Danıştay Kararı 11. Daire 1996/1514 E. 1996/2229 K. 28.05.1996 T.

11. Daire         1996/1514 E.  ,  1996/2229 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/1514
Karar No : 1996/2229

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Kuyumculuk işi ile uğraşan yükümlünün 1988 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerinin el defterleri ile karşılaştırılması sonucu bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığının vergi inceleme raporu ile tespit edildiği ileri sürülerek adına Ekim dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifat salınmıştır. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda külçe altın katma değer vergisinden istisna olduğundan matrahın belirlenmesinde yükümlünün 31.12.1988 tarihli bilanço verilerinden hareketle işçilik tutarının esas alındığı, tespit edilen %80 oranındaki işçilik tutarının el defterinden tespit edilen matraha uygulanması sonucu 233.794.400.- lira matrah farkı tespit edilmiş ise de, bilançodaki verilerin hangi mal türlerine ait olduğunun bilinemediği ve işçilik oranının mal türlerine göre değişiklik gösterebileceği bu haliyle bilançodaki verilerin esas alınmasının varsayım olarak görüldüğü, varsayım ya da kıyas yoluyla matrah farkı bulunması Danıştay içtihatlarıyla da kabul görmediğinden bu yolla bulunan matrahta ve yapılan tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyat terkin edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü tarafından, vergi inceleme raporuna dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Altın ürünleri satışından doğan teslimlerde katma değer vergisi matrahı işçilik tutarına tekabül ettiğinden ve yükümlünün kayıt dışı satışlarına ilişkin el defterinden tespit edilen altın ürünlerindeki işçilik oranları herbiri için farklı olacağından ve bu tespitler teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu hususun tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tarhiyatı terkin eden mahkeme kararında uyarlılık görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, kuyumculuk işi ile uğraşan yükümlünün 1988 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerinin el defteri ile karşılaştırılması sonucu bir kısım hasılatın kayıt ve beyan dışı bırakıldığının vergi inceleme raporu ile tespit edildiği ileri sürülerek adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifat salınmasından doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin (1) bendinde, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları hükme bağlanmakla idari yargılama usulü hukukunda re’sen araştırma ilkesi benimsenmiş, aynı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. Maddesinde ise, hakimin özel bilgi ve uzmanlık isteyen bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğu belirtilmiş bulunmaktadır.
Madde hükümleri uyarınca, idari yargı yerleri, uyuşmazlık konusu olayın hukuki nitelendirmesini yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kurallarını belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme varmak yönlerinden tam bir yetkiye sahiptirler, Ayrıca bunlara ek olarak, maddi olayı belirleme yönünden de her türlü inceleme ve araştırmayı kendiliklerinden yapabilecekleri gibi, iddia ve savunmalarda ortaya konan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığını serbestçe araştırabilirler. Tarafların hiç değinmedikleri olayları ve maddi unsurları araştırmaya yönebilecekleri gibi, maddi olayın çözümü için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırabileceklerdir.
Öte yandan, vergi incelemesiyle, beyan dışı bırakılan hasılatın bir başka deyişle ödenmesi gereken verginin gerçeğe en yakın şekilde saptanması amaçlanmıştır. Herhangi bir şekilde belirlenen verginin uyuşmazlık konusu yapılması halinde ise, idari yargı yerleri iddia ve savunmalarda ortaya konan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığını kendiliklerinden araştırmakla yetkili ve görevlidirler.
Olayda, külçe altın katma değer vergisinden istisna olduğundan matrahın belirlenmesinde yükümlünün 31.12.1988 tarihli bilanço verilerinden hareketle işçilik tutarının esas alındığı, tespit edilen %80 oranındaki işçilik tutarının el defterinden tespit edilen matraha uygulanması sonucu 233.794.400.- lira matrah farkı bulunmuş olup, vergi mahkemesince, bilançodaki verilerin hangi mal türüne ait olduğunun bilinemediği, işçilik oranının mal türlerine göre değişiklik gösterebileceği bu haliyle varsayıma dayalı olarak bulunan matrah farkı ve bunun üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatın terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, aynı inceleme raporuyla bulunan matrah farkı üzerinden yapılan gelir vergisi tarhiyatına karşı açılan dava aynı mahkemenin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmiş, temyizen inceleyen Danıştay 4. Dairesinin kesinleşen 28.11.1995 gün ve E:1995/5130, K:1995/4890 sayılı kararıyla onanmış olmakla kayıt dışı hasılatın varlığı yargı kararıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Her ne kadar, yükümlünün gelir vergisi açısından kayıt dışı hasılatının varlığı yargı kararıyla kesinleşmiş ise de, külçe altın katma değer vergisinden istisna olduğundan ve bu yönüyle altın mamülleri satışlarından doğan teslimlerde katma değer vergisi matrahının (satış tutarı-külçe altın tutarı=) işçilik tutarına tekabül edeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, katma değer vergisi matrahının belirlenmesi bakımından yükümlünün kayıt dışı satışlarına ilişkin el defterinden tespit edilen altın ürünlerindeki işçilik oranları herbiri için farklı olacağından ve bu tespitler teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden bu hususun kuyumcular odasından sorulup, bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tarhiyatı terkin eden mahkeme kararında yasal uyarlılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının belirtilen hususlarda araştırma yapıldıktan sonra yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, 28.5.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.