Danıştay Kararı 11. Daire 1996/2238 E. 1996/3256 K. 01.10.1996 T.

11. Daire         1996/2238 E.  ,  1996/3256 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/2238
Karar No : 1996/3256

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Hazır Giyim İmalat ve Pazarlama A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Hazır giyim imalatı ve pazarlaması işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1988 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, tişört alımına ilişkin bir adet faturanın içeriği itibarıyla yanıltıcı belge olduğu tespit edilerek söz konusu faturada yer alan katma değer vergisi tutararının indirime konu edilmesinin yerinde olmadığı yönünde düzenlenen rapora dayanılarak Nisan dönemi için adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat tarh edilmiştir. ….Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile; 3065 sayılı Kanunun 29.maddesinde, vergi indirimiyle ilgili esaslara yer verildiği, olayda, satıcı firmanın bilinen adresinde bulunamadığı gibi, 1987 yılı Eylül ayından itibaren herhangi bir beyanname vermediği, bu nedenle satın alındığı iddia edilen tişörtlere ait faturanın gerçeği yansıtmadığı, öte yandan, söz konusu faturada, düzenleyenin adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının bulunmadığı da tespit edildiğinden, bu faturada yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı öne sürülerek kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat tarhiyatı yapıldığının anlaşıldığı, ancak, faturaya ilişkin olarak yapılan tüm bu olumsuz tespitler, ancak o belgeyi düzenleyen kişi veya kuruluşu, 213 sayılı Kanunun ilgili madde hükümleri kapsamında sorumlu tutacağından, faturadaki bazı bilgilerin eksikliğinden faturayı alan şirketin sorumlu tutulmasında kanuna uygunluk bulunmadığı, kaldı ki, 1988 yılı Nisan döneminde, katma değer vergisine tabi işlemlere ait vergi matrahı bir milyar TL.’nı aşan yükümlü şirketin, anılan matrah yanında çok düşük kalan bir tutarı içeren bir adet fatura açısından eleştirilmesinde de isabet olmadığı gerekçesiyle kaçakçılık cezalı tarhiyatı terkin etmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü, inceleme raporuna dayanılarak tespit edilen bilgiler ışığında yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik olmadığını ileri sürülerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Fatura, alıcı ve satıcı arasında gerçekleşen ticari ilişkinin hukuksal boyutunu belgeleyen bir vesika olup, bu niteliği ile faturayı düzenleyeni ve adına fatura düzenleneni, faturada yer alması gereken bilgilerin doğruluğu ve yeterliliği hususunda sorumlu kılacağı tartışmasız olduğundan, mahkemece bu hususa ilişkin olarak oluşturulan gerekçe yerinde değilse de, yeterli bir araştırmaya dayanmadan düzenlendiği anlaşılan inceleme raporuna dayanılarak tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifatta isabet bulunmadığından, cezalı tarhiyatın terkini yolundaki mahkeme kararının sonucu itibarıyla onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz konusu; hazır giyim imalatı ve pazarlaması işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1988 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, tişört alımına ilişkin bir adet faturanın içeriği itibarıyla yanıltıcı belge olduğu tespit edilerek bu faturada yer alan katma değer vergisi tutarının indirime konu edilmesinin yerinde olmadığı yönünde düzenlenen rapora dayanılarak Nisan dönemi için adına resen tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifatı kaldıran mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Olayda, vergi inceleme elemanı tarafından rapor düzenlenirken, indirime konu katma değer vergisinin yer aldığı faturadaki eksiklikler vurgulanarak, bu niteliğiyle 213 sayılı Kanunun fatura nizamına ilişkin hükümlerine göre geçerli bir vesika olmadığı anlaşılan 1.4.1988 tarihli ve 57 nolu faturada yer alan katma değer vergisinin indirime konu edilemeyeceği, kaldı ki, yoklama fişi ile de faturayı düzenleyen firmanın adresinde bulunamadığı, tanıyan ve bilene rastlanmadığı gibi 1987 yılı Ekim ayından itibaren de herhangi bir beyanname vermediği hususları tespit edildiğinden, bu faturada yer alan ve indirilen katma değer vergisi tutarının kaçakçılık cezalı olarak istenilmesinin önerildiği anlaşılmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Vergi indirimi” başlıklı 29.maddesinin 1.fıkrasında, mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş olup, aynı Kanunun “İndirimin belgelendirilmesi” başlıklı 34.maddesinin 1.fıkrasında ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar, …. üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükmü yer almıştır.
Öte yandan, 3065 sayılı Kanunun, usul hükümlerinin düzenlendiği Beşinci Kısmında yer alan “Fatura ve benzeri vesika düzenlenmesi” başlıklı 53.maddesinde, bu kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade edeceği belirtilmiş olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229.maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlandığı, aynı Kanunun, faturadaki bilgilerin en az hangi düzeyde bulunması gerektiği hususunu düzenleyen ve “Faturanın şekli” başlıklı 230.maddesinde ise, bu bilgiler, beş bent halinde sayılmış, ilk üç bentte de, faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası; faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası; müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi varsa vergi dairesi ve hesap numarasına ilişkin bilgilerin bulunması gerektiği vurgulanmıştır. 213 sayılı Kanunun “Fatura nizamı” başlıklı 231.maddesinde ise, faturanın düzenlenmesinde uyulması gereken kaideler arasında, bu Kanununun 232.maddesinin birinci bendine göre (birinci ve ikinci sınıf tüccarlar) fatura düzenlemek zorunda olanların, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumlu oldukları … hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, 213 sayılı Kanunun 229.maddesinde tanımlandığı üzere fatura, bir vergi incelemesinde karşıt incelemeyi sonuçlandıran, müşterinin borçlandığı ve ödemesi gereken meblağı, dolayısıyla daha sonraki kademelerde indirime konu edilebilecek katma değer vergisini göteren bir belge niteliğinde olması nedeniyle 213 sayılı Kanunda, bu konuda açık bir hüküm olmasa dahi doğruluğundan, düzenleyenle birlikte adına fatura düzenlenen kişinin de sorumlu olduğu bir vesika olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
Dosyada mevcut, … Dış Ticaret Tekstil Sanayi Limited Şirketi’nin işyeri adresinde bulunup bulunmadığı, bulunamıyor ise, başka bir yere naklen gidip gitmediğinin tespiti amacıyla mal sahibi nezdinde düzenlenen ve tarhiyata dayanak ikinci veri olan 17.9.1993 gün ve … sayılı yoklama fişinin incelenmesinden; söz konusu yoklama fişi ile de tespit edildiği üzere, şirketin iş yeri adresinde bulunamadığı, çevrede yapılan araştırmada, ilgili şirketin …’e naklen gittiği, açık adresini bilene ve şirketi tanıyana rastlanılamadığı hususlarının tespit edildiği anlaşılmış olup, idare tarafından, bu bulgular, söz konusu şirketin bulunamadığına karine kabul edilerek tüm bu veriler ışığında, aslında böyle bir şirketten mal alımı, dolayısıyla katma değer vergisi ödemesi olmadığından söz konusu faturada yer alan katma değer vergisinin indirime konu edilemeyeceği şeklinde 27.9.1993 tarihli vergi inceleme raporu düzenlenmişse de, yukarıda belirtildiği üzere yoklama fişinde, … Dış Ticaret Tekstil Sanayi Limited Şirketi’nin …’e naklen gittiği tespit edilmesine rağmen, araştırma bu boyutuyla derinleştirilip, … Vergi Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapılacak araştırma ile mükellefiyet kaydı bulunup bulunmadığı, mükellefiyet kaydı varsa, yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği şeklinde bir araştırmaya yönelinmeden, söz konusu yoklama fişindeki tespitler yeterli bulunarak limited şirketin bulunamadığı sonucuna ulaşılıp, bu firma tarafından düzenlenen faturada yer alan katma değer vergisinin, indiriminin kabul edilmemesinde isabet bulunmamıştır.
Bu durumda, yeterli bir araştırma ve incelemeye dayanmayan inceleme raporuna istinaden tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifatta isabet bulunmadığından cezalı tarhiyatın terkini yönünde verilen ….Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine 1.10.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin (B) kısmının 1.bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, aynı kısmın 3.bendinde ise, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durum iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğunun belirtildiği, olayda ise, yükümlü şirket yetkilisi, mal aldığı … Dış Ticaret Tekstil Sanayi Limited Şirketi’ni tanımadığını belirttiği gibi, bu mal alımına ilişkin olarak katma değer vergisi ödemesi yapıp yapmadığını hatırlamadığını da beyan ettiği, öte yandan, ilgili dönemde mal alındığı ileri sürülen söz konusu limited şirketin, işyeri adresinde yapılan aramada bulunamadığı ve 1987 yılı Ekim ayından itibaren bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne hiç bir beyanname vermediği hususları tespit edilmiş olup, bu durumda, aslında gerçek olmayan mal alımı nedeniyle yüklenilmediği sabit olan katma değer vergisinin, 3065 sayılı Kanunun 29.maddesi hükmüne göre indirime konu edilmesinde isabet bulunmadığı anlaşıldığından idarece yapılan cezalı tarhiyatın onanması ve bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerekirken aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.