılamayan yıllık izin sürelerine ait izin ücretinin ödenebileceği kararlaştırıldığından, davacıya 60 günlük süreye ilişkin izin ücretinin ödenerek geriye kalan 96 günlük süreye yönelik talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının; kanuni düzenlemelere aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve … AŞ. Genel Müdürlüğünce temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, … Genel Müdürlüğü tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 1475 sayılı İş Kanununun 56. maddesinde, işçinin hak kazandığı halde kullanamadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceği hüküm altına alındığından, kanuna aykırı olarak düzenlenmiş genelge hükmüne dayanarak davacıya sadece son 2 yıllık izin ücretinin ödenip geriye yönelik ödeme yapılmamasında hukuka uygunluk bulunmadığından, aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, kamu iktisadi teşebbüslerinde kapsam dışı personel statüsünde İş Kanununa tabi olarak çalışanların hizmet akdinin sona ermesi halinde, daha önce hak ettiği halde kullanamadıkları yıllık izinlerine ait ücretlerin ödenmesinde kısıtlama yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
T.C. Anayasasının 50. maddesinde dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu, yıllık ücretli izin hakkı ve şartlarının kanunla düzenleneceği belirtilmiş, 1475 sayılı İş Kanunun 49. maddesinde işyerlerinde en az bir yıl çalışan işçilere yıllık ücretli izin verileceği ve bu haktan vazgeçilemeyeceği, 54. maddesinde işverenin yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorunda olduğu, 56. maddesinde ise işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yıllık izin süresi için ücretin, hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından feshedilmesi halinde akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda anılan düzenlemelerden, yıllık ücretli izin hakkının, ilgililerin bile kullanmaktan feragat edemeyeceği yasal ve anayasal bir hak olduğu, iş sözleşmelerine yıllık ücretli izin hakkının kullanılmaması sonucunu doğuracak nitelikte hükümler konulması mümkün olmadığı gibi kullanılamayan izin sürelerine karşılık olmak üzere ilave bir ücret ödemesi yapılarak bu eksikliğin giderilmesinin mümkün olmadığı ancak, hizmet akdinin sona ermesi halinde artık izin hakkının kullanılması mümkün olmadığından bu hakkın ücrete dönüşeceği ve daha önce kullanılamayan yıllık izinlere ait ücretin akdin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ilgiliye topluca ödeneceği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar Maliye Bakanlığının 13.4.1995 tarih ve 7498 sayılı Genelgesinde, emeklilik nedeniyle iş akdi sona eren işçilere sadece ayrıldıkları yıl ile bir önceki yıla ait izin ücretinin ödenebileceği belirtilmişse de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükmü karşısında, 1475 sayılı Kanunun 56. maddesi hükmüne açıkça aykırı olan genelgeye dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda en son … AŞ. Genel Müdürlüğünde kapsam dışı personel statüsünde İş Kanununa tabi olarak çalışmakta iken emekliye ayrılmak suretiyle iş akdi sona eren davacıya, ücret alacaklarında geçerli olan 5 yıllık zaman aşımı süresi içinde idareye başvurması halinde, emekli oluncaya kadar kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretin topluca ödenmesi yasal zorunluluk olup, aksi görüşle ve Maliye Bakanlığı Genelgesi esas alınarak verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 30.1.1999 tarih ve 99/14 sayılı kararı çerçevesinde ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 16.6.1999 tarih ve 676 sayılı oluru gereğince TESTAŞ, tüm hak ve yükümlülükleriyle … AŞ.’ ne devredilerek birleştirildiğinden ve bu durum 7.7.1999 tarih ve 4828 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanarak tüzel kişiliği sona erdirildiğinden, Mahkemece …’ ın husumet mevkiinden çıkarılması gerekirken davanın, .. Genel Müdürlüğünün de husumetiyle görülmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 31.1.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.