Danıştay Kararı 11. Daire 1995/4616 E. 1996/203 K. 17.01.1996 T.

11. Daire         1995/4616 E.  ,  1996/203 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1995/4616
Karar No : 1996/203

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … Belediye Başkanlığı’na ait taşınmazın satışı nedeniyle Belediye Başkanlığı adına tahakkuk ettirilen ve ödenen katma değer vergisi ve gecikme zammının, taşınmazı satın alan davacıdan tahsili amacıyla ihtarname düzenlenmiştir. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; belediyelerin, genel bütçeye dahil olan katma değer vergisinin tarh, tahakkuk ve tahsiline yetkili olmadığı, bu amaçlarla tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle ihtarnameyi iptal etmiştir. Belediye Başkanlığı tarafından, alıcı adına yüklenilen ve sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisinin ve gecikme zammının davacıya rücu edilerek tahsili amacıyla ihtarname düzenlendiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacının … Belediye Başkanlığından satın aldığı taşınmazın teslimi nedeniyle Belediye Başkanlığı adına tahakkuk ettirilen ve ödenen katma değer vergisi ve gecikme zammının davacıdan tahsili amacıyla Belediye Başkanlığı tarafından ihtarname düzenlenmiştir.
Belediye başkanlığı tarafından ödenen verginin davacıya rücu ile tahsil edilebilmesi, belediye başkanlığı tarafından adli yargı yerinde özel hukuk hükümleri çerçevesinde açılacak rucu veya istirdat davasının sonucuna bağlıdır. Davacı açısından da; vergi borcunun olmadığının yine adli yargı yerinde açılacak menfi tespit davası sonucunda saptanması gerekir.
Öte yandan, vergi uyuşmazlıklarında yürütülmesi zorunlu idari işlem, ancak ihbarname veya ödeme emri tebliği, tahakkuk fişi kesilmesi ya da vergi tevkifi yahut düzeltme ve şikayet başvurularının yetkili makamlarca ret edilmesi halinde ortaya çıkar. Olayda ise idari işlem niteliği taşımayan sadece yükümlü tarafından ödenen verginin davacıdan istenilmesine ilişkin ihtarnamenin borçluya borcunu gösteren, onu ödemeye davet eden ve icrai niteliği olmayan, bu nedenle de idari davaya konu edilmeyecek bir içerik taşımakta olduğundan, davanın incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
İhtarnameye karşı açılan davanın görev yönünden reddi gerekirken iptali yolundaki mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının … Belediye Başkanlığı’na ait taşınmazın davacıya satışı nedeniyle doğan verginin beyan edilerek ödenmemesi üzerine vergi dairesince Belediye Başkanlığı adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve gecikme zammı üzerinde varılan uzlaşma sonucunda belediyece ödenen vergi aslı ve gecikme zammının tahsili amacıyla Belediye Başkanlığı tarafından davacı adına düzenlenen ihtarnameye karşı açılmıştır.
2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun, “Vergi Mahkemelerinin Görevleri” başlığını taşıyan 6. maddesinde, Vergi mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ait davalarla, diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükme bağlanmıştır.
Vergi uyuşmazlıklarında yürütülmesi zorunlu idari işlem, ihbarname veya ödeme emri tebliği, tahakkuk fişi kesilmesi ya da vergi tevkifi yahut düzeltme ve şikayet başvurularının yetkili makamlarca ret edilmesi halinde ortaya çıkar. Olayda ise belediye tarafından ödenen verginin davacıdan istenilmesine ilişkin ihtarname, borçluya borcunu gösteren, onu ödemeye davet eden ve icrai niteliği olmayan, bu nedenle de idari davaya konu olacak bir idari işlem niteliği de taşımadığından, iptali istemiyle açılan davanın idari yargıda incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda belediyenin ödediği vergiyi özel hukuk hükümleri çerçevesi içerisinde borç-alacak ilişkisi imiş gibi ihtarname ile istemesi sonucunda çıkan uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde adli yargı yerlerinde incelenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen ihtarnameye karşı açılan dava vergi mahkemesinin görevine girmediğinden ihtarnamenin iptali yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere bozulmasına 17.1.1996 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) AZLIK OYU: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar hukuka uygun mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.