Danıştay Kararı 11. Daire 1995/5286 E. 1997/103 K. 08.01.1997 T.

11. Daire         1995/5286 E.  ,  1997/103 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1995/5286
Karar No : 1997/103

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Sanayi ve Ticaret İşletmeleri A.Ş.
Vekili : Av….
İstemin Özeti : Tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan 1990 yılının Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile uzlaşılan vergiler üzerinden hesaplanan gecikme faizlerinin tahsili amacıyla yükümlü şirket adına ödeme emri düzenlenmiştir. …. Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 27.11.1994 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4046 sayılı Kanunun geçici 15. maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlar ile bundan sonra özelleştirme kapsamına alınacak kuruluşların taşınır ve taşınmaz her türlü mal, hak ve alacaklarının, bu kuruluşlar özelleştirme kapsamında kaldığı sürece haczedilemeyeceği, konulmuş olan hacizlerin kalkacağı ve takiplerin düşeceği hükme bağlanmış olup, olayda Bakanlar Kurulunun 30.12.1987 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 87/12184 sayılı kararı ile …’ın özelleştirme kapsamına alındığı, yükümlü şirketin ise 25.12.1990 gün ve … sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı uyarınca her türlü hak ve borçları ile …’a devredildiği anlaşıldığından, özelleştirme kapsamında bulunan yükümlü şirket hakkında yapılan takibat 4046 sayılı Kanunun geçici 15. maddesi hükmü uyarınca düşeceği cihetle kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünce, tarhiyat öncesi uzlaşılan katma değer vergileri ile uzlaşılan vergiler üzerinden hesaplanan gecikme faizlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı ileri sürülen iddialar, 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirine girmediğinden, vergi mahkemesince davanın reddi gerekirken, ödeme emrinin 4046 sayılı Kanunun geçici 15. maddesi uyarınca iptalinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan 1990 yılının Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile uzlaşılan vergiler üzerinden hesaplanan gecikme faizlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinden doğmuştur.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Tarhiyat Öncesi Uzlaşma” başlıklı ek 11. maddesinin 2. fıkrasında, tarhiyattan önce uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiçbir mercie şikayette bulunulamayacağı, uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu Kanunun 112. Maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı öngörülmüştür. Buna göre tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan vergi ve cezalara karşı dava açılamayacağı yasanın açık hükmü gereğidir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, aynı kanunun “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (vergi mahkemesi) nezdinde itirazda bulunulabileceği belirtilmiştir.
Bu maddelere göre, kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emrine karşı, “böyle bir borcun olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddialarıyla sınırlı olmak üzere dava açılabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, 1990 yılı işlemleri incelenen yükümlü şirket adına ilgili dönemler için salınacak kaçakçılık cezalı katma değer vergileri hakkında tarhiyat öncesi uzlaşmaya varıldığı, uzlaşılan vergi ile gecikme faizlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri düzenlendiği, vergi mahkemesince, 27.11.1994 günlü ve 22124 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4046 sayılı Kanunun geçici 15. maddesi hükmü uyarınca, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirme kapsamında bulunan …’a devrolunan yükümlü şirket hakkında takibat yapılamayacağı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
27.11.1994 gün ve 22124 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4046 sayılı Kanunun geçici 15. maddesinde, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlar ile bundan sonra özelleştirme kapsamına alınacak kuruluşların taşınır ve taşınmaz her türlü mal, hak ve alacaklarının, bu kuruluşlar özelleştirme kapsamında kaldığı sürece haczedilemeyeceği, konulmuş olan hacizlerin kalkacağı ve takiplerin düşeceği, bu kuruluşların doğmuş veya doğacak borçlarından dolayı uygulanacak faiz oranının, TC Merkez Bankası’nca belirlenen (vade tarihindeki) reeskont faiz oranlarını geçemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu madde hükmünden, özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşların taşınır ve taşınmaz her türlü mal, hak ve alacaklarının söz konusu kuruluşlar özelleştirme kapsamında kaldığı sürece haczedilemeyeceği, konulmuş olan hacizlerin kalkacağı ve takiplerin düşeceği anlaşılmakta olup, maddede özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlara ait kesinleşmiş vergi borçlarından dolayı ödeme emri düzenlenemeyeceği yolunda bir hükme yer verilmemiştir.
Bu durumda, vergi mahkemesince tarhiyat öncesi uzlaşılan katma değer vergileri ile gecikme faizlerinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle tahsili amacıyla yükümlü şirket adına düzenlenen ödeme emrinin onanması gerekirken yazılı gerekçeyle iptali yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 8.1.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.