Danıştay Kararı 10. Daire 2022/7290 E. 2023/817 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/7290 E.  ,  2023/817 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/7290
Karar No : 2023/817

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1) … 2) … 3) …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları …’un Sivas ili, … Bölge Trafik Denetim İstasyonu Amirliği’nde teknisyen yardımcısı olarak görev yapmaktayken aynı yerde görevli polis memuru …’nin, denetim istasyonunun mutfağında hiç bir önlem almaksızın silahını doldur boşalt yaparken silahının ateş alması sonrasında …’un vurulması neticesinde hayatını kaybetmesinde davalı idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek anne … için 600,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 136.624,37 TL) maddi, 140,000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 300,000,00 TL) manevi, kardeş … için 200,00 TL maddi, 60.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi, kardeş … için 200,00 TL maddi, 50.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olayda, meydana gelen zarar ile yürütülen idari hizmet arasındaki illiyet bağının varlığı ve idarenin hizmetin iyi ve sağlıklı bir şekilde işletilmemesinden kaynaklanan hizmet kusurunun bulunduğu, dosya kapsamında yer alan 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacılardan …’ün 89.324,40 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğunun belirlendiği, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu ve davacılar tarafından verilen miktar artırım dilekçesi gözetilerek … için 89.324,40 TL maddi tazminatın 600,00 TL’sinin idareye başvuru tarihi olan 17/08/2017 tarihinden, 88.724,40 TL’sinin miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 06/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, müteveffanın kardeşlerine eylemli ve düzenli bir şekilde destek olduğu veya olacağı yönündeki hususların somut delillerle ispatlanamadığı görüldüğünden, kardeşler … ve … yönünden destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine, dava konusu olay nedeniyle davacıların duydukları elem ve ızdırabın kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, olayın oluş şekli ve olayın oluşumundaki vefat eden kişinin olaydan önceki durumu da dikkate alınarak davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul edilerek, anne … için 75.0000,00 TL, kardeşler … ve Kader Demirel için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 17/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurularının kısmen kabulü ile … İdare Mahkemesi kararının … için hükmedilen 89.324,40 TL maddi tazminat istemine idareye başvuru tarihinden yasal faiz işletilerek ödenmesine, … için 50.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilerek İdare Mahkemesi kararının …’ün fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddiyle, … ve …’un maddi tazminat istemlerinin reddi ile manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesine ilişkin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayda süre aşımı bulunduğu, hayatını kaybeden davacılar yakınının kusur durumunun değerlendirilmesi gerektiği, maddi tazminat istemi yönünden Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu, manevi tazminatın niteliği göz önünde bulundurulduğunda hükmedilen manevi tazminat tutarının yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanması, maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava; Sivas ili, … Bölge Trafik Denetim İstasyonu Amirliği’nde görevli polis memuru …’nin, denetim istasyonunun mutfağında hiç bir önlem almadan silahını doldur boşalt yaparken aynı yerde görevli davacıların oğlu ve ağabeyi olan teknisyen yardımcısı …’un 23/11/2016 tarihinde ölümüne sebebiyet verdiği, … Asliye Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında polis memuru …’nin hapis cezası ile cezalandırıldığı, müteveffanın annesi ve kardeşlerine destek olduğu, olayın kamu hizmetinin ifası sırasında meydana geldiği ve olayda idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ileri sürülerek anne … için 600,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 136.624,37 TL) maddi, 140,000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 300,000,00 TL) manevi, kardeş … için 200,00 TL maddi, 60.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi, kardeş … için 200,00 TL maddi, 50.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A- İdare Mahkemesi Kararının, Davacıların Manevi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmına Yönelik Yapılan İstinaf Başvurusunun Kısmen Kabulü, Kısmen Reddine Dair Bölge İdare Mahkemesi Kararının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B- İdare Mahkemesi Kararının, Davacılardan …’ün Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmına Yönelik Yapılan İstinaf Başvurusu üzerine Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın İncelenmesi:
Dosya kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında dava konusu olay nedeniyle müteveffa …’un anne ve babasına 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinin 1. fıkrasına göre 1. Derece vazife malullüğü aylığı bağlandığı, 5434 sayılı Kanun’un Ek 79. maddesine göre ek ödeme tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir.
Bakılan davada; İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda, ilgilinin görev aylığı veya emsali kamu görevlisinin görev aylığı dikkate alınarak aylar itibarıyla alacağı görev aylığından davacıya ayıracağı pay gözetilerek belirlenen tutardan davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığı karşılaştırılarak, aradaki farkın zarar olduğunun kabul edilmesi gerekirken, müteveffanın emsali kamu görevlisinin görev aylığı esas alınarak ancak davacıya ayıracağı pay oranı dikkate alınmaksızın emsali kamu görevlisi aylığının tamamından davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığı çıkartılarak yapılan hesaplama neticesinde belirlenen maddi zarar miktarının ve dolayısıyla bilirkişi raporunun, mahkeme kararına dayanak alınacak mahiyette olmadığı görülmektedir.
Tazminatın amacı uğranılan gerçek zararın tazmin edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tazminat, zarar görenin zenginleşmesi veya zarar verenin cezalandırılması sonucuna yol açmamalıdır. Dolayısıyla hesaplanacak tazminatın azami miktarı gerçek zarar ile sınırlıdır. Öte yandan dinamik bir yapıya sahip olan tazminat hukuku çerçevesinde zarar ve yarar kalemleri belirlenirken, tazminat tutarının hesaplanabilmesi yerleşik yargı uygulamasında da kabul edildiği üzere hukuk bilimi dışında özel bilgi gerektirmektedir. Bu sebeple aktüeryal yönden maddi tazminat hesaplanması gereken davalarda mahkemeler bilirkişinin görüşünün alınmasına ihtiyaç duymaktadır.
Davacılardan …’ün zararlarının ortaya konulması için gereken hesaplamalarda gözetilmesi gereken ilke ve unsurlar, son dönem Dairemiz yerleşik içtihatları uyarınca aşağıda belirtilen şekilde olup, bu veriler ışığında bilirkişi tarafından yeniden hesaplanmalıdır.
Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle aldığı görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen dul ve yetim aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından davacıya bağlanan vazife malullüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacının destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali kamu görevlisinin aylar itibariyle alabileceği görev aylıkları ile SGK tarafından davacıya bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından davacıya bağlanan vazife malullüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacının destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile muhtemel ömrünün sonuna (TRH 2010 tablosuna göre) kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacıya bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacının destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca, yapılacak hesaplamada, müteveffanın dava konusu olay tarihinde bekar olması, ilerleyen dönemde evlenip çocuk sahibi olabileceği, müteveffanın annesinin ve babasının hayatta olması gözetilerek destek payları belirlenirken; ilk iki yıl için müteveffanın kendisi için 2 pay, annesi için 1 pay, babası için 1 pay ayıracağı, ilk iki yılın sonunda evleneceği varsayımıyla takip eden 2 yıl için müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, annesi için 1 pay, babası için 1 pay ayıracağı, evlendikten 2 yıl sonra 1. çocuğu olacağı ihtimaline binaen takip eden 2 yıl için, müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, çocuğu için 1 pay, annesi için 1 pay, babası için 1 pay ayıracağı, 1.çocuğun doğumundan 2 yıl sonra 2. çocuğunun doğacağı ihtimaline binaen takip eden süreçte müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, birinci çocuğu için 1 pay, ikinci çocuğu için 1 pay, annesi için 1 pay, babası için 1 pay ayıracağı ihtimali gözetilerek hesaplama yapılması gerektiği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Öte yandan, işbu bozma kararına uyulmak suretiyle karar verilmesi durumunda, davacının temyiz isteminde bulunmadığı gözetilerek aleyhe hüküm verme yasağı ilkesi uyarınca verilecek yeni kararda davalı idare aleyhine hükmedilecek maddi tazminat tutarının 89.324,40 TL’yi aşmaması gerektiği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.

Buna göre İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddine dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Kararın bozulan kısmına yönelik olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.