Danıştay Kararı 11. Daire 1999/2966 E. 2000/3472 K. 21.09.2000 T.

11. Daire         1999/2966 E.  ,  2000/3472 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1999/2966
Karar No : 2000/3472

Temyiz İsteminde Bulunan : Liman Vergi Dairesi Müdürlüğü – MERSİN
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Bakliyat Pazarlama İthalat İhracat ve Sanayi Anonim Şirketi’nden tahsil edilemeyen 1990 yılının değişik dönemlerine ait vergi alacaklarının, anılan şirketin yönetim kurulu üyesi olan …’in vefat etmiş olması nedeniyle mirasçısı olan davacıdan tahsili amacıyla adına ödeme emri düzenlenmiştir. … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi hükmü uyarınca, kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için, kamu alacağının öncelikle şirket tüzel kişiliğinden aranması ve alacağın tüzel kişilikten tahsil olanağının kalmamış olması gerektiği, olayda ise bu hususta mahkemelerine ibraz edilmiş bir bilgi ve belgenin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü tarafından, borçlu şirketten tahsil olanağı kalmayan amme alacağının, şirket yönetim kurulu üyesinin mirasçısı olan davacıdan aranmasının yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : 213 sayılı Kanunun 12 nci maddesi hükmü uyarınca mükellefin ölümü halinde mükellefin ödevleri mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçtiğinden,davacıların karar tarihi itibariyle mirası reddetmiş bulundunduklarını mahkeme kararı ile kanıtlandığından dava konusu ödeme emirlerine karşı yapılan itirazın borcum yoktur kapsamında kabul edilerek mirasın reddi sebebi ile ödeme emirlerinin anılan yasa hükmü uyarınca iptal edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, ödeme emirlerini iptal eden vergi mahkemesi kararının bu gerekçe ile onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mirasçıların sorumluluğu başlıklı 12. maddesinde, ölüm halinde, mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak mirasçılardan her birinin murisin vergi borçlarından mirastaki hissesi oranında sorumlu olacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 7. maddesinde de, borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlamıştır.
Yukarda yer verilen yasa maddelerinin birlikte incelenmesinden, vefat eden mükellef ya da sorumluların vergi borçlarından sorumlu tutulacak mirasçıların mirası reddetmemiş olması gerektiği, mirasın reddi halinde murisin vergi borçlarından mirasçıların sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda ise, mirasçı olan davacının, murisi olan …’in terekesinin borca batık olması sebebiyle, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … gün ve E:.., K:… sayılı kararıyla mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın 31.3.2000 gününde kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda, borçlu şirketin kanuni temsilcisi olması nedeniyle şirket vergi borçlarından sorumlu tutulan muris …’in mirasının reddolunduğu mahkeme kararıyla sabit olduğundan, davacı adına mirasçı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde yasal uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin reddine, 21.9.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.