Danıştay Kararı 11. Daire 1997/4413 E. 1998/1353 K. 16.04.1998 T.

11. Daire         1997/4413 E.  ,  1998/1353 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/4413
Karar No : 1998/1353

Temyiz İsteminde Bulunan : Maliye Bakanlığı … Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yükümlünün, … Defterdarlığı … Emlak Müdürlüğü’nce yapılan açık arttırmada satın aldığı taşınmaz dolayısıyla ödediği katma değer vergisinin haksız olduğunu ileri sürerek iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet yoluyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 24.7.1996 gün ve 22944 sayılı işlemine karşı açılan davada; ….Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yükümlünün ….ve …Sulh Hukuk Mahkemelerine yaptırdığı tespitlerden ve taşınmazın tapu kaydı ile ihale şartnamesinden satışa konu yerin konut (bahçeli kargir ev) niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, buna göre anılan yerin yüzölçümünün 150 m2’den küçük olması dolayısıyla katma değer vergisinden müstesna olduğu gözetilmeden, satış bedeli üzerinden katma değer vergisi tahsil edilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iadesine karar verilmiştir. Davalı idare tarafından, satışa konu yerin arsa niteliğinde olduğu, bu nedenle tahsil edilen katma değer vergisinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, … Yakası Milli Emlak Müdürlüğünden ihale yolu ile satın alınan 150 m2 den küçük bahçeli kargir evden dolayı, evin bedeli ile birlikte tahsil edilen katma değer vergisinin terkini ve iadesi isteğiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının, anılan müdürlükçe temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinde, mal teslimi ve hizmet ifası yapanlar anılan verginin mükellefi olarak kabul edilmiş ve bu faaliyetleri nedeniyle vergi tahsil ederek ilgili vergi dairelerine yatırmak zorunda oldukları açıklanmıştır.
Olayda, satıcı tarafından davacıya satılan gayrimenkul arsa kabul edilerek satış bedeli ile birlikte katma değer vergisi tahsil edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Tahsil edilen vergi, ilgili vergi dairesinin hesabına yatırılmış olacağından davanın … Milli Emlak müdürlüğünün husumetiyle bakılmasına olanak yoktur.
Bu durumda, vergi mahkemesince hasım düzeltilmesi yapılmak suretiyle dava dilekçesinin doğru hasım olan verginin yatırıldığı vergi dairesine tebliği gerekirken, aracı durumunda olan müdürlüğün husumetiyle sonuçlandırılmasında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ilişkin vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Dava, davalı idarece yapılan ihalede satın alınan taşınmaz bedeli üzerinden tahsil edilen katma değer vergisinin haksız olduğundan bahisle iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddi yolunda tesis olunan işlem üzerine açılmıştır.
Her ne kadar mahkemece, tapu kaydında satışa konu yerin niteliğinin bahçeli kargir ev olduğu ve alanının 150 m2’den küçük olması nedeniyle katma değer vergisinden müstesna olduğu belirtilerek tahsil edilen katma değer vergisinin iadesine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut 20.2.1995 günlü ekspertiz raporundan taşınmaz üzerindeki yapının eski ve yıpranmış olması nedeniyle değerlemede dikkate alınmadığı, taşınmaza sadece arsa vasfı dolayısıyla kıymet takdir edildiği ve bu rapor esas alınarak ihalenin gerçekleştirildiği anlaşıldığından, katma değer vergisinden müstesna olduğu kabul edilemez.
Bu durumda, taşınmazın niteliğinde hataya düşülerek, tahsil edilen katma değer vergisinin iadesi yolunda verilen mahkeme kararında isabet bulunmadığından, bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davalı idarece yapılan açık arttırmada satın alınan taşınmaz dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin haksız yere tahsil edildiği gerekçesiyle iadesine karar veren vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin (B) bendinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d maddesinde de, müzayede mahallerinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu kuralına yer verilmiş, aynı Kanunun Geçici 8.maddesinde ise, net alanı 150 m2’ye kadar olan konut teslimleri ile konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinin 31.12.1997 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
Yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, açık arttırma suretiyle yapılan konut satışlarının katma değer vergisine tabi olduğu, ancak bu şekilde satılan konutların net alanının 150 m2’yi aşmaması halinde katma değer vergisinden istisna edildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare tarafından ihaleden önce … Bankası Ekspertiz İşleri Müdürlüğü’ne yaptırılan tespit sonucunda düzenlenen 20.2.1995 günlü ekspertiz raporunda, satışa konu taşınmaz üzerindeki tek katlı binanın eski ve yıpranmış olması dolayısıyla değerlemeye alınmadığı, mevkii ve imar durumu gözönünde bulundurularak arsa niteliğiyle 2,3 milyar lira kıymet takdir edildiği, ihale tarihi olan 5.1.1996 tarihinde bu miktar, günün rayiç bedeline yükseltilerek 4 milyar muhammen bedel üzerinden ihaleye çıkarıldığı ve satışının bu şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davacının …Sulh Hukuk Mahkemesine yaptırdığı tespit sonucunda düzenlenen 8.4.1996 gün ve … sayılı bilirkişi raporu ile belirlenen 10.033.400.000.-lira rayiç bedelin 8.968.400.000.-lirası taşınmazın arsa kısmı için, kalan miktarının ise üzerindeki söz konusu bina için takdir edildiği, böylelikle bu tespitten de muhammen bedelin ağırlıklı payının arsaya ait olduğu görülmektedir. Nitekim satışa konu yerin bu niteliği dikkate alınarak ihale şartnamesinde, satış bedeli üzerinden %15 katma değer vergisi alınacağı belirtilmiş ve şartnamedeki bütün hususların davacının da aralarında bulunduğu ihaleye katılanlarca imzalandığı tespit edilmiştir. Buna göre taşınmazın arsa olan gerçek mahiyeti gözönünde bulundurulduğunda, Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 8.maddesi kapsamında kaldığı düşünülemez.
Bu durumda, müzayede mahallinde satılan arsa vasıflı taşınmazın satış bedeli üzerinden katma değer vergisi tahsil edilmesi gerekirken, vergi mahkemesince taşınmazın niteliğinde hataya düşülerek, tahsil edilen katma değer vergisinin iadesi yolunda verilen kararda kanuna uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle ….Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 16.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.