Danıştay Kararı 11. Daire 1999/2956 E. 1999/4341 K. 18.11.1999 T.

11. Daire         1999/2956 E.  ,  1999/4341 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1999/2956
Karar No : 1999/4341

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğü-ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 1990 yılı Ekim dönemine ilişkin olarak verdiği beyanname üzerinden tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen katma değer vergisi esas alınarak hesaplanan ve asla dönüştürülen gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; dosyanın incelenmesinden, idarenin ara kararına verdiği cevapta, ödeme emrine konu gecikme zammının dayanağı olan 1990 yılı Ekim dönemine ilişkin katma değer vergisinin, mükellefin 26.11.1990 tarihindeki beyanı üzerine aynı tarihte tahakkuka bağlandığı, ödeme vadesinin ise 25.11.1990 tarihli olduğunun görüldüğü, vergi aslı için zamanaşımının, verginin vadesi olan 25.11.1990 tarihini izleyen 1.1.1991 tarihinde başlayarak 31.12.1995 tarihinde sona erdiği, olayda ise, dava konusu ödeme emrinin zamanaşımı süresinden sonra 18.10.1996 tarihinde tebliğ edildiği, öte yandan 6183 sayılı Kanunun 103. maddesinde on bend halinde sayılan zamanaşımını kesen haller söz konusu olayda mevcut olmadığı gibi, idarece bu konuda herhangi bir iddia ileri sürülmediğinden, vergi aslının zamanaşımına uğradığının sabit bulunduğu, bu durumda zamanaşımına uğramış bir kamu alacağı üzerinden gecikme zammı istenilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesi kararını onayan Danıştay Onbirinci Dairesinin 23.2.1999 gün ve E:1997/2973, K:1999/764 sayılı kararının; dava konusu ödeme emri içeriği alacağın, asla dönüştürülen gecikme zamları olduğu, vadeleri dikkate alındığında zamanaşımı bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : İçinde bulunulan yıl sonuna kadar ödenmemiş olan gecikme zammının, aslı gibi addolunması ve onun hukuki rejimine tabi olmasına rağmen, 6183 sayılı Yasanın 51. maddesindeki düzenlemeye göre gecikme zammı ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağına vadenin bitim tarihinden itibaren hesaplanıp uygulandığından amme alacağının vadesinde ödenmemesinin yaptırımını oluşturması ve bu alacağın tahili aşamasıyla ilgili olması nedeniyle, üzerinden hesaplandığı amme alacağının aslını doğuran olayla bir ilgisi bulunmamaktadır.
Buna göre; dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağı, vergi aslı üzerinden hesaplanarak asla dönüştürülen gecikme zammına ilişkin olması nedeniyle, vade tarihinde asla dönüştürülen gecikme zammı dolayısıyla yeni bir alacağın doğduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan nedenlerle karar düzeltme istemini kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanunun 54. maddesinin (c) fıkrasına uygun görüldüğünden Danıştay Onbirinci Dairesinin 23.2.1999 gün ve E:1997/2973, K:1999/764 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra işin esası yeniden incelendi:
Uyuşmazlık, tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen katma değer vergisi üzerinden hesaplanan ve asla dönüştürülen gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 1. fıkrasında, amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadesinin bitim tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanacağı belirtildikten sonra 3505 sayılı Yasanın 24. maddesiyle değişik 2. fıkrasında ise, içinde bulunan yıl sonuna kadar ödenmemiş olan gecikme zammı ile gecikme faizinin müteakip yılın başından itibaren doğmalarına neden olan amme alacağı gibi addolunacağı ve bu amme alacağının tebliğ edilmeksizin tahakkuk edeceği, tahakkuk eden bu amme alacağına üzerinden hesaplandıkları amme alacağı aslına uygulanan yukardaki hükümlerin aynen uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114/1. maddesinde vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı kuralına yer verilmiştir.
Olayda ise, 1990 yılı Ekim dönemine ait katma değer vergisi üzerinden hesaplanan gecikme zammının 1.1.1992, 1.1.1993 ve 30.11.1994 tarihlerinde 6183 sayılı Yasanın, 3505 sayılı Yasayla değişik 51/2. maddesi uyarınca aslına dönüştürülmesi üzerine 17.10.1996 tarihinde tahakkuk fişi düzenlenerek, 18.10.1996 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiştir.
İçinde bulunulan yıl sonuna kadar ödenmemiş olan gecikme zammının, aslı gibi addolunması ve onun hukuki rejimine tabi olmasına rağmen, 6183 sayılı Yasanın 51. maddesindeki düzenlemeye göre gecikme zammı ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağına vadenin bitim tarihinden itibaren hesaplanıp uygulandığından amme alacağının vadesinde ödenmemesinin yaptırımını oluşturması ve bu alacağın tahsili aşamasıyla ilgili olması nedeniyle, üzerinden hesaplandığı amme alacağının aslını doğuran olayla bir ilgisi bulunmamaktadır.
Buna göre; dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağı, vergi aslı üzerinden hesaplanarak asla dönüştürülen gecikme zammına ilişkin olması nedeniyle, vade tarihinde asla dönüştürülen gecikme zammı dolayısıyla yeni bir alacağın doğduğunun kabulü zorunludur.
Her ne kadar vergi aslı 31.12.1995 tarihinde zamanaşımına uğramış isede; vergi aslı üzerinden hesaplanan gecikme zammı 1.1.1992, 1.1.1993 ve 30.11.1994 tarihinde asla dönüştürülmesiyle birlikte ödeme emri içeriği alacağı bu tarihte doğmuş olduğundan buna ait zamanaşımı süresinin ilişkin olduğu yılı izleyen yılın başından başlayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda, asla dönüştürülen gecikme zammının vadeleri (asla dönüştürdükleri tarih) dikkate alındığında, tahakkuk zamanaşımı bulunmadığı halde, dava konusu ödeme emrini, vergi aslının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararında, isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 18.11.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.