Danıştay Kararı 10. Daire 2023/1515 E. 2023/1742 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/1515 E.  ,  2023/1742 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/1515
Karar No : 2023/1742

YETKİLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ KARARI
Davacı … vekili Av. … tarafından, müvekkilinin piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 28/09/2020 tarihinde Irak’ın kuzeyinde bulunan … Üs Bölgesi’nde meydana gelen patlama sonucunda yaralanması sebebiyle şimdilik tedavi, iyileşme ve bakıcı süresi olmak üzere geçici iş gücü kaybı için 500,00 TL, sürekli iş gücü kaybı için 500,00 TL maddi tazminat ile 175.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Milli Savunma Bakanlığına karşı açılan davada, Kayseri 1. İdare Mahkemesince davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen 16/06/2022 tarih ve E:2021/894, K:2022/907 sayılı karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının incelemesi neticesinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesinin 29/11/2022 tarih ve E:2022/5247, K:2022/5303 sayılı kaldırma va dosyanın Mahkemesine gönderilmesi kararı sonrasında Kayseri 1. İdare Mahkemesince 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesi uyarınca verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Erzurum İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 11/01/2023 tarih ve E:2023/7, K:2023/71 sayılı karar ile Erzurum 3. İdare Mahkemesinin yetkili yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi gerektiği belirtilerek yetkili mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesine ilişkin 16/02/2023 tarih ve E:2023/187, K:2023/291 sayılı kararı üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığına ilişkin dosya, 2577 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 36. maddesinde, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin sırasıyla, (a) zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili; (b) zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer; (c) diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer idari mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
30/06/2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7329 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen “Askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara dair hükümler” başlıklı 20/C maddesinin 1. fıkrasında, “Bu madde; Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında çalışan kamu görevlileri ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu kapsamında askerlik hizmetini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile de anılan fıkraya, “Bu uyuşmazlıkların çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.” hükmü eklenmiştir.
Bakılan davada ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözüme kavuşturulabilmesi için 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralının bu davada uygulanıp uygulanamayacağının ortaya konulması; başka bir deyişle, özel yetki kuralının yürürlüğe girdiği 13/07/2022 tarihinden önce İdare Mahkemelerince esasa ilişkin olarak verilen nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularında, anılan özel yetki kuralının istinaf mahkemelerince dikkate alınıp alınmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığıdır. Çünkü bir usul işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse tamamlanmış işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usul işlemi henüz tamamlanmamış ise yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden etkilenmeyecektir.
Nitekim, medeni yargılama hukukuna ilişkin usul kanunu niteliğindeki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 448. maddesinde “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla” derhal uygulanır denilmek suretiyle usul hükümlerinin zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık ilkesi benimsenmiş, tamamlanmış işlemler ise istisna kapsamında tutulmuştur.
Dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında, usul kurallarından biri olan yetki kuralının nihai karar verilinceye kadar mahkemece gözetilmesi, yeni bir yetki kuralının yürürlüğe girmesiyle birlikte derhal uygulanırlık ilkesi uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının yetkili Mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Zira, dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği andan nihai kararın verilmesi anına kadarki süreçte yetki kuralına ilişkin usul işleminin tamamlandığından söz edilemez. Ancak, nihai kararın verilmesiyle mahkemece dosyadan el çekildiğinden esasa ve usule ilişkin tüm işlemler tamamlanmış olacaktır. Nihai kararın verildiği tarih itibarıyla yetkili mahkemece uyuşmazlık çözüme kavuşturulmuş olacağından, sonradan yürürlüğe giren yetki kuralı Mahkemenin yetkisizliği sonucunu doğurmayacaktır.
Bakılan davada, Kayseri 1. İdare Mahkemesince 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralı yürürlüğe girmeden önce 16/06/2022 tarihinde uyuşmazlığın esası hakkında nihai karar verilerek usule ilişkin işlemler tamamlanmış olduğundan, anılan özel yetki kuralının uygulanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, piyade uzman onbaşı rütbesiyle görev yapmakta iken, Irak’ın kuzeyinde bulunan … Üs Bölgesi’nde meydana gelen patlama neticesinde yaralanan davacı tarafından talep edilen tazminatın dayandırıldığı eylemin yurt dışında gerçekleştiği dikkate alındığında, 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasına olanak olmadığı anlaşılan uyuşmazlığın çözümünde; 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesinin (c) bendi uyarınca, davacının olay tarihinde ikamet ettiği Kayseri ilinin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu yer idare mahkemesi olan Kayseri İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Kayseri İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Kayseri 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Erzurum 3. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine, 05/04/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.