Danıştay Kararı 11. Daire 1998/1125 E. 1999/3590 K. 13.10.1999 T.

11. Daire         1998/1125 E.  ,  1999/3590 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1998/1125
Karar No: 1999/3590

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğü – ANKARA

İstemin Özeti : Toptan et ticareti ile uğraşan yükümlü şirketin 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda bir kısım emtia alışlarını sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirdiğinin tespit edilmesi üzerine katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Mart-Aralık dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin vergi, resim ve harçlar ile benzer mali yükümlüler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde, tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağının hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden, dava konusu ihbarnamenin 18.6.1997 tarihinde yükümlü şirket müdürüne tebliğ edildiği halde 18.7.1997 günü mesai bitimine kadar dava açılması gerekirken 11.9.1997 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmiştir. Yükümlü şirket tarafından, 18.8.1997 günlü il uzlaşma komisyonu kararı ile çalışmaya ara verme süresi gözönünde bulundurulduğunda davanın süresinde açıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Dava,1994 yılı Mart ila Aralık dönemleri için yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatının iptali istemiyle açılmış, vergi mahkemesince ihbarnamelerin 18.6.1997 tarihinde tebliğ edildiği,davanın ise 2577 sayılı Yasanın 7.maddesinde öngörülen 30 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 11.9.1997 tarihinde açılmış olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle süreaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş,davacı tarafından karar temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 7.maddesinin 1.fıkrasında dava açma süresinin,özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu,2.fıkrasının (b) bendinde bu sürenin tebliğ yapılan hallerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı,öngörülmüş olup,8.maddesinin 3.fıkrasında da; “Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Yasanın Ek 7.maddesinin 4.fıkrasında “Uzlaşmanın vaki olmaması halinde,mükellef veya ceza muhatabı, tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden: ihbarnamelerin 18.6.1997 tarihinde tebliğ edildiği, uzlaşmaya varılamadığına ilişkin … günlü, … sayılı İl Uzlaşma Komisyonu kararının yükümlü şirket yetkilisi tarafından imzalanmış olduğu, davanın 11.9.1997 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Belirtilen durum karşısında,dava açma süresinin bitmiş olması nedeniyle davacının 11.8.1997 tarihinden itibaren 15 gün içerisinde engeç 26.8.1997 tarihinde dava açması gerektiği,bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlıyan 15 günlük ek sürenin 213 sayılı Yasanın Ek 7.maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle 2577 sayılı Yasanın 8.maddesinin 3.fıkrası uyarınca uzamış sayılamayacağı, buna göre davanın süresinde açılmadığı sonucuna varılmıştır.
Temyize konu kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Her ne kadar, uzlaşmanın vaki olmaması halinde dava açma süresini düzenleyen hükümler 213 sayılı Yasada yer almaktaysa da, 2577 sayılı Yasada belirlenen dava açma süresine ilişkin genel hükümler çerçevesinde ek dava açma süresinin bitiminin çalışmaya ara verme süresine rastlaması halinde de dava açma süresi ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağından davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yükümlü şirketin 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda Mart-Aralık dönemleri için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı maddenin 2/b fıkrasında ise vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğ tarihini izleyen günden başlayacağı hükme yer verilmiş, 8/3. maddesinde de bu kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde bu sürelerin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 7/1. maddesinde müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, 4. fıkrasında ise uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabının, tarhedilen vergiye veya kesilen cezaya uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu sürenin tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzayacağı hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden yükümlü şirket adına tahakkuk ettirilen vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin 18.6.1997 tarihinde şirket müdürü …’e tebliğ edildiği, süresi içinde uzlaşma talebinde bulunulmasına rağmen uzlaşmanın vaki olmaması nedeniyle düzenlenen 11.8.1997 tarihli tutanağın yükümlü şirket etkilisi tarafından imzalandığı halde 11.9.1997 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçe ile dava açıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 7. maddesinde öngörülen 15 günlük ek dava açma süresi 2577 sayılı Yasanın 7/1. maddesinde belirtilen dava açma süreleri içinde değerlendirilmesi gerektiğinden aynı Kanunun 8. Maddesi uyarınca ek dava açma süresinin bitiminin çalışmaya ara verme süresine rastlaması halinde de dava açma süresi çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü izleyen günden itibaren yedi gün uzamış sayılacaktır.
Bu durumda uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren başlayan 15 günlük dava açma süresinin bitimi çalışmaya ara verme süresine rastlaması nedeniyle çalışmaya ara vermenin sona erdiği günden itibaren yedi gün uzayan dava açma süresi içinde (11.9.1997) açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere bozulmasına 13.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.