Danıştay Kararı 11. Daire 1999/3761 E. 2000/3902 K. 12.10.2000 T.

11. Daire         1999/3761 E.  ,  2000/3902 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Onbirinci Daire
Esas No: 1999/3761
Karar No: 2000/3902

Temyiz İsteminde Bulunan : … Ltd. Şti.
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Yükümlü şirketin 1997 yılının Haziran dönemine ait ihracattan kaynaklanan katma değer vergisi iadesine ilişkin olarak verdiği banka teminat mektubunun geri verilmemesi yönündeki işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararıyla; yükümlü şirketin uyuşmazlık konusu dönemde ihraç ettiği malların tamamını … Tekstil’den almış göründüğü, … Tekstil hakkında yapılan inceleme sonucunda ise 1997/Haziran dönemindeki katma değer vergisi indirimlerinin tamamına yakın kısmının … Ltd. Şti.’nden alınan faturalara dayandığı ve … Ltd. Şti.’nin düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun saptandığı, … Tekstil’in, … Ltd. Şti’nden aldığı bu faturalara dayanarak yaptığı indirimlerin reddi yoluyla adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salındığı, … Tekstil’in %90 satışının yükümlü şirket ve aynı grup içindeki diğer bir şirkete olduğunun anlaşıldığı dolayısıyla yükümlü şirketle … Tekstil arasındaki ilişkinin 213 sayılı Yasa’nın 11. maddesine göre müteselsil sorumluluk kapsamında değerlendirilmesinin yasal olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Yükümlü şirket tarafından, ihracatın gerçekleştiğinin sabit olduğu, … Tekstil’in alımlarının sahte olması kendi alımlarının da sahte olduğunu göstermeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Dava, davacı şirketin ihracat istisnası nedeniyle teminat mektubu karşılığı katma değer vergisi iadesi aldıktan sonra teminat mektubunun iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi yolunda davalı idarece tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmış, vergi mahkemesince dosyanın incelenmesinden davacı şirketin 1997 yılı Haziran döneminde ihraç ettiği malların tamamını satın aldığı … … Ltd. Şti adına aynı dönemde sahte fatura kullanması nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle kaçakçılık cezalı K.D.V. tarhiyatı yapılmış olduğu, adı geçen şirket ile aralarında yoğun ve hacimli ticari ilişki bulunan davacı şirketin 213 sayılı Yasanın 11. maddesine göre müteselsil sorumluluk kapsamında değerlendirilmesinde ve bu nedenle teminat mektubu iade talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından karar temyiz edilmiştir.
213 sayılı Yasanın 11.maddesine 3239 sayılı Yasanın 2.maddesiyle eklenen 3.fıkrada, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları öngörülmüştür. Ancak bu maddede ki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi uyuşmazlıklarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tesbit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi şarttır.
Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren hüsnüniyetli yükümlülerin vergi ödeyip ödemediklerini takip etmesi ve onları bu yönde icrai bir güçle zorlaması imkansız olan diğer kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşer.
Dosyanın incelenmesinden: davacı şirketin ihracat istisnası nedeniyle ihraç ettiği mallara ilişkin katma değer vergisini iade olarak aldığı, davacı şirketin 1997 yılı Haziran dönemi hesaplarının incelenmesi ve yapılan karşıt incelemeler sonucu düzenlenen raporlar ile ihracatın gerçek olduğu, ihraç edilen malların satın alındığı … Ltd. Şti.nin satış faturalarını yasal defterlerine kaydederek ilgili dönem beyannamesi ile beyan ettiği hususları tespit edildikten sonra, davacı şirket tarafından ödenen katma değer vergilerinin adı geçen şirket tarafından aynı dönemde sahte fatura kullanılmak suretiyle ziyaa uğratıldığı sonucuna varılması üzerine 213 sayılı Yasanın 11/3 maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluktan hareketle teminat mektubunun iadesine ilişkin başvurunun reddedildiği anlaşılmıştır.
Olayda; ihracatın gerçek olduğu, mal temini sırasında davacı şirketin katma değer vergisi ödediği sabit olduğundan ve bunun aksi de idarece kanıtlanamadığından ve katma değer vergisi tahsil ettiği halde sahte fatura kullanma suretiyle tahsil ettiği vergileri ziyaa uğratan … Ltd Şti ile davacı şirket arasında bir irtibat bulunduğu hususunda tespit de yapılmadığından, davacı şirketin 213 sayılı Yasanın 11/3 maddesine göre müteselsilen sorumlu tutularak teminat mektubunun iade edilmesine ilişkin başvurusunun reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden yükümlü şirket ile … Ltd. Şti. arasında vergi kaçırmaya yönelik olarak zımmen dahi olsa irtibat olduğu yolunda somut bir tespit bulunmadığından, yükümlü şirketin 213 sayılı Yasa’nın 1/3. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu tutularak teminat mektubunun iade edilmesine ilişkin istemin reddedilmesi işleminde isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, teminat mektubunun iade isteminin reddi yolundaki işlemin iptal edilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesine 3239 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında, mal alım, satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımmen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları öngörülmüştür.
Bu maddenin gerekçesinde ise, kesilen vergilerin ve tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı, vergiyi kestiği veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerini yerine getirmelerini sağlamak için, alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsilen sorumlu tutularak gerçek yükümlünün bu görevini yapmasının sağlanmış olacağı belirtildikten sonra, katma değer vergisi tahsil edip vergi dairesine yatırmak zorunda olan bir kısım mükellefler tarafından, bu yükümlülüklerini yerine getirmemek amacı ile birtakım paravan firmalar kurulduğu, bu firmaların uhdelerinde önemli vergi birikmesine karşın bu vergileri süresi içinde vergi dairesine yatırmadan ortadan kayboldukları, herhangi bir mal varlığı bulunmayan bu firmaların vergi borcunun tahsil edilemediği, söz konusu firmaların ise çoğu kez vergi kaçırmak amacıyla büyük alıcılar tarafından kurulduğu, bu tür paravan şirket kurulmasını önlemek amacıyla bu maddenin düzenlendiği vurgulanmıştır.
Buna göre, 213 sayılı Kanunun 11. maddesinin katma değer vergisi ihtilaflarına da uygulanacağı anlaşılmaktadır. Ancak bu maddedeki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme asas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi şarttır.
Dosyanın incelenmesinden, 1997 yılının Haziran döneminde yükümlü şirket adına fatura düzenleyen … Ltd. Şti.’nin bu döneme ilişkin katma değer vergisi beyannamesini vererek söz konusu faturalarda yer alan katma değer vergisini beyan ettiği, ayrıca bu faturaları yasal defterlerine kaydettiği, … Tekstil’in bir kısım alışlarının gerçek olmamasının yükümlü şirkete yaptığı satışların da gerçek olmadığını göstermeyeceği, öte yandan yükümlü şirketin satın aldığı malları yurtdışına ihraç ettiği ve bu ihracata ilişkin döviz alım belgelerinin ve gümrük çıkış beyannamelerinin ibraz edildiği anlaşılmış olup, yükümlü şirketin mal aldığı şirket ile aralarında vergiyi ziyaa uğratma yönünden irtibat bulunduğu hususunda herhangi bir tespit yapılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yasaların kendisine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi niyetli yükümlülerin mal aldığı kişilerin vergiyi ödeyip ödemediklerini takip etmesi ve onları bu yönde icrai bir güçle zorlaması mümkün olmayıp bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşeceğinden, yükümlü şirketin mal alımlarıyla ilgili olarak hazineye intikal ettirilmediği ileri sürülen katma değer vergilerinden 213 sayılı Yasa’nın 11/3. maddesi uyarınca sorumlu tutularak vergi dairesine vermiş olduğu banka teminat mektubunun iade edilmemesine ilişkin işlemde yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 12.10.2000 gününde esasta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU (X): Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin … Ltd. Şti.’nden 1997/Haziran döneminde almış olduğu faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu ve bu faturalardaki katma değer vergisinin ödenmemesinden faturaları düzenleyen şirketle birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği ileri sürülerek, yükümlü şirketin vergi dairesine vermiş olduğu banka teminat mektubunun iade edilmemesi yönünde bir idari işlem tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan inceleme raporundaki tespitlere bakıldığında, … Tekstil’in düzenlediği faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu yolundaki en önemli kanıt olarak bu şirketin … Ltd. Şti.’nden temin ettiği faturaların sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı nitelikte faturalar olduğu ve alışları sahte olan … Tekstil’in yükümlü şirkete yapmış olduğu satışların da gerçek olmadığı sonucuna varılarak söz konusu idari işlemin tesis edildiği görülmektedir.
Ancak … Tekstil’in alışlarıyla ilgili olarak sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı fatura kullanarak haksız indirimden yararlandığı ileri sürülmek suretiyle adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmış ve her ne kadar bu tarhiyata karşı açılan dava … Vergi Mahkemesince usule ilişkin bir eksiklik nedeniyle kabul edilerek tarhiyat kaldırılmışsa da, Dairemizin 10.10.2000 gün ve E:1999/3857, K:2000/3793 sayılı kararıyla söz konusu mahkeme kararı esastan bir karar verilmek üzere bozulduğundan ve … Tekstil hakkında yapılan tarhiyatın sonucu yükümlü şirket için tesis edilen idari işlemi doğrudan etkilediğinden, … Tekstil hakkında yapılan tarhiyata ilişkin bozma kararımız üzerine esastan bir karar verildikten sonra ancak, bu dosyadaki uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, vergi mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz bozma kararındaki gerekçeye katılmıyorum.