Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/8816 E. , 2023/68 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/8816
Karar No : 2023/68
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, T:… sayılı, temyiz isteminin reddine ilişkin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından, bacağında meydana gelen açık kırık nedeniyle 05/05/2014 tarihinde başvurduğu Tire Devlet Hastanesinde yapılan tedavi sonrası sakat kaldığından ve bacağının kesilme ihtimali doğduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL (miktar artırımı ile 250.000,00 TL) manevi olmak üzere toplam 260.000,00 TL tazminatın 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararlarının özeti: … İdare Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın ihbar bakımından kaldırılıp yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ardından … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararlarının özetleri:
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kabule ilişkin kısmı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, T:… sayılı kararı ile kesin olarak verilen karara karşı temyiz yolu kapalı olduğu gerekçesiyle davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usûl ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, T:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Temyiz başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasında, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir” kuralı yer almış, maddenin devamında, temyiz edilebilecek kararlar; açılan davanın konusu esas alınarak belirlenmiş, aynı fıkranın (b) bendinde, “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar”da verilen kararların temyiz edilebileceği kurala bağlanmış; aynı Kanun’un ek 1. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulandığından, davanın açıldığı 2018 yılında temyiz parasal sınırının 117.000,00 TL olduğu görülmüştür.
2577 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; konusu belli bir parayı içeren; tam yargı davalarında verilen kararlardan hangilerinin temyizen inceleneceği hususunda; “davanın konusu ve “kanun tarafından öngörülen miktarı aşma” ölçütlerinin getirildiği anlaşılmaktadır.
İdari eylemler nedeniyle açılan tam yargı davalarında verilen kararların, 2577 sayılı Kanun’un 46/1-(b) maddesi uyarınca temyize tabi olup olmadığının; “verilen kararlar”ın tarihine göre değil, davanın konusu olan parasal miktara göre belirleneceği hükme bağlandığından; bu husustaki değerlendirmenin, dava açma tarihinde yürürlükte bulunan temyiz parasal sınırının esas alınarak yapılması gerekmektedir.
Aksi yönde yapılacak uygulamanın, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde belirtilen parasal sınırların yıl itibarıyla yeniden değerleme oranında arttırılması nedeniyle; bu tür davaların açıldığı yılda sonuçlanmaması hâlinde; kararın temyize tabi olup olmama dolayısıyla davanın taraflarının bu kanun yolununu kullanıp kullanamama durumunun değişmesine neden olacağı ve bu durumun ise; kanun yollarına başvurma açısından, kanuni açıklık bulunmaması sonucunu doğuracağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davanın açıldığı 2018 yılında temyiz parasal sınırının 117.000,00 TL, dava konusu tazminat miktarının ise 160.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 260.000,00 TL) olduğu; davanın, açıldığı 2018 yılındaki temyiz parasal sınırının üzerindeki bir miktara ilişkin olduğu; … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin esasa yönelik kararının 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan davalara ilişkin olması nedeniyle temyize tabi olduğu ve bu nedenle, anılan Dairenin “temyiz isteminin reddine” yönelik kararının bozulması gerektiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.