Danıştay Kararı 10. Daire 2023/146 E. 2023/117 K. 16.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/146 E.  ,  2023/117 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/146
Karar No : 2023/117

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Teknoloji Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN_ÖZETİ : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, gereği görüşüldü:

Dava; davacı şirket tarafından, hakkında 4703 sayılı Kanunun 5/8. maddesine aykırılıktan dolayı 13.734,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … karar sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; … İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı karara karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği, davacı vekili tarafından Danıştay’a hitaben verilen 09/12/2022 kayıt tarihli dilekçe ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin anılan kararının temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla eklenen geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun’un anılan Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı; aynı Kanun’un “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu; “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların Danıştayda temyiz edilebileceği; aynı maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, (m) bendinde de, düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar hakkında verilen kararların temyiz edilebileği; “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği; aynı maddenin 7. fıkrasında ise, temyizin kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hallerde altıncı fıkrada sözü edilen kararın Danıştayın ilgili dairesince kesin olarak verileceği, hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, konusu yüzbin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar hakkında verilen kararların temyiz edilebileceği hükme bağlanmış olup aynı Kanun’un ek 1. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, bu Kanun’da öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanmaktadır.
Düzenleyici ve denetleyici kuruluşlarca tesis edilen işlemler hakkında açılan davaların temyiz kanun yolu incelemesine tabi olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi için öncelikle anılan kuruluşlarca tesis edilen işlemlerin hukuki niteliğinin (piyasa veya sektöre ilişkin olup olmadığının) ortaya konulması gerekmektedir.
Düzenleyici ve denetleyici kuruluşlarca, görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak “düzenleme, izleme, izin verme ve kural koyma” fonksiyonlarını kullanarak piyasa veya sektöre düzen vermenin, piyasa veya sektörün düzenini kurup korumak için düzenleyici işlemler tesis etmenin yanı sıra bu mahiyette olmayan kararlar da alınmaktadır. Anılan kuruluşlar “denetleme” fonksiyonunu kullanarak ilgili mevzuata ve kendilerince tesis edilen düzenleyici işlemler ile getirilen kurallara aykırılık hallerinde piyasa veya sektördeki aktörlere idari para cezaları uygulamakta olup; bu para cezalarının, anılan kuruluşların görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili yukarıda çerçevesi çizilen kararlardan olduğundan bahsedilmesi mümkün görünmemektedir.
Bu durumda; davacı şirketin, 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 8. fıkrasını ihlal ettiğinden bahisle hakkında aynı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve davaya konu edilen parasal miktarın da temyiz parasal sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, … Bölge İdare Mahkemesince verilen karar her ne kadar temyiz yolu açık olmak üzere verilmişse de kesin olup, temyizen incelenmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddine, Bölge İdare Mahkemesince kesin olan karara karşı temyiz yolunun açık olduğu belirtildiğinden temyiz aşamasında yatırılan … TL harcın ve artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 16/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.