Danıştay Kararı 10. Daire 2023/1848 E. 2023/1915 K. 10.04.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/1848 E.  ,  2023/1915 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/1848
Karar No : 2023/1915

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müş. Yrd. V. …

İSTEMLERİN_ÖZETİ : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMALARIN_ÖZETİ : Savunma alınmamıştır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, gereği görüşüldü:
Dava; davacıların yakını …’ın 14/02/2016 tarihindeki terör olayları sırasında hayatını kaybettiği ileri sürülerek uğradıkları iddia edilen zararlara karşılık müteveffanın annesi … için miktar artırım sonucu 126.014,36 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, babası … için miktar artırımı sonucu 83.913,18 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, kardeşleri için ayrı ayrı 25.000.00 TL manevi olmak üzere toplam 459.927,54 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; … İdare Mahkemesince davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen … tarih ve E:…., K:… sayılı karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile kısmen kabulüne kısmen reddine Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği, taraflarca Danıştay’a hitaben verilen dilekçeler ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la eklenen geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanun’la idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun’un anılan Kanun’la değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları (20/07/2016) tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı; aynı Kanun’un “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu; “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlara karşı Danıştay’da temyiz isteminde bulunulabileceği; “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği; aynı maddenin 7. fıkrasında ise temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde 6. fıkrada sözü edilen kararın Danıştay’ın ilgili dairesince kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (b) bendinde, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalarda verilen kararların temyiz edilebileceği hükme bağlanmış olup; aynı Kanun’un ek 1. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, bu Kanun’da öngörülen parasal sınırlar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulandığından, temyizen incelenerek bozulması istenilen Bölge İdare Mahkemesi kararının verildiği 2023 yılı için temyiz sınırı 581.000,00 TL olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, davacılar tarafından, toplamda 459.927,54 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, davaya konu edilen parasal miktarın, Bölge İdare Mahkemesi kararı tarihindeki güncel temyiz parasal sınırın altında kaldığı görüldüğünden, her ne kadar Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilmişse de … Bölge İdare Mahkemesince verilen karar kesin olup temyizen incelenmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin reddine, Bölge İdare Mahkemesince kesin olan karara karşı temyiz yolunun açık olduğu belirtilerek tarafların yanlış yönlendirilmesi sebebiyle temyiz aşamasında yatırılan 1.261,90 TL harcın davacılara ve posta ücretinden artan kısmın ise istemleri halinde aidiyetine göre taraflara iadesine, 10/04/2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir” kuralı yer almış, maddenin devamında, temyiz edilebilecek kararlar; açılan davanın konusu esas alınarak belirlenmiş, aynı fıkranın (b) bendinde, “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar” da verilen kararların temyiz edilebileceği kurala bağlanmış olup; aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanmaktadır.
2577 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinde, konusu belli bir para olan idari işlemler hakkında açılan davalarda ve tam yargı davalarında verilen kararların 2577 sayılı Kanun’un 46/1-(b) maddesi uyarınca temyize tabi olup olmadığının; “verilen kararların tarihine göre” değil, açılan davalardaki parasal miktara göre belirleneceği hükme bağlandığından, bu husustaki değerlendirmenin dava açma tarihinde yürürlükte bulunan temyiz parasal sınırının esas alınarak yapılması gerekmektedir.
Aksi uygulamanın, 2577 sayılı Kanun’da belirtilen parasal sınırlar yıl itibarıyla yeniden değerleme oranında arttırıldığından, davanın açılmasından sonraki yargılama sürecine göre kararın temyiz edilebilme durumunun değişmesi nedeniyle, kanun yollarına başvurma açısından, kanuni açıklığın bulunmadığı sonucunu doğuracağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar yakını …’ın 14/02/2016 tarihindeki terör olayları sırasında hayatını kaybettiği ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık müteveffanın annesi … için 126.014,36 TL (miktar artırımı ile birlikte) maddi, 100.000,00 TL manevi, babası … için 83.913,18 TL (miktar artırımı ile birlikte) maddi, 100.000,00 TL manevi, kardeşleri için ayrı ayrı 25.000.00 TL manevi olmak üzere toplam 459.927,54 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 07/10/2016 tarihinde davanın açıldığı, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının kısmen reddine, kısmen kabulüne ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının taraflarca istenildiği anlaşılmaktadır.
Davanın açıldığı 07/10/2016 tarihinde temyiz parasal sınırının 100.000,00 TL, davaya konu edilen tazminat miktarının ise 459.927,54 TL olduğu ve bu miktarın davanın açıldığı 2016 yılındaki temyiz parasal sınırının üzerinde olduğu görüldüğünden; bakılan dava, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan davalar arasında yer aldığından, temyizen incelenerek bozulması istenen Bölge İdare Mahkemesi kararına karşı temyiz yolunun açık olduğu sonucuna varılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle, tarafların temyiz istemlerinin incelenmesi gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyoruz.