Danıştay Kararı 11. Daire 1997/3969 E. 1998/3147 K. 05.10.1998 T.

11. Daire         1997/3969 E.  ,  1998/3147 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/3969
Karar No : 1998/3147

Temyiz İsteminde Bulunan : … Personeli Özel Sosyal Güvenlik Hizmetleri Vakfı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Mülkiyeti … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait … ve yan tesislerini kapalı zarf usulü ile yapılan ihale sonucunda satın alan davacı vakıftan tahsil edilen ve ihtirazi kayıtla 1995 yılının Aralık döneminde ödenen katma değer vergisinin ret ve iadesi istemiyle dava açılmıştır. …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; müzayede, bir mal veya mülkün en yüksek bedel teklif edene satılmak üzere satışa sunulması işlemi olduğuna göre ihalenin yapıldığı yerin mutlaka müzayede mahalli olması gerekmediği, bu itibarla 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde kapalı zarf usulü ile belediye encümeni huzurunda yapılan ihale sonucunda satışı gerçekleştirilen taşınmaza ilişkin satış bedeli üzerinden tahsil edilen katma değer vergisinde, 3065 sayılı Kanunun 1-3/d maddesi hükmüne aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı vakıf tarafından, ihale müzayede mahallinde değil, belediye encümeni huzurunda yapıldığından söz konusu işlemin katma değer vergisine tabi olmadığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : Uyuşmazlık; Davacı Vakfın, itirazı kayıtla verdiği beyanname üzerinden adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin terkin edilmesi istemiyle açtığı davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması isteğinden ibarettir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasında”Türkiye’de yapılan Ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler.”ve aynı maddenin 3 üncü fıkrasının (d) bendinde”Müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar” katma değer vergisine tabidir.”, 1580 sayılı Belediye Kanununun, Belediyenin vazifeleri Başlıklı 15 nci maddesinin 64 üncü fıkrasında “Mezat salonları açmak ve işletmek” hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Mülkiyeti …Büyükşehir Belediyesine ait bulunan … ve yan tesislerinin, kapalı zarf usulü ile 2886 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi uyarınca satışa çıkartıldığı,ihale komisyonu görevini ifa eden belediye encümenince en uygun teklifde bulunduğu belirlenen … Personeli Özel Sosyal Güvenlik Hizmetleri Vakfına satılarak, tapuda alıcı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Bu açıklama karşısında;3065 sayılı Kanunun 1. maddesinin 3-d bendi uyarınca,müzayede mahallinde yapılan satışlar katma değer vergisine tabidir.
Ancak, 2886 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi gereğince önceden muhammen bedel tesbiti ile ilan yapılmak suretiyle katılımcılar arasındaki yarışma sonucunda belirlenecek en uygun fiat üzerinden satış yapılması halinde satış yapılan yer müzayede mahalli değildir. Aksi düşünüldüğünde, katılımcılar arasında herhangi bir şekilde yarışma yapmak suretiyle yapılan satışlarda, her satış yerinin muzayede mahalli olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu düşünce şekli 1580 sayılı Belediye Kanununun, Belediyenin Görevleri başlıklı 15 inci maddenin 64 üncü fıkrasına aykırıdır. Çünkü, mezat salonlarını açıp işletmek münhasıran belediyelerin asli görevlerindendir. Yani herhangi bir şekilde satış yapılan herhangi bir yer değil belediyelerin bu amaçla ve bu ad altında açıp işlettikleri yer müzayede mahallidir. Dolayisiyle de bu mahallerde belediyelerce açıp işletilen mezat salonlarında yapılan satışlar müzayede mahallinde yapılmış satıştır ve katma değer vergisine tabidir. Dava konusu olayda ki gibi belediye encümeni kararı ile ihale yoluyla yapılan satışlar muzayede mahallinde yapılmış satış niteliğini taşımadığı gibi Kanunla kurulan ve yerinden yönetim idaresi olan belediyelerin özel mülklerini satmaları hali ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim niteliğini taşımadığından katma değer vergisi tarhı için anılan yasanın ön gördüğü vergiyi doğuran olay gerçekleşmemiştir. Bu nedenle vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle, yerinde görülen yükümlü temyiz isteminin kabul edilerek temyiz konusu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına, …- lira karar harcının davacıdan alınmasına 5.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.