Danıştay Kararı 11. Daire 1999/897 E. 2000/3818 K. 11.10.2000 T.

11. Daire         1999/897 E.  ,  2000/3818 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1999/897
Karar No : 2000/3818

Temyiz İsteminde Bulunan : Ostim Vergi Dairesi Başkanlığı – ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1996 yılı işlemleri incelenen yükümlü şirketin müstahsilden aldığı bir kısım emtiayı içeriği itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirmek suretiyle haksız yere katma değer vergisi indiriminde bulunulduğu ileri sürülerek düzenlenen inceleme raporu uyarınca yükümlü şirket adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhedilmiştir. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun uyuşmazlığın ait olduğu dönemde yürürlükte bulunan 11/3. maddesinde, mal alım satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmemesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar arasında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsil olarak sorumlu tutulacaklarının hükme bağlandığı, madde hükmünde yer alan sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin veya kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünde bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izleninim edinilmesinin zorunlu olduğu, olayda ise yukarda belirtilen hususlara ilişkin idarece herhangi bir tespit yapılmadığı anlaşıldığından müteselsil sorumluluktan hareketle tarhedilen cezalı vergide yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle kaldırılmıştır. Vergi dairesi müdürlüğünce, cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, yükümlü şirkete ilgili dönemde fatura düzenleyen … tarafından düzenlenen faturaların gerek bir mal teslimine dayanmadığı, içeriği itibarıyla yanıltıcı nitelikte olduğu sonucuna varıldığından cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/1. maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 34/1. maddesinde ise; indirimin yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla yapılabilceği hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin b/1 bendinin parantez içi hükmünde; sahte belge, gerçek muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 3/B maddesinde ise, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu ve bunun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, katma değer vergisi idirimine esas olan belgenin yasada öngörülen koşulları taşıması gerekliliğinin yanısıra gerçeği yansıtması, diğer bir anlatımla gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Gerçek bir teslim ve hizmet ifasına dayanmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge dolayısıyla gerçekte katma değer vergisi yüklenilmiş olmayacağından, salt fatura ve benzeri belgede katma değer vergisinin şeklen gösterilmiş olmasının da indirimin yapılmasına dayanak teşkil etmeyeceği açıktır.
Bu itibarla, düzenlenen bir belgenin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, faturayı düzenleyen kişinin mükellefiyet ve fiili durumu hakkında idarece yapılmış tespitlerin ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilerek vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin anlaşılabilmesine bağlıdır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin fatura temin ettiği … hakkında düzenlenen raporda, mali polisce el konularak incelemeye intikal ettirilen 1996 yılı yevmiye, kasa, defteri kebir, envanter ve kambiyo defterlerinde hiçbir kayıt olmadığı, 1995 ve 1996 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin verilmediği, 1995 ve 1996 yıllarına ait katma değer vergisi beyannameleri verilmekle beraber 1995 yılının tamamına ve 1996 yılının ilk beş ayında ödenecek katma değer vergisi beyan edilmediği, diğer yedi ayda ise sadece 2,5 milyon lira ödenecek katma değer vergisi beyan edildiği, ayrıca bu şahsın … Pazarlama Ticaret Limited Şirketi’nden temin ettiği faturaların da gerçek dışı olduğu, işyeri adresi olarak bildirdiği adreste başka bir şahsın ikamet ettiği, ikametgah adresi olarak bildirdiği adreste ise 24 nolu bir meskenin bulunmadığı, yeni bildirdiği adreste başka bir şahsın ikamet ettiği ve bu şahsın tanınmadığının tespitli olduğu, bütün bunlar gözönüne alındığında …’in gerçek dışı belgelerle mal alımı yapmış ve alınmayan malları da satmış gibi göstererek gerçek dışı fatura düzenlediğinin açık olduğu, bu durumda yükümlü şirketin …’den temin ettiği faturaların gerçek mal alışına ait olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla indirimlerin haksız olduğu sonucuna varılmaktadır.
Vergi mahkemesince, inceleme raporundan bahisle, olayda 213 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluğun koşullarının oluştuğu yolunda idarece yapılmış tespit bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmışsa da, indirime dayanak teşkil eden bir belgenin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmesi durumunda indirimin reddedilmesi gereği yasa hükmü uyarınca açık olduğundan, söz konusu belgenin müteselsil sorumluluğu gerektirecek bir irtibat ve organizasyon içinde düzenlenmiş olup olmadığının ayrıca tespitine gerek bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarda açıklanan hususlar göz önüne alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 11.10.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU (X) : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.