Danıştay Kararı 10. Daire 2023/1700 E. 2023/2202 K. 26.04.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/1700 E.  ,  2023/2202 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/1700
Karar No : 2023/2202

YETKİLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ KARARI

Davacı … vekili Av. … tarafından, müvekkilinin oğlu …’nın 4’üncü Komando Tugay Komutanlığı emrinde piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken, 17/02/2018 tarihinde Suriye’de içerisinde bulunduğu askeri aracın yapmış olduğu trafik kazası sonucunda yaralandığından bahisle uğradığını iddia ettiği zararına karşılık 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle … Bakanlığına karşı açılan davada, Malatya 1. İdare Mahkemesince davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen 11/11/2021 tarih ve E:2021/862, K:2021/1035 sayılı karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi neticesinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 15/09/2022 tarih ve E: 2022/20, K:2022/998 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esas yönünden kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesi kararı sonrasında Malatya 1. İdare Mahkemesince 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesi uyarınca verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Erzurum İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 02/11/2022 tarih ve E:2022/1666, K:2022/1066 sayılı karar ile Erzurum 1. İdare Mahkemesince verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 22/03/2023 tarih ve E:2022/2256, K:2023/533 sayılı karar üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığına ilişkin dosya, 2577 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 36. maddesinde, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin sırasıyla, (a) zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili; (b) zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer; (c) diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer idari mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
30/06/2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7329 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen “Askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara dair hükümler” başlıklı 20/C maddesinin 1. fıkrasında, “Bu madde; Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında çalışan kamu görevlileri ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu kapsamında askerlik hizmetini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile de anılan fıkraya, “Bu uyuşmazlıkların çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.” hükmü eklenmiştir.
Bakılan davada ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözüme kavuşturulabilmesi için 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralının bu davada uygulanıp uygulanamayacağının ortaya konulması; başka bir deyişle, özel yetki kuralının yürürlüğe girdiği 13/07/2022 tarihinden önce İdare Mahkemelerince verilen nihai kararlar üzerine, anılan özel yetki kuralının dikkate alınıp alınmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığıdır. Çünkü bir usul işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse tamamlanmış işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usul işlemi henüz tamamlanmamış ise yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden etkilenmeyecektir.
Nitekim, medeni yargılama hukukuna ilişkin usul kanunu niteliğindeki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 448. maddesinde “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla” derhal uygulanır denilmek suretiyle usul hükümlerinin zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık ilkesi benimsenmiş, tamamlanmış işlemler ise istisna kapsamında tutulmuştur.
Dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında, usul kurallarından biri olan yetki kuralının nihai karar verilinceye kadar mahkemece gözetilmesi, yeni bir yetki kuralının yürürlüğe girmesiyle birlikte derhal uygulanırlık ilkesi uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının yetkili Mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Zira, dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği andan nihai kararın verilmesi anına kadarki süreçte yetki kuralına ilişkin usul işleminin tamamlandığından söz edilemez. Ancak, nihai kararın verilmesiyle mahkemece dosyadan el çekildiğinden esasa ve usule ilişkin tüm işlemler tamamlanmış olacaktır. Nihai kararın verildiği tarih itibarıyla yetkili mahkemece uyuşmazlık çözüme kavuşturulmuş olacağından, sonradan yürürlüğe giren yetki kuralı Mahkemenin yetkisizliği sonucunu doğurmayacaktır.
Bakılan davada, Malatya 1. İdare Mahkemesince 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralı yürürlüğe girmeden önce 11/11/2021 tarihinde uyuşmazlık hakkında karar verildiğinden anılan özel yetki kuralının uygulanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, davacının oğlunun 4’üncü Komando Tugay Komutanlığı emrinde piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken, 17/02/2018 tarihinde Suriye’de içerisinde bulunduğu askeri aracın yapmış olduğu trafik kazası sonucunda yaralanması sebebiyle talep edilen tazminatın dayandırıldığı eylemin yurt dışında gerçekleştiği dikkate alındığında, 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasına olanak olmadığı anlaşılan uyuşmazlığın çözümünde; 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesinin (c) bendi uyarınca, davacının ikamet ettiği Malatya ilinin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu yer idare mahkemesi olan Malatya İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Malatya 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Erzurum 1. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine, 26/04/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.