Danıştay Kararı 11. Daire 1996/1175 E. 1996/2221 K. 28.05.1996 T.

11. Daire         1996/1175 E.  ,  1996/2221 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/1175
Karar No : 1996/2221

Temyiz İsteminde Bulunan :… Tekstil ve Konfeksiyon San.ve Tic.A.Ş.
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Dava, tekstil ve konfeksiyon imalat ve ihracatı işi ile uğraşan yükümlü şirketin mal aldığı kişinin sahte fatura kullandığının tespit edildiği ileri sürülerek, 1991/Kasım ve 1992/Ocak dönemlerinde katma değer vergisi iade ve mahsuplarına ilişkin olarak verdiği teminat mektuplarının çözülmemesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken idari bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi hükmü uyarınca dava reddedilmiştir. Yükümlü şirket tarafından, söz konusu yazının, müteselsil sorumlu sıfatıyla belirtilen miktardaki vergi ve cezayı ödemeleri aksi halde teminat mektuplarının çözülmeyeceği gibi bir yaptırımı içerdiği, bu yönüyle icrai nitelik taşıdığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Davacının 1991 Kasım ve 1992 Ocak dönemine ilişkin katma değer vergisi mahsup ve iade talepleri ile ilgili olarak verdikleri teminat mektuplarının çözülmesi talebiyle vaki müracaatları üzerine, teminatların çözülme işleminin yapılamayacağı yolundaki Vergi Dairesi Müdürlüğü işleminin iptali talebiyle açılan davayı ortada idari dava konusu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi hükmü uyarınca reddeden Vergi Mahkemesi kararı dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle yerinde görülmüş olup, ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda değildir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Yükümlü şirketin mal aldığı kişinin sahte fatura kullandığının tespit edildiği ileri sürülerek, katma değer vergisi iade ve mahsuplarına ilişkin olarak verdiği teminat mektuplarının çözülmemesi yolunda tesis edilen işlem, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olup, vergi mahkemesince aksi gerekçe ile davanın reddinde yasal isabet görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan 2. maddesinin (1/a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı, menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, idare tarafından kamu hukuku alanında gerek kendiliğinden gerekse istem üzerine tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlere karşı iptal davası açılabileceği kuşkusuzdur.
Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu sayılabilmesi, hukuk düzeninde varlık kazanabilmesi için gerekli prosüdürün son aşamasını geçirmiş bulunmasına, başka bir idari makamın onayına ihtiyaç göstermeksizin hukuk düzeninde değişiklikler meydana getirmesine, diğer bir ifadeyle, idare edilenlerin hukukunu herhangi bir şekilde etkilemesine bağlıdır.
Diğer taraftan, vergi mahkemelerinde açılacak davaları yalnızca tarh, tahakkuk ve tahsil safhasına ulaşmış işlemler olarak sınırlamak da mümkün değildir. İdarenin vergilemeden önce ya da sonra tesis ettiği bir takım vergiye ilişkin kesin ve icrai işlemlerin idari davaya konu edilmelerine engel yoktur.
Olayda, yükümlü şirketçe, imalatta kullanılan malların bir kısmının temin edildiği Mustafa Çırak isimli şahsın mal alımlarını sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgelerle yaptığının inceleme raporuyla saptandığı ileri sürülerek adına cezalı tarhiyat yapıldığı, ayrıca müteselsil sorumlu sıfatıyla söz konusu verginin güvenceye alınması amacıyla yükümlü şirkete ait banka teminatının çözülmemesi yolunda işlem tesis edildiği, bu işleme karşı açılan davanın, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesince incelenmeksizin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, teminat mektuplarının çözülmemesi yükümlü şirketin, teminatı veren banka nezdinde ticari itibarını zedeleyeceğinden yeni teminat mektubu alma olanaklarını sınırlandıracaktır. Bu haliyle, söz konusu yazının yükümlü şirketin hukukunu olumsuz yönde etkileyen, idarenin tek yanlı ve kesin işlemi olarak nitelemek ve iptal davasına konu olabileceğini kabul etmek gerekeceğinden vergi mahkemesince işin esasına geçilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 28.5.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.