Danıştay Kararı 11. Daire 1997/223 E. 1997/1402 K. 15.04.1997 T.

11. Daire         1997/223 E.  ,  1997/1402 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/223
Karar No : 1997/1402

Temyiz İsteminde Bulunan : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Müdahil : Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
Vekili : Av….
Karşı Taraf : … Ltd.
Vekili : Av….
İstemin Özeti : Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce, petrol arama faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamındaki mal ve hizmet alımları için verilen, istisna belgesinin hurda malzeme alımlarında kullanılmasının 3065 sayılı Yasanın 13/c maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek davacı kurumun hurda malzeme alımlarının istisnadan yararlandırılması yolundaki itirazını reddeden 1.12.1993 gün ve … sayılı işlemin iptali istenmiştir. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3065 sayılı Yasanın 13/c maddesinde 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümleri gereğince petrol arama faaliyetlerine münhasır olmak üzere bu faaliyeti yürütenlere yapılan hizmetler ile mal teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu, hükmünün yer aldığı, madde belirtilen “mal” ifadesi kapsamında ekonomik değeri olan ve petrol arama faaliyetinde kullanılan her türlü eşyanın girdiği, idarenin mal kavramının sınırını daraltamayacağı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce davacı şirketin satın aldığı hurda malzemenin petrol arama faaliyetinde kullanılmadığı yolunda bir inceleme yaptırmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemi iptal etmiştir. Davalı idare ve müdahil tarafından, hurda malzeme alımlarında istisna belgesinin kullanılamayacağı, yapılan işlemin mevzuata uygun olduğu iddia edilerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Uyuşmazlık petrol arama faaliyetlerine ilişkin mal ve hizmet alımlarında uygulanmak üzere davacı kuruma verilen katma değer vergisi istisna belgesinin hurda malzeme alımlarında kullanılamayacağını bildiren 1.12.1993 gün ve 15452 sayılı davalı idare işleminden doğmuştur.
İdari işlemlerin vergi uyuşmazlıklarına konu yapılabilmesi için 213 sayılı Yasanın 378. maddesinde sayılan işlemlerden olması veya bu kanun ile 6183 ve 1615 sayılı Yasaların uygulaması sırasında tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde bulunması gerekmektedir. Buna göre vergi uyuşmazlıklarında, ihbarname, ödeme emri veya haciz varakasi tebliği tahakkuk fişi kesilmesi, vergi tevkifatı yapılması, şikayet yoluyla vergi düzeltme talebinin reddedilmesine ilişkin işlem tesis edilmesi gibi vergi hukuku yönünden sonuç doğuran işlemler kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliği arzetmektedir.
Olayda tesis edilen işlemin bu aşamada vergi hukuku açısından davacının menfaatini ihlal edebilecek bir yönü bulunmamaktadır. Zira söz konusu işlemle davacı şirkete verilen katma değer vergisi istisna belgesi iptal edilmediği gibi, … Demir Çelik Endüstri ve Tic. A.Ş.’den alınan hurda malzeme nedeniyle istisna uygulandığı için yapılmış bir tarhiyat ve ihbarname tebliği de sözkonusu değildir. Sözkonusu işlemle davalı idare tarafından hurda malzeme alımlarının istisna kapsamında olmadığı bildirilmiştir. Vergi hukuku açısından davacı şirket aleyhine bir sonuç doğması için, ihtirazi kayıtla verilecek beyanname üzerine düzenlenen tahakkuk fişine karşı hurda malzeme alımlarının istisna kapsamında olduğu iddia edilerek dava açılması veya istisna belgesinin kullanılması üzerine şirket hakkında yapılacak vergi incelemesi ile şirket adına tarhiyat yapılması ve ihbarname tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla kesin ve icrai nitelikte olmayan işleme karşı açılan davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek işlemin iptal edilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince, uyuşmazlık çözümünde Dairemizin görevli olduğu yolundaki 10.1.1997 gün ve E:1997/1, K:1997/1 sayılı Danıştay Başkanlar Kurulu kararı uyarınca, dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından petrol arama faaliyetlerinde kullanılmak üzere alınan hurda malzemenin katma değer vergisi istisnasından yararlandırılması talebinin reddine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 1.12.1993 gün ve … sayılı işleminin iptali isteminden doğmuştur.
3065 sayılı Yasanın 13/c maddesinde, 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümleri gereğince petrol arama faaliyetlerine münhasır olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan hizmetler ile mal teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu hükmü yer almıştır.
Bu maddenin uygulanmasına yönelik yayımlanan 16 seri no’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde, istisnanın münhasıran petrol arama faaliyetine ilişkin teslim ve hizmetlerde uygulanacağı, istisna kapsamına giren mal ve hizmetleri satın almak isteyen ilgili kişi ve kuruluşların bu mal ve hizmetlere ilişkin listeyi bir yazı ekinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne verecekleri, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce onaylanan listenin satıcı firmalara ibraz edileceği ve bir örneği de verilmek suretiyle bu mal ve hizmetlere katma değer vergisi uygulanmamasının talep edileceği belirtilerek 3065 sayılı Yasanın 13/c maddesinde öngörülen istisnanın hangi mal teslimlerini ve hizmetleri kapsadığı konusunda Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne denetim yetkisi verilmiştir. 10.12.1992 tarih ve 9243 sayılı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü genelgesinde ise istisna belgesi kullanılarak demirbaş, vasıta, akaryakıt alımına gitmeden önce bu malzemelerin petrol arama faaliyetinde kullanılıp, kullanılmadığı, maksada uygunluğu yönünde karar verilmesi için adı geçen genel müdürlükten ön izin alınacağı belirtilmiştir.
Öte yandan Petrol Tüzüğünün 128. maddesinde petrol hakkı sahiplerinin on yıl veya daha çok süreyle kullanılmasından dolayı ekonomik ömrünü tamamlamış olan her türlü malzeme, makine ve teçhizatı öncelikle kamu kuruluşlarına devredilebileceği, kamu ve özel kuruluşlarca istenmeyen bu tür malzemenin hurda olarak Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğüne devredileceği öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden yükümlü şirkete, 19 seri no’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca, münhasıran petrol arama faaliyetleri ile ilgili mal ve hizmet alımlarında uygulanmak üzere Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce katma değer vergisi istisna belgesi verildiği, bu belge ibraz edilmek suretiyle 31.7.1993 ve 9.9.1993 tarihlerinde … Demir Çelik Endüstri ve Ticaret A.Ş.’den hurda malzeme alındığı, alım sırasında sözkonusu belge nedeniyle katma değer vergisi uygulanmadığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 20.9.1993 tarih ve 6399 sayılı yazı ile hurda malzeme alımlarında istisna belgesinin kullanılmamasını istediği, bu yazı üzerine 23.9.1993 tarih ve 1815 sayılı dilekçe ile Genel Müdürlüğe başvurulduğu, başvurunun reddedilmesi üzerine Petrol Kanununun 25. maddesine göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına 12.11.1993 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, itirazın hurda malzeme alımlarının katma değer vergisi istisnası kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle reddedilerek 1.12.1993 gün ve 15452 sayılı dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Petrol Tüzüğünün 5. maddesinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün, petrol hakkı sahibinin petrol hakkı ve ameliyeleriyle ilgili bütün işlemlerini incelemeye ve incelettirmeye, petrol ameliyeleriyle ilgili olaylara ilişkin belge ve kayıtları denetlemeye ve denetlettirmeye, kayıt, hesap, rapor ve diğer belgelerin suretini almaya yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yukarda açıklanan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden 3065 sayılı Yasanın 13/c maddesinde yer alan istisnanın uygulanmasında, mal ve hizmetlerin münhasıran petrol arama faaliyetlerine ilişkin olması istisna uygulanacak mal ve hizmet alımından önce Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden ön izin alınması gerektiği belirtilerek, bu hususda adı geçen Genel Müdürlük yetkili kılınmıştır.
Bu durumda, ekonomik ömrünü doldurmuş hurda malzemenin Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna devrinin öngörülmüş olduğu, öte yandan, petrol arama faaliyetlerinin denetimini yürüten Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün hurda malzemenin petrol sanayinin özelliği nedeniyle bu alanda kullanılamayacağını belirtmesi karşısında 3065 sayılı Yasanın 13/c maddesinde yer alan “mal teslimi ve hizmet” kavramından petrol arama faaliyetlerinde kullanılabilecek nitelikleri taşıyan mal ve hizmetlerin anlaşılması gerektiğinden, uyuşmazlık konusu işlemi iptal eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 15.4.1997 gününde sonuçta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

A Y R I Ş I K O Y
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “vergiyi doğuran olay” başlıklı 19.maddesinde; vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumunun tekemmülü ile doğacağı vurgulanmıştır.
Yasanın 20.maddesinde ise verginin tarhının, vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden “VERGİ DAİRESİ” tarafından hesaplanarak bu alacağı miktarı itibarıyla tespit eden “İDARİ” bir muamele olduğu açıklanmıştır.
Aynı yasanın vergi hatalarının düzeltilmesi bölümündeki 116.maddesinde vergi hatasının; vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmıştır. Yapılmış bir vergi hatasının ortaya çıkması durumunda ise, bu hatanın düzeltilmesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 120.maddesinde “MÜRACAT YOLUYLA” ilgili vergi dairesi müdürlüğünden, 124.maddesinde ise vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Vergi mahkemelerine açılabilecek davanın oluşabilmesinin koşullarını düzenleyen Vergi Usul Kanununun 378.maddesinde, dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi ve tevkif yoluyla alınan vergilerde ödemeyi yapanın vergiyi kesmiş olması gerektiği ve bu kanunun vergi hatalarıyla ilgili hususularda müracaat ve şikayet prosedürünün tamamlanmış olması gerektiği vurgulanmıştır.
Olayda iptali istenen işlemin ise, yukarıda açıklanan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu ve 20 nci maddelerinden kaynaklanmış bir vergilendirme işlemi olmadığı gibi, aynı yasanın 116 ncı ve müteakip maddelerinden doğmuş vergi hatası olmadığı da açıktır.
Hal böyle olunca söz konusu işlemin iptalinin veya onanmasının davacı limited şirket açısından vergilendirmeyle ilgili olarak hiç bir hukuki sonuç doğurmayacağı açıktır. Dolayısıyla tesis edilen işlemin vergi hukuku açısından şirketin menfaatini ihlal edebilecek bir yönü bulunmadığından, bu aşamada Vergi Usul Kanununun 378.maddesi içeriğinde dava konusu edilmesi mümkün değildir.
Söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın vergi ve idari davaya konu olamayacağı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, mahkemenin işin esasına girerek verdiği kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle, uyuşmazlığın esası incelenerek işlemin iptali gerektiği yolundaki bozma kararına katılmıyorum.