Danıştay Kararı 11. Daire 2001/280 E. 2004/3079 K. 30.06.2004 T.

11. Daire         2001/280 E.  ,  2004/3079 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2001/280
Karar No: 2004/3079

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü-ANKARA
Vekili : …

İsteğin Özeti : Davacı tarafından, İç Güvenlik Harekatında görevlendirilen ve K.K.K. ve 29.Mknz.P.Tugay Komutanlığı emrinde piyade Astsubay Çavuş olarak görev yapmakta iken …-… Bölgesindeki görevinden, atama, izin ve rotasyon nedeniyle devir teslim işlemlerini yapmak için görevli olarak …’e dönmek üzere bindiği sivil aracın 6.8.1997 tarihinde Çat-Erzurum Karayolunda devrilmesi sonucu vefat eden oğlundan dolayı, 2330 sayılı Kanun uyarınca yetim aylığı bağlanması istemiyle yaptığı başvurusunun, 65 yaşından küçük olduğu ve malüllük şartını taşımadığı nedeniyle reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali ile yetim aylığı bağlanması ve bağlanacak aylığa yasal faiz yürütülmesi istemiyle açılan dava sonunda; 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 72/1 maddesi hükmü uyarınca dosyanın incelenmesinden; davacının oğlunun K.K.K. 29.Mknz.P.Tugay Komutanlığı emrinde piyade Astsubay Çavuş olarak görev yapmakta iken 6.8.1997 tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği, Sandık Yönetim Kurulunun 20.2.1998 tarihli kararı ile oğlu hakkında vazife malüllüğü hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği ve davacının 65 yaşından küçük olması nedeniyle malül ve muhtaç olduğunu belgelendirmesinin istenildiği, … Devlet Hastanesince ve …Askeri Hastanesince düzenlenen Sağlık Kurulu Raporlarının Sandık Sağlık Kurulunca incelenerek durumunun 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesi kapsamına girmeyeceği kararı verilmesi üzerine, davacının muhtaç olmasına karşın malül olmaması nedeniyle oğlundan dolayı yetim aylığı bağlanmasının mümkün olmadığının bildirildiğinin anlaşıldığı, Mahkemelerince davacının malüllüğünün tespiti açısından 16.2.2000 günlü ara kararı ile … Numune ve Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edilerek alınan sağlık kurulu raporunda, arızasının işlem gerektirecek ölçüde olmadığı ve çalışarak hayatını kazanabileceğine ilişkin rapor değerlendirilerek, davacıya yetim aylığı bağlanmaması yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından, sağlık kurulu raporları arasında bulunan çelişkinin giderilmesi gerektiğini ileri sürerek hukuka aykırı bulunan idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, İç Güvenlik Harekatında görevlendirilen K.K.K. 29.Mknz.P.Tugay Komutanlığı emrinde Piyade Ast. Çavuş olarak görev yapan davacının oğlunun, terör eylemlerinin önlenmesi, takibi ve etkisiz hale getirilmesi amacıyla yapılan sevk esnasında vefat ettiği anlaşıldığından, ölüm olayının 2330 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu açık olup, davacı isteminin 5434 sayılı Kanunun 72. maddesinin 4. fıkrası kapsamında değerlendirilerek işlem tesis edilmesi gerektiği açık olduğundan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eleşkirt P.Tugay Komutanlığı emrinde Astsb. Çavuş olarak görev yapmakta iken vefat eden davacının oğlundan dolayı yetim aylığı bağlanması amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 50 inci maddesinde, iştirakçilerin her çeşit malüllükleri ve ihtisasa taallük eden hastalıklar kuruluşu tam olan hastanelerin sıhhi heyetlerinin raporu ile belirtilir… şeklinde hüküm öngörülmüştür.
Olayda, … Askeri Hastanesince düzenlenen Sağlık Kurulu raporunda, çalışarak hayatını kazanamayacak derecede malül olduğu belirtilen davacının, Mahkemece … Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmesi sonucu hazırlanan raporda, arızasının işlem gerektirecek ölçüde olmadığı çalışarak hayatını kazanabileceğinin belirtilmiş bulunması ve sandık sağlık kurulununda yukarıda yazılı yasa hükmü kapsamında tam teşekkülü sağlık kuruluşu niteliğinde olmaması karşısında, her iki rapor arasında açık çelişki bulunduğundan, gerçek durumun tesbiti bakımından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesiyle atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 284 üncü maddesi uyarınca önceki sağlık kuruluşlarıyla eşit düzeyde üçüncü bir sağlık kuruluşunun görüşüne başvurulması ve alınacak rapor sonucuna göre yeniden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerden dolayı temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 72. maddesinin 4354 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 4. Fıkrasında, bu Kanunun 64 üncü maddesinin (a, b, c, ç, d ve e) fıkralarında açıklanan durumlardan dolayı veya 3.11.1980 tarih ve 2330 sayılı Kanun ile bu Kanuna ek 18.12.1981 tarihli ve 2566 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle hayatlarını kaybetmiş bulunan iştirakçilerle bunlardan aylık almakta iken ölenlerin, baba veya analarına, ölüm tarihini takip eden aybaşından geçerli olarak aylık bağlanacağı hükmü öngörülmüştür.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu kanunun, İçgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen; … Silahlı Kuvvetler mensuplarını, … kapsadığı belirtilmiştir.
Öte yandan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesinde ise memur ve kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap kalarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralı yer almıştır.
Uyuşmazlık, davacının oğlunun ölüm olayının 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalıp kalmadığına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, İçgüvenlik harekatında görevlendirilen Kara Kuvvetleri Komutanlığı 29. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrinde Piyade Ast. Çavuş olarak görev yapmakta iken …-… Bölgesindeki görevinden atama, izin ve rotasyon nedeniyle devir teslim işlemlerini yapmak üzere görevli olarak …-… Garnizonuna toplu olarak gönderilen aralarında davacının oğlunun da bulunduğu 15 personelin bindiği sivil aracın 6.8.1997 tarihinde Çat-Erzurum karayolunda devrilmesi sonucu davacının oğlunun hayatını kaybettiği, davacının 65 yaşından küçük olması nedeniyle hakkında 5434 sayılı Kanunun 72. maddesinin 1. fıkrası hükümleri uygulanmak suretiyle vazife malüllüğü üzerinden yetim aylığı bağlanabilmesi için muhtaç olma şartını taşıdığı, ancak malül olma şartını taşımadığı nedeniyle aylık bağlanmaması üzerine temyize konu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının oğlunun ölüm olayının, terör eylemlerinin neden ve etkisiyle meydana geldiği, dolayısıyla 2330 ve 3713 sayılı Yasalar kapsamında bulunduğu açık olduğundan, 5434 sayılı Yasanın 72. maddesinin 4. fıkrası hükmü uygulanmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gözönüne alınarak, dava konusu işlemin bu yönüyle iptali yerine davanın reddi yolundaki temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 30.6.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.