Danıştay Kararı 10. Daire 2022/8817 E. 2023/6 K. 09.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/8817 E.  ,  2023/6 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/8817
Karar No : 2023/6

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
2- … Kurumu

DAVANIN_ÖZETİ :Davacılar tarafından,
1- Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere…” ibaresinin iptaline ve yürütülmesinin durdurulmasına,
2- Enez İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasına konu … tarihli takip talebinin ve takibin iptaline,
3- Enez İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasına konu … tarihli takip talebinin ve takibin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, dava dilekçesi öncelikle 2577 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendi gereğince anılan Kanun’un 5. maddesine uygun olup olmadığı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği belirtilmiş; 5. maddesinin 1. fıkrasında da, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, 3/g bendinde yazılı hâlde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, her idari işlemin ayrı ayrı dava konusu yapılması kural ise de, maddi veya hukuki yönden birbirine bağlı olan birden çok işleme karşı aynı dilekçe ile dava açılabilmesi mümkün bulunmaktadır. Maddi veya hukuki bağlılıktan söz edebilmek için öncelikle, dava konusu işlemlerin yargısal denetiminin aynı yargı yerinin görev ve yetki alanına girmesi zorunluluk arz etmektedir. Nitekim, yargı yerlerinin farklılığı 5. maddenin öngördüğü anlamdaki bağlılığı ortadan kaldıran bir nedendir. Bu bağlamda, aynı dava dilekçesiyle iptali talep edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların farklı yargı yerinin görev alanına girdiği hallerde, her bir işlem için ayrı dilekçelerle dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Dairemizin 26/10/2022 tarih ve E:2022/4332, K:2022/4802 sayılı dilekçe ret kararında; davacılar tarafından, 27/06/2022 tarihinde Danıştay Başkanlığına hitaben sunulan dava dilekçesinde Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin eksik düzenleme nedeniyle iptalinin talep edildiği, ardından dava açma süresi içerisinde dosyaya sunulan 05/07/2022 tarihli dilekçe ile “1.) Davamıza konu edilen davacısı Güvence Hesabı ve davalısı müvekkillerim olan Enez İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına itirazın iptali şeklinde açılan … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına konu edilen, Güvence Hesabı Yönetim Komitesinin , … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı kararına dayanan Ankara 32. İcra Müdürlüğünün … sayılı ilamlı takibin infazı için davacı-alacaklı … ‘na 02.06.2020 günü ödenen paranın tahsilini içeren (kurum içi verilen ve tarafımıza tebliğ edilmeyen) dava konumuzla bire bir ilgili idari kararın yürütmesinin durdurulmasına, 2.) Davamıza konu edilen davacısı Güvence Hesabı ve davalısı müvekkillerim olan, Enez İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına itirazın iptali şeklinde açılan … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.(… Esas ile birleşen) sayılı dosyasına konu edilen, Güvence Hesabı Yönetim Komitesinin, müvekkillerime toplam ödediği 7.399 TL ana para alacağının tahsilini içeren (kurum içi verilen ve tarafımıza tebliğ edilmeyen) dava konumuzla bire bir ilgili idari kararın yürütmesinin durdurulmasına,” şeklinde talepte bulunulduğu, ancak söz konusu işlemlerin tarih ve sayıları açıkça belirtilmediği gibi bu işlemlerin iptalinin de talep edilmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddine karar verildiği, bu kararın 10/12/2022 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacılar vekili tarafından dava dilekçesinin yenilendiği, 22/12/2022 havale tarihli yenilenen dava dilekçesinin incelenmesinden; davacılar tarafından, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere…” ibaresinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması ile Enez İcra Müdürlüğünün E:… ve E:… sayılı dosyalarına konu takiplerin iptaline karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir.
Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceğinde; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca yürütülen icra takiplerinin iptali istemli uyuşmazlığın görüm ve çözümünün ise adli yargı merciilerinin görevinde olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
Bu durumda, Enez İcra Müdürlüğünün E:… ve E:… sayılı dosyalarına konu takiplerin iptali istemiyle açılan davanın, anılan takipler 2004 sayılı Kanun’un uygulanması sonucu tesis edildiğinden adli yargıda; düzenleyici işlem olan Güvence Hesabı Yönetmeliğinin ilgili kısmının iptali istemiyle açılan davanın ise Danıştayda görülmesi gerektiği açık olup; adli ve idari yargı olmak üzere iki ayrı yargı düzeninde görülmesi gereken, bu nedenle yargı kolları yönünden aralarında hukuki birlik bulunmayan işlemlere karşı tek dilekçe ile açılan davanın tamamının Danıştayda görülmesine olanak bulunmadığından, adli yargı yerinde görülmesi gereken dava ile idari yargı yerinde görülmesi gereken Yönetmeliğin ilgili hükmünün iptali istemli davanın ayrı ayrı dilekçelerle açılması gerekmektedir.
Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından, adli yargı yerinde görülmesi gereken dava ile idari yargı yerinde görülmesi gereken Yönetmeliğin ilgili hükmünün iptali istemli davanın ayrı ayrı dilekçelerle doğru yargı kolunda açılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içinde 5. maddeye uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak gerekli harç ve posta ücreti yatırılmak suretiyle yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacılara duyurulmasına, yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, istemleri halinde posta avansından artan kısmının davacılara iadesine, 09/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.