Danıştay Kararı 11. Daire 2002/259 E. 2005/680 K. 16.02.2005 T.

11. Daire         2002/259 E.  ,  2005/680 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2002/259
Karar No : 2005/680

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İsteğin Özeti : Davalı idarede 30.11.1979 tarihinde 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine istinaden çalışmaya başlayıp 15.7.1988 tarihinde 233 ve 308 sayılı KHK hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsüne geçen ve emekli olduğu 2.12.1999 tarihine kadar bu statüde çalışan davacıya, sadece işçi olarak geçirdiği süreler dikkate alınarak bu süreler üzerinden kıdem tazminatının ödenmesi üzerine sözleşmeli personel olarak geçirdiği sürenin de kıdem tazminatının hesabında dikkate alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 399 sayılı KHK’nin 12. maddesiyle, sözleşmeli personelin daha önce Sandıkla ilgilendirilip ilgilendirilmediğine bakılmaksızın Emekli Sandığına tabi olacağının kabul edilip bunun için ilgilinin isteğinin aranmadığı, idarenin üstlendiği kamu hizmetlerini yürütmek zorunda olduğu gibi istihdam ettiği personel yönünden de yasa ile getirilen düzenlemelerin gereğini yapmakla yükümlü olduğu, aksi halde hizmetin kusurlu işletilmesinden doğan zararın idarece tazmini gerektiği, olayda, … Bankası A.Ş.’de 399 sayılı KHK uyarınca sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken emekli olan davacının, istihdam şekli itibariyle anılan KHK’nin 12. maddesi uyarınca Emekli Sandığı ile ilgilendirilmesi gerektiği halde bu ilgilendirme yapılmayarak davacının emekliliğinde çalışma süresinin (30.11.1979-15.7.1988) tarihleri arası olarak hesaplanıp tazminatının da bu süreye göre ödenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; davalı idarece, davacının davasından feragat ettiği ve 4684 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu dönem için hesaplanan kıdem tazminatının davacıya ödenmesi nedeniyle davanın konusunun kalmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi :2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31.maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91.maddesinde feragat, “İki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesi” olarak tanımlanmakta; 95.maddesinde de feragatın kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağına işaret edilmektedir.
Olayda, davacı tarafından 26.7.2001 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği ve idare mahkemesi kararının da temyiz edilmiş olmakla henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, mahkemece bu hususun değerlendirilmek üzere bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 93. maddesinde, feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır. Feragat talebinin geçerli olması için feragat dilekçesinin feragat edilen davanın görüldüğü mahkeme başkanlığına hitaben verilmesi gerekmektedir. Temyizen bakılan davada, davalı idarece ibraz edilen, davacının davadan feragat ettiğine dair dilekçenin idareye verildiği, ancak bu yönde bir dilekçenin idare mahkemesi kayıtlarına geçmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının davasından feragat ettiğinin kabulüne olanak bulunmadığından davalı idarenin bu yöndeki iddiası yerinde görülmemiştir.
İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 16.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.