Danıştay Kararı 11. Daire 1996/5559 E. 1997/3793 K. 04.11.1997 T.

11. Daire         1996/5559 E.  ,  1997/3793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/5559
Karar No : 1997/3793

Temyiz İsteminde Bulunan : … Bankası A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Dava, davacı kurumun İcra Müdürlüğünce yapılan açık arttırmada alacağına mahsuben satın aldığı arsanın satış bedeli üzerinden hesaplanan 562.500.000.- lira katma değer vergisinin süresinde yatırılmaması nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen 67.500.000.- lira gecikme faizinin iadesi istemiyle açılmıştır. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, konu ile ilgili olarak çıkarılan 15 seri nolu Genel Tebliğde, söz konusu satışlar dolayısıyla tahsil edilen katma değer vergisinin 50.000.- lirayı aşması halinde tahsil edildiği günü takip eden mesai gününde vergi dairesine yatırılması gerektiğinin belirtildiği, olayda söz konusu taşınmazın 28.5.1995 gününde yapılan açık arttırmada satın alındığı, ihalenin 16.6.1995 tarihinde kesinleştiği, buna göre 17.6.1995 gününün tatile rastlaması nedeniyle en geç 19.6.1995 günü mesai saati bitimine kadar ödenmesi gerekirken 22.6.1995 tarihinde ödendiği çekişmesiz olan vergi için gecikme faizi hesaplanıp tahsil edilmesinde yasal uyarsızlık bulunmadığı gerekçesiyle açılan dava reddedilmiştir. Yükümlü kurum vekili tarafından, katma değer vergisinin ihalenin kesinleştiği 16.6.1995 tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenebileceği, bu süre zarfında ödemenin yapıldığı, bu nedenle tahsil edilen gecikme faizinin yasal olmadığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yükümlü kurumun temyizin isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Uyuşmazlık, icra müdürlüğünce yapılan ihalede satın alınan arsa dolayısıyla tahakkuk eden katma değer vergisinin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil edilen gecikme faizinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 134. maddesinde de, icra dairesi tarafından kendisine taşınmaz ihale edilen alıcının o taşınmazın mülkiyetini kazanmış olacağı, ancak bu şekilde kazanılan mülkiyetin tapuya tescilinin, 7 günlük ihalenin feshini talep süresi geçtikten veya böyle bir talep varsa bu talebi sonuçlandıran kararın kesinleşmesinden sonra yapılacağı kuralına yer verilmiş, aynı Kanunun 130 ve 133. maddelerinde ise, satış bedelinin ödenmesi için alıcıya 20 gün süre verilebileceği, verilen bu süre içinde satış bedeli ödenmezse ihalenin İcra Müdürlüğünce re’sen kaldırılacağı belirtilmiştir.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda, ihalenin yapılması ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği, 7 günlük ihalenin feshini istemi süresinin geçmesi veya böyle bir talep varsa bu talebi olumsuz yönde sonuçlandıran kararın kesinleşmesi veyahut satış bedeli için alıcıya bir süre verilmişse, verilen süre içinde bedelin ödenmesiyle ihalenin re’sen kaldırılma olasılığının ortadan kalkmasıyla verginin tahakkuk ettiği anlaşılmaktadır.
Verginin ödenmesine gelince, konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca çıkarılan 15 nolu katma değer vergisi Genel Tebliğin 4. maddesinde, Katma Değer Vergisi Kanununun 40. maddesi gereğince sürekli beyanname veren yükümlüler dışında kalan resmi kuruluşlar tarafından, söz konusu satışlar dolayısıyla tahsil edilen katma değer vergisinin ilgili vergi dairesine en geç 7 gün içinde ödeneceği, ancak tahsilat tutarının 50.000.- lirayı aşması halinde bu süre beklenilmeksizin, ertesi gün mesai bitimine kadar ödenmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Buna göre anılan Kanunun 40. maddesi gereğince sürekli beyanname veren yükümlüler dışında kaldığı anlaşılan icra dairelerinin, müzayede mahallerinde yaptıkları satışlar dolayısıyla alıcılarda satış bedelinin yanında bu satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin de tahsilinden ve belirtilen sürelerde ilgili vergi dairesine yatırmalarından sorumlu oldukları görülmektedir.
Bu durumda, ihalenin feshedildiği ya da kaldırıldığı ileri sürülmediğine göre, 26.5.1995 tarihinde yapılan açık arttırmada satın alınan arsa dolayısıyla doğan ve dosyada mevcut aynı tarihli icra müdürlüğü yazısından alıcıya satış bedelinin yatırılması için 20 gün süre verilmiş olması nedeniyle, ihalenin re’sen kaldırılma olasılığının kalktığı tarih olan 16.6.1995 günü itibarıyle tahakkuk eden katma değer vergisinin icra müdürlüğünce satış bedeli ile birlikte aynı günde alıcıdan tahsil edilip en geç ertesi gün vergi dairesine yatırılması gerekirken, davacı bankanın söz konusu vergiyi ilgili vergi dairesine geç ödediği nedeniyle hesaplanan gecikme faizinin kendisinden tahsil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden mahkeme kararında yasal uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, icra müdürlüğünce yapılan açık arttırmada satın alınan taşınmaz dolayısıyla tahakkuk eden katma değer vergisinin süresinde ödenmemesi nedeniyle davacıdan tahsil edilen gecikme faizinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun 23. maddesinin (d) bendinde de, bu yerlerde yapılan satışlarda kesin satış bedelinin verginin matrahını oluşturacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 134. maddesinde, icra dairesi tarafından kendisine taşınmaz ihale edilen alıcının o taşınmazın mülkiyetini kazanmış olacağı, ancak bu şekilde kazanılan mülkiyetin tapuya tescilinin, ihale tarihinden itibaren geçecek 7 günlük ihalenin feshini isteme süresi geçirildikten veya ihalenin feshi talep edilmişse bu talebi sonuçlandıran kararın kesinleşmesinden sonra yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca çıkarılan 15 nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesinde, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 40. maddesi gereğince sürekli beyanname veren yükümlüler dışında kalan resmi kuruluşlar tarafından, söz konusu satışlar dolayısıyla tahsil edilen katma değer vergisinin yetki alanı içerisinde bulunulan vergi dairesine en geç 7 (yedi) gün içinde ödeneceği, ancak tahsilat tutarının 50.000.- lirayı aşması halinde bu süre beklenilmeksizin, ertesi gün mesai bitimine kadar ödenmesinin zorunlu olduğu açıklanmış, aynı Tebliğin 5. maddesinde de, bu şekilde yapılan satışlarda, satışın herhangi bir sebeple gerçekleşmemesi halinde verginin tahakkuk etterilmeyeceği belirtilmiştir.
Bu hükümler karşısında, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesi gereğince sürekli beyanname veren yükümlüler dışında kaldığı anlaşılan icra dairelerinin, müzayede mahallerinde yaptıkları satışlar dolayısıyla alıcılardan satış bedelinin yanında bu satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin de tahsilinden ve yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde ilgili vergi dairesine yatırmalarından sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.
Olayda ise, 26.5.1995 gününde yapılan ihalede satın alınan arsa dolayısıyla doğan katma değer vergisinin, süresinde vergi dairesine ödenmemesi nedeniyle hesaplanan dava konusu gecikme faizinden davacı bankanın sorumlu tutulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, ihalenin feshedildiği veya kaldırıldığı ileri sürülmediğine göre, kesinleşmesi suretiyle tahakkuk eden katma değer vergisinin satış bedeliyle birlikte icra dairesince tahsil edilip ilgili vergi dairesine yatırılması gerekirken, söz konusu verginin alıcı bankaca ilgili vergi dairesine süresinde ödenmediği nedeniyle kendisinden gecikme faizi tahsil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden mahkeme kararında yasal uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 4.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.