Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/7659 E. , 2022/5995 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/7659
Karar No : 2022/5995
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
DAVANIN_ÖZETİ : Davacı tarafından;
1- 21/08/2010 tarih ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinin 1. ve 2. fıkralarının,
2- 26/08/2011 tarih ve 28037 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin, iptalleri ve yürütülmelerinin durdurulması istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, dava dilekçesi öncelikle 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olup olmadığı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği; 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, 3 ve 5. maddelere uygun olmayan dilekçelerin otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, dava açma süresine ilişkin kurallar ile düzenleyici işlemlere karşı iki ayrı yol izlenerek dava açma imkanı tanınmıştır. 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca düzenleyici işlemin ilanı üzerine altmış gün içinde dava açılabileceği gibi, düzenleyici işlemin uygulanması üzerine de, uygulama işleminin tebliği tarihinden itibaren yine altmış gün içinde düzenleyici işleme veya düzenleyici işlemle birlikte uygulama işlemine karşı dava açılabilecektir. Bu kurallar ile ilanı üzerine düzenleyici işleme karşı dava açmamış bulunan ilgililere, dava konusu edebilecekleri bir uygulama işleminin varlığına bağlı olarak, düzenleyici işleme karşı dava açma imkanının sağlanması amaçlanmıştır. Bu durumda, düzenleyici işleme karşı dava açılabilmesi uygulama işleminin varlığına bağlı olduğu için, dava dilekçesinde, düzenleyici işleme dayalı olarak tesis edilen bir uygulama işleminin olup olmadığının, bir uygulama işlemi varsa, davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti bakımından işlemin tebliğ tarihinin gösterilmesi, öte yandan, uygulama işleminin veya başvuru dilekçesinin birer örneğinin de, dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; medikal estetik programını başarıyla tamamladığından bahisle Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacı adına 31/12/2004 tarihli “Medikal Estetik Uygulama Sertifikası”nın düzenlendiği, anılan sertifikanın kaybedildiği ileri sürülerek yeni sertifikanın düzenlenmesi talebiyle 07/09/2022 tarihinde davalı idareye başvuru yapıldığı, anılan başvurunun medikal estetik uygulama sertifikasının belirtilen süreler içerisinde tescili yapılmadığından bahisle Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve E-… sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine, ret işleminin dayanağı 21/08/2010 tarih ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 26/08/2011 tarih ve 28037 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu edilen 21/08/2010 tarih ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında, sağlık alanında özel mevzuatına göre yapılmış eğitimler sonucunda verilen sertifikaya sahip kişilerin Yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren tescil amacıyla başvuruda bulunabileceğinin; anılan maddenin 2. fıkrasında ise, belirtilen süre içerisinde tescil başvurusunda bulunulmaması halinde sertifikaların geçersiz sayılacağının; 26/08/2011 tarih ve 28037 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle de, 21/08/2010 tarih ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “6 ay” ibaresinin “2 yıl” olarak düzenlendiği; öte yandan 21/08/2010 tarih ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğin, 04/02/2014 tarih ve 28903 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğinin 12. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir.
Olayda, davacı tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin dayanağı olan Yönetmeliğin, bireysel işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olmadığı görülmekle birlikte; yürürlükten kaldırılan Yönetmelik hükümlerine dayanılarak davacı hakkında bireysel işlem tesis edildiği ve anılan Yönetmeliğin davacıya uygulandığı ancak bireysel işlemin (uygulama işleminin) iptalinin istenilip istenmediğinin açıkça ortaya konulmadığı görülmektedir.
Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava dilekçesinde düzenleyici işlemin hangi kısım veya kısımlarının dava konusu edildiğinin açıkça gösterilmesi, davacının menfaatinin bu kısımlar yönünden ne şekilde etkilendiğinin ve bu kısımlara yönelik hukuka aykırılık sebeplerinin ayrı ayrı açıklanması, bireysel işlemin iptalinin istenip istenmediğinin de açıkça belirtilmesi suretiyle dilekçenin konu, içerik ve sonuç bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde gösterilmesi, davanın belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle ve dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı hususu da dikkate alınarak 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle açılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içinde, yukarıda belirtilen hususlar netleştirilmek suretiyle imzalı iki nüsha dilekçe ile dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, aynı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrasına göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilecek dilekçede de aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulmasına, davanın yenilenmesi hâlinde yeniden harç alınmamasına, davanın yenilenmemesi durumunda yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta gideri avansından artan miktarın istemi halinde davacıya iadesine, 13/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.