Danıştay Kararı 11. Daire 2001/4405 E. 2004/943 K. 27.02.2004 T.

11. Daire         2001/4405 E.  ,  2004/943 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2001/4405
Karar No : 2004/943

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İsteğin Özeti : Dava, … Sınai Tesisleri A.Ş.’de kapsam dışı personel statüsünde genel müdür olarak görev yapmakta iken hizmet sözleşmesi feshedilen davacının, haksız fesihten dolayı uğradığı parasal kaybının 24.4.1996 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır. … İdare Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının hizmet sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 35.000.000.-liranın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle … İş Mahkemesinde 24.4.1996 tarihinde açtığı davanın … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve temyiz başvurusunun Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine söz konusu kararın kesinleştiği, işbu davanın ise toplam 850.000.000.- liranın 24.4.1996 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle 2.6.1998 tarihinde açıldığı, mahkemelerince adli yargının görevli olduğundan bahisle konunun Uyuşmazlık Mahkemesine intikalinin sağlandığı, Uyuşmazlık Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile uyuşmazlığı çözmekle idari yargının görevli olduğuna karar verildiği, idari yargıda tam yargı davalarında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına dair bir uygulamanın bulunmadığı, buna göre tazminat talebinin 35.000.000.-lira ile sınırlı olmak üzere inceleneceği, ilk dava dilekçesinde hiç talep edilmemiş olan 600.000.000.-lira yıllık ücretin bakılan davada talep edilemeyeceği, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin talebine gelince; davacı kapsam dışı personel statüsünde olduğundan, anılan tazminatının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25-37. maddelerine göre çözümlenmesi gerektiği, anılan Kanun Hükmünde Kararnamede ise bu tazminatlara ilişkin bir düzenleme yer almadığından, talebin kabulüne olanak bulunmadığı, kârdan pay verilmesine ilişkin talebin de, şirketin 1995 yılında zarar etmesi nedeniyle dayanaktan yoksun olduğu, öte yandan, davacının ücret talebinin ise, iş mahkemesindeki talebi ile sınırlı olmak üzere 15.000.000.-liranın yasal faiziyle birlikte tazmini icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine ve kısmen kabulüne hükmedilmiştir. Davacı tarafından, hizmet sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle adli yargı usul hükümlerine göre fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak dava açıldığı, iş mahkemesinde açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddedilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine idare mahkemesinde açtıkları davada parasal hakların artırılmasının, davayı genişletme olarak nitelendirilemeyeceği, zira ilk açılan davada adli usul hükümlerinin geçerli olduğu, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin olaya uygulanamayacağı, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Sınai Tesisleri A.Ş.’de kapsam dışı personel statüsünde genel müdür olarak görev yapmakta iken hizmet sözleşmesi feshedilen davacının, haksız fesihten dolayı uğradığı 850.000.000.-lira parasal kaybın 24.4.1996 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9. maddesinde, çözümlenmesi Danıştay, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararın kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre, adli yargı yerlerince verilen görevsizlik kararı üzerine, dosyanın idari yargı merciine gönderilmesi sistemi benimsenmediğinden, idari yargı yerinde yeniden dava açılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … Sınai Tesisleri A.Ş.’ne 7.3.1994 tarihinde kapsam dışı personel statüsünde genel müdür olarak atanan davacı ile hizmet sözleşmesi imzalandığı, bilahare ücretine zam yapılması için 1.11.1994 tarihinden geçerli olmak üzere 31.8.1995 tarihinde hizmet sözleşmesinin yenilendiği, her iki sözleşmede de sözleşme süresinin 1 yıl olduğu, sürenin bitiminden 1 ay önce tarafların fesih ihbarında bulunmamaları haline aynı şartlarla sözleşmenin yenileneceği, sözleşmede belirtilen süre dolmadan iş akdi feshedildiği takdirde kalan süreye ait ücretin tamamının peşin olarak ödeneceği ibarelerine yer verildiği, davacının hizmet sözleşmesinin sözleşme süresinin dolmasına üç gün kala 27.10.1995 tarihinde feshedildiği, davacı tarafından, hizmet sözleşmesinin sona ermesine üç gün kala feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin 1 yıl süre ile uzadığı öne sürülerek sözleşmenin haksız yere feshedilmesi dolayısıyla uğradığı zararın tazmini istemiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 35.000.000.-liranın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle … İş Mahkemesinde 24.4.1996 tarihinde açtığı davanın … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve temyiz başvurusunun Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilerek kararın kesinleştiği, 2.6.1998 tarihinde açılan işbu davanın ise toplam 850.000.000.- liranın 24.4.1996 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle süresi içinde açıldığı, … İdare Mahkemesinin adli yargının görevli olduğundan bahisle konunun Uyuşmazlık Mahkemesine intikalinin sağlandığı, Uyuşmazlık Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile uyuşmazlığı çözmekle idari yargının görevli olduğuna karar verilmesi üzerine idari yargıda tam yargı davalarında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına dair bir uygulamanın bulunmadığı, buna göre tazminat talebinin 35.000.000.-lira ile sınırlı olmak üzere inceleneceği belirtildikten sonra; ilk dava dilekçesinde hiç talep edilmemiş olan 600.000.000.-lira yıllık ücretin bakılan davada talep edilemeyeceği, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin talebine gelince; davacı kapsam dışı personel statüsünde olduğundan, anılan tazminatının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25-37. maddelerine göre çözümlenmesi gerektiği, anılan Kanun Hükmünde Kararnamede ise bu tazminatlara ilişkin bir düzenleme yer almadığından, talebin kabulüne olanak bulunmadığı, kârdan pay verilmesine ilişkin talebin de, şirketin 1995 yılında zarar etmesi nedeniyle dayanaktan yoksun olduğu, öte yandan, davacının ücret talebinin ise, iş mahkemesindeki talebi ile sınırlı olmak üzere 15.000.000.-liranın yasal faiziyle birlikte tazmini icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine ve kısmen kabulüne hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Davacının temyiz nedenleri iki noktaya ilişkin olup bunlardan ilki adli yargıda fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak açtığı davanın görev yönünden reddi üzerine idari yargıda açtığı davada saklı tuttuğu miktarı da dava konusu ederek talebini genişletmesine olanak görmeyen yerel mahkeme kararının öncelikle bu yönden bozulması istemidir.
Bilindiği üzere adli yargıda fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle tazminat davası açabilmesine karşın, idari yargıda dava açılırken böyle bir olanaktan yararlanmak söz konusu değildir. Ancak, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak adli yargıda açılan ve bu yargı yerince görev yönünden reddedilen dava üzerine idari yargıda açılan davada tazminat tutarının artırılmasını ve saklı tutulan kısmın talebe dahil edilmesini, davanın genişletilmesi olarak nitelendirmek mümkün değildir. Zira, adli yargıda dava açılırken fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmakla, bu yöndeki irade ortaya konulmuş olduğundan, davacının iş bu davayı açarken tazminat istemini artırmasını davanın genişletilmesi olarak değil, saklı tutulan hakkın talep edilmesi olarak kabul etmek gerekir. Esasen, adli yargıda talep edilen miktarın yani tazminat tutarının, bu davanın görev yönünden reddi üzerine idari yargı yerinde açılacak davada esas alınacağı ve artırılamayacağı yolunda 2577 sayılı Yasada herhangi bir engel hüküm de bulunmamakta, aksine benzer bir olayda Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 12.1.2001 günlü, E:1999/1172, K:2001/1 sayılı kararında bu görüşü ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu itibarla davacı talebinin, adli yargıda açılan davadaki miktarla sınırlı tutan, saklı tutulan fazlaya ilişkin hakkın talep edilmesini, davanın genişletilmesi olarak görüp davanın buna ilişkin kısmını reddeden idare mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Davacının öteki temyiz nedeni davanın çözümünde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin olup, bu yönden yapılan incelemede;
Davacı; kapsam dışı personel olup, bu statüde genel müdür olarak görev yaptığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, işbu statüsü itibarıyla davacının isteminin bu statüyü düzenleyen kurallar çerçevesinde karara bağlanması gerekirken, sözleşmeli personelle ilgili düzenlemeler içeren 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında karara bağlanmasında da hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 27.2.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.