Danıştay Kararı 10. Daire 2023/680 E. 2023/697 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/680 E.  ,  2023/697 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/680
Karar No : 2023/697

YETKİLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ KARARI

… vekili Av. … tarafından, müvekkilinin oğlu …’ın vatani görevini yerine getirmekte olduğu sırada 06/04/1999 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmesinin şehitlik kapsamında değerlendirilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle Milli Savunma Bakanlığı’na karşı açılan davada, Ankara 14. İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esasının incelenerek davanın reddi yolunda verilen 23/06/2022 tarih ve E:2022/351, K:2022/1501 sayılı kararına karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesinin 29/09/2022 tarih ve E:2022/4724, K:2022/3837 sayılı kararın kaldırılarak yetki hususunda karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesi kararı sonrasında Ankara 14. İdare Mahkemesince 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesi uyarınca verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İstanbul İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 17/11/2022 tarih ve E:2022/2376, K:2022/2441 sayılı kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesince dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde genel yetki kuralı gereğince dava konusu işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yer mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 30/12/2022 tarih ve E:2022/2919, K:2022/2826 sayılı kararı üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığına ilişkin dosya, 2577 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 32. maddesinde, göreve ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesinin dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
30/06/2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7329 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen “Askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara dair hükümler” başlıklı 20/C maddesinin 1. fıkrasında, “Bu madde; Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında çalışan kamu görevlileri ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu kapsamında askerlik hizmetini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile de anılan fıkraya, “Bu uyuşmazlıkların çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.” hükmü eklenmiştir.
Bakılan davada ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözüme kavuşturulabilmesi için 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralının bu davada uygulanıp uygulanamayacağının ortaya konulması; başka bir deyişle, özel yetki kuralının yürürlüğe girdiği 13/07/2022 tarihinden önce İdare Mahkemelerince esasa ilişkin olarak verilen nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularında, anılan özel yetki kuralının istinaf mahkemelerince dikkate alınıp alınmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığıdır. Çünkü bir usul işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse tamamlanmış işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usul işlemi henüz tamamlanmamış ise yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden etkilenmeyecektir.
Nitekim, medeni yargılama hukukuna ilişkin usul kanunu niteliğindeki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 448. maddesinde “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla” derhal uygulanır denilmek suretiyle usul hükümlerinin zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık ilkesi benimsenmiş, tamamlanmış işlemler ise istisna kapsamında tutulmuştur.
Dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında, usul kurallarından biri olan yetki kuralının nihai karar verilinceye kadar mahkemece gözetilmesi, yeni bir yetki kuralının yürürlüğe girmesiyle birlikte derhal uygulanırlık ilkesi uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının yetkili Mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Zira, dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği andan nihai kararın verilmesi anına kadarki süreçte yetki kuralına ilişkin usul işleminin tamamlandığından söz edilemez. Ancak, nihai kararın verilmesiyle mahkemece dosyadan el çekildiğinden esasa ve usule ilişkin tüm işlemler tamamlanmış olacaktır. Nihai kararın verildiği tarih itibarıyla yetkili mahkemece uyuşmazlık çözüme kavuşturulmuş olacağından, sonradan yürürlüğe giren yetki kuralı Mahkemenin yetkisizliği sonucunu doğurmayacaktır.
Bakılan davada, Ankara 14. İdare Mahkemesince 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralı yürürlüğe girmeden önce 23/06/2022 tarihinde uyuşmazlığın esası hakkında nihai karar verilerek usule ilişkin işlemler tamamlanmış olduğundan, anılan özel yetki kuralının uygulanamayacağı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde dava konusu işlemin tesis edildiği yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Ankara 14. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın İstanbul 2. İdare Mahkemesi ile taraflara bildirilmesine, 21/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.