Danıştay Kararı 11. Daire 1997/2986 E. 1999/712 K. 17.02.1999 T.

11. Daire         1997/2986 E.  ,  1999/712 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/2986
Karar No: 1999/712

Temyiz İsteminde Bulunan : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü – ANKARA
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : Serbest meslek faaliyetini sürdürmekte iken katma değer vergisi beyannamelerine ilişkin 1995 yılına ait yıllık bildirimi yasal süresi içinde vermeyen yükümlü adına 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. Maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 148/1. maddesinde, kamu idareleri ve müesseselerinin, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerin, Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecbur olduklarının hükme bağlandığı, anılan Yasanın 148 ve 149 maddelerinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 235 seri Nolu Genel Tebliğde, stopaj gelir vergisi ile katma değer vergisi mükelleflerinin (götürü ve serbest meslek kazanç mükellefleri hariç) tebliğde açıklanan esaslar çerçevesinde yıllık bildirimde bulunacaklarının açıklandığı, 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. maddesinde ise 148. madde hükmüne çekinme sebebi olmaksızın riayet etmeyenler özel usulsüzlük cezası kesileceği hükmüne yer verildiği, dosyanın incelenmesinden avukatlık yapan yükümlünün katma değer vergisi beyannamelerine ilişkin 1995 yılına ait yıllık bildirimini vermediğinin anlaşıldığı, ancak avukat olması nedeniyle serbest meslek kazancı mükellefi olan yükümlünün anılan tebliğ uyarınca yıllık bildirim verme zorunluluğu olmadığından kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kaldırılmıştır. Vergi dairesi tarafından kesilen özel usulsüzlük cezasının yasal olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Dava, davacı adına 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istemiyle açılmış, vergi mahkemesince anılan Yasanın 148/1 ve mükerrer 355. maddelerinden söz edildikten sonra 235 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile stopaj gelir vergisi ile katma değer vergisi mükellefleri için (götürü ve serbest meslek kazanç mükellefleri hariç) yıllık bildirimde bulunma zorunluluğunun getirildiği, buna göre serbest meslek kazanç mükellefi olan davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle cezanın iptaline karar verilmiş, davalı idarece karar temyiz edilmiştir.

213 sayılı Yasanın 148. maddesinin birinci fıkrasında kamu idare ve müesseseleri mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerin Maliye Bakanlığı’nın veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecbur oldukları, ikinci fıkrasında; bilgilerin yazı veya sözle istenileceği, sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyetin yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir süre tayin olunacağı, bilgi istenmek üzere ilgililerin vergi dairesine zorla getirilemeyeceği belirtilmiştir.
213 sayılı Yasaya 2365 sayılı Yasa ile eklenen mükerrer 355. maddede; aynı Yasanın 86, 148 ve 257. maddeleriyle 150. maddesinin 4 numaralı bendi hükümlerine çekinme sebebi olmaksızın riayet etmeyenlere özel usulsüzlük cezası kesileceği, bu hükmün uygulanması için 148. madde gereğince bilgi istenilirken yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan süre ile süresinde cevap verilmediği veya eksik veya yanıltıcı bilgi verildiği takdirde haklarında yasanın ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa kurallarına göre bilgi verme mecburiyeti olanlar adına mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için aynı maddede öngörülen şekilde tebligat yapılması gerektiği açık olup, olayda ise böyle bir tebligat yapılmaksızın 235 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca süresinde yıllık bildirimde bulunulmadığından söz edilerek davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmiş olduğu anlaşıldığından vergi mahkemesince cezanın iptali yolunda verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, avukatlık yapan yükümlünün serbest meslek kazancı elde etmesine ve gerçek usulde vergilendirilmesine rağmen 1995 yılına ait katma değer vergisi yıllık bildiriminde bulunmaması nedeniyle 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. Maddesi uyarınca adına kesilen özel usulsüzlük cezasından kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden stopaj gelir vergisi ile katma değer vergisi mükelleflerinin yıllık bildirimde bulunma zorunluluğu 235 seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile düzenlenmiş ve bu tebliğin de anılan Yasanın 148 ve 149. maddelerinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak yayınlandığı belirtilmiş ise de, 213 sayılı Yasanın 148 ve 149. maddelerinde bu konuda Maliye Bakanlığı’na verilen bir yetkiden söz edilmemektedir.
Bu durumda, Maliye Bakanlığı’nca yayınlanan 235 Seri Nolu Tebliğ yok hükmünde olduğundan bu tebliğle getirilen mükellefiyete ilişkin vergi ödevlerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle ceza kesilemeyeceği açıktır.
Kaldı ki, tebliğde getirilen yıllık bildirimde bulunma zorunluluğunun 213 sayılı Yasanın 148. maddesindeki bilgi verme zorunluluğu kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Buna göre tebliğle getirilen düzenleme mükelleflere her yıl ve düzenli olarak bildirimde bulunma ödevi yüklerken 148. maddede Maliye Bakanlığı’nın isteyeceği bilgilerin verilmesi söz konusudur. Başka bir deyişle 148. Madde kapsamındaki bilgi verme zorunluluğu mutad ve düzenli bir ödevi ifade etmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, avukatlık faaliyetinden dolayı gerçek usulde mükellef olan ve serbest meslek kazancı elde eden yükümlünün, 1995/Aralık dönemi katma değer vergisi beyannamesi ekinde katma değer vergisi beyanına ilişkin yıllık bildirimi vermemesi üzerine, 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. maddesine istinaden özel usulsüzlük cezası kesilmesinden doğmuştur.
213 sayılı Yasanın olay tarihinde yürülükte bulunan şekliyle mükerrer 355. maddesinde, bu Kanunun 86., 148 ve 257. maddeleriyle 150. maddesinin 4 numaralı bendi hükümlerine çekinme sebebi olmaksızın riayet etmeyenlerden (1 numaralı bentte) birinci sınıf tüccarlar ve bilanço esasına göre defter tutan çiftçiler ile serbest meslek erbabı hakkında maddede yazılı tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiş, aynı maddenin son fıkrasında ise, bu hükmün uygulanması için 148. madde gereğince bilgi istenilirken yapılacak tebliğlerde, bilginin verilmesi için tayin olunan süre ile süresinde cevap verilmediği, eksik veya yanıltıcı bilgi verildiği takdirde haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgilere yazılı olarak Bildirilmesinin gerektiği hükmü yer almıştır.
Anılan maddeye göre ceza kesilebilmesi için, yükümlülerden bilgi veya bildirimleri vermeleri hususunun yazılı olarak istenmesi ve tebliğ olunacak bu yazıda, gereğinin tayin olunan süre içinde yerine getirilmemesi halinde ceza hükümlerinin uygulanacağının açıkca belirtilmesi gerekmektedir.
Dosyanının incelenmesinden serbest avukatlık yapan yükümlünün 1995/Aralık dönemi katma değer vergisi beyannamesi ekinde katma değer vergisine ilişkin yıllık bildirimi vermediği, bunun üzerine 213 sayılı Yasanın mükerrer 355. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesildiği, ancak ceza kesilmeden önce sözkonusu bildirimin verilmesinin yazıyla istenmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda öncelikle katma değer vergisine ilişkin yıllık bildirimin verilmesi hususunun yazıyla istenilmesi yoluna gidilmeden kesilen özel usulsüzlük cezasında Yasaya uyarlık bulunmadığından, uyuşmazlık konusu cezayı kaldıran mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 17.2.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.