Danıştay Kararı 11. Daire 1997/4611 E. 1999/1172 K. 07.04.1999 T.

11. Daire         1997/4611 E.  ,  1999/1172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4611
Karar No: 1999/1172

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Hurda metal ticaretiyle uğraşan yükümlünün haksız yere mahsup ve katma değer vergisi indiriminden yararlandığının tespit edilmesi üzerine 1996 yılı Mayıs-Eylül dönemleri için kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır. … Vergi Mahkemesi … gün ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde, dava açma süresinin özel yasalarında aynı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğunun hükme bağlandığı, aynı yasanın 8/3. maddesinde de bu kanunda yazılı sürelerin bitiminin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde bu sürelerin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağının belirtildiği, bu durumda 3.7.1997 tarihinde yükümlüye tebliğ olunan ihbarnameye karşı çalışmaya ara vermenin sona erdiği 6.9.1997 tarihinden itibaren işlemeye başlayan yedi günlük sürenin sonu olan 12.9.1997 günü mesai saati bitimine kadar vergi mahkemesinde dava açılması gerekirken 17.9.1997 tarihinde vergi mahkemesi kaydına giren dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmiştir. Yükümlü tarafından uzlaşma temin edilemediğine ilişkin uzlaşma komisyonu kararının kendisine 3.9.1997 tarihinde tebliğ edildiğinden davada süre aşımı bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen mahkeme kararı dava dilekçesi üzerinde yapılan ilk inceleme sonucunda tesis edildiğinden temyiz dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmemiştir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, hurdacılık yapan yükümlü adına tarh ve tebliğ olunan cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması isteğiyle açılan davayı süre yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 1.bendinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde 30 gün olduğu belirtilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 7.maddesinde de müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talebettiği vergi ve ceza için uzlaşmanın vaki olmaması durumunda 15 gün içinde dava açma yoluna gidebileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, yükümlü tarafından tarhiyata karşı dava açma süresi içinde uzlaşma talebinde bulunulduğu ve uzlaşmanın temin edilemediğine dair 24..6.1997 günlü tutanağın 3.9.1997 gününde yükümlüye tebliğ edildiği, davanın ise 15 günlük süre geçirilmeden 17.9.1997 gününde açıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, sözü edilen davanın süre yönünden reddedilmesinde yasal isabet görülmediğinden, yükümlü temyiz isteminin kabulüne ve dosyanın esastan incelenip sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden 213 sayılı Yasanın Ek 7. maddenin 4. fıkrası hükmünde öngörülen uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın yükümlüye tebliği tarihinde genel hükümler çerçevesinde 30 günlük dava açma süresinin bitmiş olması nedeniyle, tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün olarak uzayan süre içinde dava açıldığı saptandığından davanın süre aşımı yönünden reddine karar veren vergi mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, hurda metal ticaretiyle uğraşan yükümlünün haksız yere mahsup ve katma değer vergisi indiriminden yararlandığının tespit edilmesi üzerine tarhedilen kusur cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması isteminden kaynaklanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan şekliyle Ek 4. maddenin 2. fıkrasında uzlaşma talebinin mükellef veya cezaya muhatap olanlar için vergi ve ceza ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılacağı, Ek 7. maddede ise müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabının; tarhedilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesinde dava açabileceği, bu takdirde dava açma süresi bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzayacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlüye 19.2.1997 tarihinde tebliğ edilen ihbarname nedeniyle 30 günlük yasal süre içinde 19.3.1997 tarihinde uzlaşma talebinde bulunulduğu halde, yükümlünün uzlaşma görüşmesine katılmaması nedeniyle uzlaşmanın temin edilemediğine ilişkin 24.6.1997 günlü uzlaşma komisyonu kararının 3.9.1997 tarihinde yükümlüye tebliğ edilmesi üzerine 17.9.1997 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçe ile dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, 213 sayılı Yasanın Ek 7. maddenin 4. fıkrası hükmünde öngörülen uzlaşmanın temin edilemediğine ilişkin tutanağın yükümlüye tebliği tarihinde genel hükümler çerçevesinde 30 günlük dava açma süresinin bitmiş olması nedeniyle, tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün olarak uzayan süre içinde dava açıldığı saptandığından davanın süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına 7.4.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.