Danıştay Kararı 11. Daire 1997/2352 E. 1998/4653 K. 22.12.1998 T.

11. Daire         1997/2352 E.  ,  1998/4653 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/2352
Karar No: 1998/4653

Temyiz İsteminde Bulunan : Dış Ticaret Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …

İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporu uyarınca ihtiyati haciz kararı alınmış ve yükümlü şirketten teminat istenmiştir. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yükümlü şirket nezdinde yapılan karşıt inceleme sonucunda düzenlenen inceleme raporunda, yükümlü şirketten ilgili yıllara ilişkin yasal defter ve belgelerin incelenmek üzere istenildiği halde 14.12.1995 tarihinde defter ve belgelerin içinde bulunduğu kamyonetin çalınması nedeniyle ibraz edilemediği, olayla ilgili olarak … Asliye Ticaret Mahkemesine zayi belgesi verilmesi için açılan dava henüz sonuçlanmadığından defter ve belgelerin zayi olduğu hususunda mahkeme kararının ibrazı halinde 213 sayılı Kanunun 373 ncü maddesi uyarınca ödenmesi gereken vergiler için ceza uygulanamayacağı, ancak aynı Kanunun 112 nci maddesi hükmü uyarınca gecikme faizi hesaplanabileceği, 3.2.1997 tarihli ara kararı üzerine defter ve belgelerin çalınmış olduğunun tespiti ve bu nedenle zayi belgesi verilmesine ilişkin anılan Ticaret Mahkemesince verilen kararın ibraz edildiği, buna göre defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesi halinin mücbir sebep olarak kabul edilmek suretiyle şirket adına kaçakçılık cezası uygulanamayacağı, dolayısıyla 6183 sayılı Kanunun 13/1 nci maddesinde görülen koşul oluşmadığı gibi inceleme elemanınca aynı maddenin diğer fıkralarında sayılan hallerin varlığına da değinilmediğinden dava konusu ihtiyati haciz kararında ve teminat istenmesine ilişkin işlemde yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir. Vergi dairesi başkanlığınca, işlemin yasalara uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, 1994 ve 1995 yıllarına ait defter ve belgelerini zayi eden ve ilgili mahkemeden de zayi belgesi alan yükümlü şirketin, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle yapılan ön inceleme sonucu hesaplanan vergi ve cezalardan dolayı inceleme elemanının isteği doğrultusunda yükümlü şirkete, ihtiyati haciz kararı alındığına ve teminat istenmesine dair yapılan tebliğin iptali istemiyle açılan davayı, ihtiyati haciz kararı alınmasını ve teminat istenmesini gerektirecek bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden vergi mahkemesi kararının, vergi dairesince temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 9.maddesinde, Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesinde sayılan kaçakçılık halleriyle Mükerrer 347 nci maddesinin 1 numaralı bendinde belirtilen hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği hükme bağlanmış, 13.maddesinde ihtiyati haciz kararı alınmasını gerektiren haller sayılmış, aynı maddenin 1.bendinde de, 9.madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olmasının ihtiyati haciz kararı alınmasını gerektiren sebeplerden sayılacağı açıklanmıştır.
İlk hesaplamalardan sonra düzenlenen bir örneği dosyada mevcut inceleme raporunun incelenmesinden, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmeme nedeniyle yapılan indirimlerin kabul edilmemesi sonucu yükümlü şirket adına tarhiyat yapılmasının önerildiği anlaşılmaktadır. Bu durumun ise teminat istenmesine ilişkin 9.madde kapsamında belirtilen cezaların uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin reddine ve vergi mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince duruşma için belirlenen 21.9.1998 tarihinde, yükümlü şirket vekilinin gelmediği, Vergi Dairesi Başkanlığını temsilen hazine vekili Av. …’ın geldiği görülerek Danıştay Savcısının katılmasıyla yapılan duruşmada, hazine vekiline usulüne göre söz verilip Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan ve hazine vekiline yeniden söz verildikten ve Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra ara kararına gerek görüldüğünden, verilen ara kararına Dış Ticaret Vergi Dairesi Başkanlığınca gönderilen … gün ve … sayılı cevabi yazı da incelenerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yükümlü şirketin 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporu uyarınca ihtiyati haciz kararı alınması ve teminat istenmesinden doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin 1994 ve 1995 yıllarına ait defter ve belgelerinin incelenmek üzere istenildiği halde çalındığından bahisle incelemeye ibraz edilmediği, bunun üzerine inceleme elemanınca yapılan inceleme sonucunda hesaplanan vergi ve cezalardan dolayı talebi doğrultusunda yükümlü şirket adına ihtiyati haciz kararı alındığı ve yükümlü şirketten 6183 sayılı Kanunun 10 ncu maddesinde sayılan cinsten yeterli teminatın yedi gün içinde vergi dairesine yatırılmasının istenildiği, vergi mahkemesince ise, olayda ihtiyati haciz kararı alınması ve teminat istenmesini gerektirecek nitelikte bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “İhtiyati haciz” başlıklı 13 ncü maddesinde, ihtiyati hacizi gerektiren haller yedi bent halinde sayılmış olup aynı maddenin 1 nci bendinde; 9 uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip haller mevcut ise ihtiyati haciz uygulanabileceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 2347 sayılı Kanunun 1 nci maddesiyle değişen 9 uncu maddesinde, Vergi Usul Kanununun 344 ncü maddesinde sayılan kaçakçılık halleriyle mükerrer 347 nci maddesinin 1 numaralı bendinde belirtilen hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344/ 6 ncı maddesinde, vergi kanunlarına göre tutulması ve muhafazası mecburi olan defter veya vesikaların yok edilmesi veya gizlenmesinin kaçakçılık cezasını gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer alan maddelerin birlikte incelenmesinden, yükümlü şirket hakkında … tarih ve … sayılı ihracatta katma değer vergisi iadesi inceleme yazısı üzerine incelemeye başlanıldığı, 27.6.1996 tarihli ve yükümlü şirket yetkili temsilcisi Av. … nezdinde düzenlenmiş tutanağa istinaden defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği anlaşıldığından ileride kaçakçılık cezasına muhatap olması bahsedilen kanun hükümlerine göre mümkün olan davacıdan ihtiyati haciz dolayısıyla teminat istenmesinde kanuna aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, yükümlü her ne kadar defterlerinin çalındığını bu nedenle incelemeye ibraz edilemediği ve ortada mücbir sebep bulunduğunu iddia etmekte ise de, dosyada bulunan Şehit Osman Kahraman Polis Karakolunda, şirket vekili ve şöförü nezdinde düzenlenmiş 14.12.1995 tarihli müşteki ifade tutanaklarına göre, yükümlü şirket ile birlikte ortakları aynı diğer 7 şirkete ait defter ve belgelerin bulunduğu kamyonetin işyerinin önünde kapıları açık ve kontak anahtarı üzerinde park edilmiş vaziyette iken akşam saat 20:00 ile 21:20 arasında çalındığı ve daha sonra da kamyonetin 18.12.1995 tarihinde … Yolu … Caddesi üzerinde yolun solunda çamura batmış şekilde bulunduğu ve içinden defterlerin alındığı belirtilmiştir. Bu şekilde izah edilen çalınma şekli ticari hayatın icap ve koşullarına uygun düşmemektedir. Zira ticari belge niteliğinde olan söz konusu defterlerin kamyonetle taşınması ve kamyonetin üzerinde anahtarı ile birlikte kapıları açık bir şekilde park edilmesi ve bu şekilde park edilen kamyonetin çalınması ticari hayatın akışına ters düşmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13/4 ncü maddesinde, sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elden çıkmış bulunması hali mücbir sebep olarak kabul edilmiş ise de yukarıda açıklanan duruma göre olayda mücbir sebepten söz etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda mücbir sebep nedeniyle ihtiyati haciz ve teminat istenmesine ilişkin işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında maddi olaya ve kanuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hazine vekili için takdir edilen …-lira vekalet ücretinin yükümlü şirketten alınarak temyiz isteminde bulunan Vergi Dairesi Başkanlığına verilmesine, 22.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.