11. Daire 1996/289 E. , 1996/3049 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/289
Karar No : 1996/3049
Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av….
İstemin Özeti : … Dış Ticaret Anonim Şirketi adına 1985 yılı için kesilen kaçakçılık cezasının tahsili amacıyla şirket ortağı davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. Maddesi uyarınca kanuni temsilcilerin şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulabilmeleri için kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağının kalmamış olması gerektiği, olayda ise şirketin kamu alacağını ödeyemeyecek durumda olduğuna veya takibata rağmen sonuç alınamayacağına ilişkin bir uygulama bulunmadığı, bu haliyle şirket hakkında 6183 sayılı Kanunda öngörülen bütün takip ve tahsil yolları izlenmeden davacı adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünce, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrinin yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 317. Maddesinin birlikte değerlendirilmesinden, anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin yönetim kurulu üyeleri olduğu ve anonim şirketten tahsil olanağı kalmadığı saptanan kamu alacağının ancak şirketin yönetim kurulu üyelerinden talep edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda, davacı şirketin ortağı olduğu … Dış Ticaret A.Ş.’ne ait vergi borcunun tahsili amacıyla 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmü uyarınca ödeme emri düzenlenmiş ise de, kanuni temsilci sıfatı bulunmayan davacı ortak adına düzenlenen ödeme emrinde yukarıda yer alan yasa hükümleri karşısında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiş olup, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerde idare ve temsil yetkisini düzenleyen 317. maddesinde ise, anonim şirketin yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin yönetim kurulu üyeleri olduğu ve anonim şirketten tahsil olanağı kalmadığı saptanan kamu alacağının ise ancak şirketin yasal temsilcisi olan yönetim kurulu üyelerinden talep edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda, … Dış Ticaret A.Ş.’ne ait vergi borcunun tahsili amacıyla 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmü uyarınca davacı adına ödeme emri düzenlenmiş ise de, yönetimle ilgisi olmayan dolayısıyla kanuni temsilci sıfatı bulunmayan kurucu ortak adına düzenlenen ödeme emrinin iptalinde yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına 19.9.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.