Danıştay Kararı 10. Daire 2023/124 E. 2023/1497 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2023/124 E.  ,  2023/1497 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/124
Karar No : 2023/1497

YETKİLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ KARARI

Davacı … vekili Av. … tarafından, müvekkilinin Ankara ili, Mamak ilçesinde bulunan Askeri İnzibat ve Muhafız Tabur Komutanlığında askerlik hizmetini yapmakta iken askerliğe elverişsiz olduğu tespit edilerek terhis edilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğradığını iddia ettiği 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın askerliğe elverişsiz raporunun düzenlendiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle … Bakanlığına karşı açılan davada; Malatya 2. İdare Mahkemesince verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Gaziantep İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 14/09/2022 tarih ve E:2022/93, K:2022/687 sayılı karar, Gaziantep 3. İdare Mahkemesince verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 25/11/2022 tarih ve E:2022/1597, K:2022/1447 sayılı karar ve Ankara 15. İdare Mahkemesinin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Gaziantep İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 14/12/2022 tarih ve E:2022/2683, K:2022/2948 sayılı kararı üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığına ilişkin dosya, 2577 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrasında, göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanun’da veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesinin, dava konusu idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari mercinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
30/06/2021 tarih ve 31527 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7329 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen “Askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara dair hükümler” başlıklı 20/C maddesinin 1. fıkrasında, “Bu madde; Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında çalışan kamu görevlileri ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu kapsamında askerlik hizmetini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile de anılan fıkraya “Bu uyuşmazlıkların çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.” hükmü eklenmiştir.
Bakılan davada ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözüme kavuşturulabilmesi için 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralının bu davada uygulanıp uygulanamayacağının ortaya konulması; başka bir deyişle, özel yetki kuralının yürürlüğe girdiği 13/07/2022 tarihinden önce idare mahkemelerince esasa veya usûle ilişkin verilen nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularında, anılan özel yetki kuralının istinaf mahkemelerince dikkate alınıp alınmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere, usûl hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise usûl hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usûl kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da yeni usûl kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili usûl işleminin tamamlanıp tamamlanmadığıdır. Çünkü bir usûl işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse tamamlanmış işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usûl işlemi henüz tamamlanmamış ise yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Başka bir deyişle, tamamlanmış usûl işlemleri, yeni yürürlüğe giren usûl hükmünden etkilenmeyecektir.
Nitekim, medeni yargılama hukukuna ilişkin usûl kanunu niteliğindeki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 448. maddesinde “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla” derhal uygulanır denilmek suretiyle usûl hükümlerinin zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık ilkesi benimsenmiş, tamamlanmış işlemler ise istisna kapsamında tutulmuştur.
Dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usûl işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasında yapılan bir usûl işlemi ve kesiti tamamlanmış ise artık yeni kanun o usûl işlemi hakkında etkili olmayacak dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında, usûl kurallarından biri olan yetki kuralının nihai karar verilinceye kadar mahkemece gözetilmesi, yeni bir yetki kuralının yürürlüğe girmesiyle birlikte derhal uygulanırlık ilkesi uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Zira, dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği andan nihai kararın verilmesi anına kadarki süreçte yetki kuralına ilişkin usûl işleminin tamamlandığından söz edilemez. Ancak, nihai kararın verilmesiyle mahkemece dosyadan el çekildiğinden esasa ve usûle ilişkin tüm işlemler tamamlanmış olacaktır. Nihai kararın verildiği tarih itibarıyla yetkili mahkemece uyuşmazlık usûl ya da esas yönünden çözüme kavuşturulmuş olacağından, sonradan yürürlüğe giren yetki kuralı mahkemenin yetkisizliği sonucunu doğurmayacaktır.
Bakılan davada, Malatya 2. İdare Mahkemesince, 13/07/2022 tarih ve 31892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7415 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 2577 sayılı Kanun’un 20/C maddesinin 1. fıkrasına eklenen özel yetki kuralı yürürlüğe girmeden önce 08/07/2021 tarih ve E:2021/344, K:2021/563 sayılı karar ile süre aşımı yönünden davanın reddine karar verilmek suretiyle yetki hususu aşılarak usûl bakımından nihai bir karar verildiğinden, anılan özel yetki kuralının uygulanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde dava konusu idari işlemi yapan idari mercinin bulunduğu yer idare mahkemesi olan Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Malatya 2. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Gaziantep 3. İdare Mahkemesine, Ankara 15. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine, 28/03/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.