Danıştay Kararı 11. Daire 1997/5053 E. 1999/33 K. 11.01.1999 T.

11. Daire         1997/5053 E.  ,  1999/33 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/5053
Karar No: 1999/33

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : Serbest meslek faaliyetinde bulunarak elde ettiği geliri beyan etmediği ileri sürülen davacı adına 1991 yılı Mayıs-Aralık dönemleri için re’sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir.
… Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; değişik vergilendirme dönemlerine ve değişik vergi türlerine karşı davacı tarafından tek dava dilekçesi ile açılan dava sonucunda mahkemelerince 2577 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasına uygun olmayan dava dilekçesinin dönemler ve vergi türleri açısından ayrı ayrı dava açılmak üzere reddedilmesine ilişkin mahkeme kararının, davacının dilekçesinde belirtildiği adreste bulunamaması nedeniyle 5.6.1996 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilerek ihbarnamelerinin kapıya yapıştırılıp davacının babasına konu hakkında bilgi verilmek suretiyle tebligatın usulune uygun olarak tamamlanmasına karşın otuz gün içinde yenilenmeyen davanın süreaşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığından reddine karar vermiştir. Yükümlü, ikametgah adresinde herhangi bir değişiklik olmadığı halde tebligatın muhtara yapıldığını, ayrıca konu hakkında bilgi verildiği ileri sürülen babasının 1973 yılında vefat ettiğini, dolayısıyla tebligatın usulüne uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesinde, “kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine,…. bildirir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ilk dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasına aykırı görülmesi nedeniyle aynı Kanunun 15/1-(d) maddesi uyarınca yeniden dava açılmak üzere reddedildiği, ancak davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması sonucu sözü edilen dilekçe ret kararının mahalle muhtarına tebliğ edilerek ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp ve davacının babasına da konu hakkında bilgi verilerek Tebligat Kanununun 21. maddesine göre 5.6.1996 tarihinde tebligatın tamamlandığı, yenileme dilekçesinin ise yasal süre olan otuz günden çok sonra 10.10.1997 tarihinde verilmesi üzerine davanın 2577 sayılı Kanunun 15/1 (d) maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır.
Ancak, davacının dosyaya ibraz ettiği belgelerden, konu hakkında kendisine bilgi verildiği ileri sürülen babasının 1973 yılında vefat ettiği ve bunun dışında Kanuna uygun olarak en yakın komşulardan birine ve varsa yönetici veya kapıcıya da keyfiyetin davacıya haber verilmesinin bildirilmesi koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun olarak yapılmış bir tebligattan söz edilemez.
Bu durumda, davacının, ilgili muhtarlık tutanağı ile mahkeme kararını tebellüğ ettiği 30.9.1997 tarihinden itibaren otuz gün içinde (10.10.1997) yenilediği davanın mahkeme tarafından süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere bozulmasına 11.1.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.