Danıştay Kararı 11. Daire 1997/3702 E. 1999/911 K. 03.03.1999 T.

11. Daire         1997/3702 E.  ,  1999/911 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3702
Karar No: 1999/911

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Yükümlünün 1996/Ekim döneminde sattığı taşıtla ilgili beyan edilen satış bedelinin emsaline göre düşük bulunması üzerine takdir komsiyonu kararına istinaden ağır kusur cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. … Vergi Mahkemesi … gün ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 193 sayılı Kanunun mükerrer 80/7 maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 1. maddesine göre gerçek usulde vergiye tabi ükelleflerin, faaliyetlerini terk ettikten sonraki arızi nitelikteki teslimlerinin katma değer vergisine tabi olmadığı, olayda nakliyecilik yapan yükümlünün 3.10.1996 tarihli kesin satış sözleşmesi ile … plaka no’lu kamyonu … liraya sattığı ve işini terk ettiği, 30.11.1996 tarihli tutanakla da bu hususun saptandığı, olayda sözkonusu taşıtın düşük bedelle satılması nedeniyle re’sen tarh sebebinin mevcut olduğu, ancak yükümlünün işini terk ettiği için satılan taşıta ilişkin arızi nitelikteki teslim bedelinin katma değer vergisine tabi olmadığı gerekçesiyle ağır kusur cezalı tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi dairesi müdürlüğü takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yükümlü tarafından satılan taşıtın beyan edilen değerinin emsaline göre düşük bulunması üzerine takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden tarhedilen ağır kusur cezalı katma değer vergisi tarh edilmesinden doğmuştur.
213 sayıl Yasanın 161. maddesinde vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade edeceği, işlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulmasının işi bırakma sayılmayacağı hükmü yer almıştır.
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun emsal bedeli ve emsal ücreti başlıklı 267. maddesinde emsal bedel, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tesbit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlandıktan sonra takdir esnasında da takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle takdir yapılacağı, takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkının mahfuz olacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden nakliyecilik yapan yükümlünün 3.10.1996 tarihli kesin satış sözleşmesi ile … plakalı … marka kamyonu … liraya satarak işini terkettiğini vergi dairesine bildirdiği, vergi dairesinin söz konusu taşıtla ilgili beyan edilen değeri düşük bularak olayı takdire sevkettiği, takdir komisyonunca sözkonusu taşıtın satış değerinin … lira olarak takdir edildiği, yükümlünün beyanıda dikkate alınmak suretiyle toplam … lira üzerinden ağır kusur cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda mahkeme, yükümlünün sözkonusu taşıtı satarak işini terk etmesi nedeniyle bu teslimin arızi nitelikte olduğu, dolayısıyla katma değer vergisine tabi olmadığı gerekçesiyle tarhiyatı terkin etmişse de, yükümlünün gerek dava dilekçesinde gerekse temyize cevap dilekçesinde, … plakalı taşıtı sattıktan sonra 16.12.1996 tarihinde … plakalı … marka bir kamyon satın aldığını belirttiği, bu taşıtla ilgili alış faturasını da dilekçeye eklediği anlaşılmakta olup, yükümlünün nakliyecilik yaptığı taşıtı sattıktan (3.10.1996) sonra aynı yıl içinde 16.12.1996 tarihinde yeni bir kamyon aldığı gözönünde bulundurulduğunda yukarda açıklanan 213 sayılı Yasanın 161. maddesine göre işin terk edilmesi sözkonusu değildir. Dolayısıyla yükümlünün 3.10.1996 tarihinde gerçekleştirdiği taşıt satışıyla ilgili işlem ticari nitelikte bir teslimdir. 3065 sayılı Yasanın 1/1. maddesine göre de, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan her türlü teslim ve hizmetler katma değer vergisinin konusuna girmesi nedeniyle sözkonusu taşıtla ilgili beyan edilen bedelin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespiti uyuşmazlığın çözümünde büyük önem arzetmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri belirtilmek suretiyle, idari yargı yerlerine geniş bir re’sen araştırma yetkisi tanınmıştır.
Bu itibarla, takdir komisyonunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağını oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan maddelerinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığının tesbiti amacıyla … Derneği ile gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tarhiyatı terkin eden mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Ancak, araç satışları noter kanalıyla yapıldığı için idarenin bilgisi dışında kalamayacağı gibi, yükümlü de düzenlediği fatura tutarı üzerinden bir beyanda bulunmakla olayı vergi dairesinin bilgisine sunduğundan, beyanname üzerinde yapılan inceleme sonucunda matrah farkı bulunması durumunda kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, 3.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.