Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/6962 E. , 2022/5965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/6962
Karar No : 2022/5965
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …Bakanlığı / ANKARA
DAVANIN_KONUSU : 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin, 06/10/2022 tarih ve 31975 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesi ile değiştirilen ek 5. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin;
a) Birinci cümlesinde yer alan “yıllık sözleşme yapmak suretiyle ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması halinde” ibaresinin,
b) “Özel hastanelerin boş uzman hekim kadrosu olmaması durumunda, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının %15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabilir. Aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamaz. Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, özel hastane tarafından SKYS’ye eklenir ve müdürlüğe gönderilir.” şeklindeki ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinin iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenleme ile davacı arasında hukuken korunabilir, somut, güncel ve meşru bir menfaat ilgisinin bulunmaması nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dava dilekçesi 2577 sayılı Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı; “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği; “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, davacının, iptali istenen işlem yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aramaktadır.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin; ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunması dava açma ehliyeti için gerekli sayılmaktadır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacı tarafından mesleğini serbest olarak icra eden hekimin yanında asistan olarak görev yaptığı, dava konusu değişiklik ile özel hastanelerde cerrahi müdahalelerde bulunma konusunda kısıtlama ve zorlaştırma getirildiği, anılan düzenlemenin uygulanması halinde doktor muayenehanesinde çalışamayacak duruma geleceği, bu nedenle menfaatinin etkilendiği iddiasıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının, dilekçe ekinde sunduğu sigortalı hizmet listesine göre, hekim …yanında 5142.03 meslek koduyla sigortalı olarak çalıştığı, anılan meslek koduna göre güzellik hizmetleri elemanı / estetisyen olarak görev yaptığı görülmektedir.
Bu durumda, muayenehanesi bulunan hekimlerin, muayenehanelerine müracaat eden hastalarının teşhis ve tedavisini özel hastanelerde yapma koşullarını içeren dava konusu Yönetmelik düzenlemesinin, davacının kişisel menfaatini doğrudan etkilemesinin söz konusu olmadığı, bu haliyle davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davanın EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- Kullanılmayan …TL yürütmenin durdurulması harcı ile artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine,
4- Bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin, 06/10/2022 tarih ve 31975 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesi ile değiştirilen ek 5. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin birinci cümlesinde yer alan “yıllık sözleşme yapmak suretiyle ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması halinde” ibaresi ile “Özel hastanelerin boş uzman hekim kadrosu olmaması durumunda, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının %15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabilir. Aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamaz. Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, özel hastane tarafından SKYS’ye eklenir ve müdürlüğe gönderilir.” şeklindeki ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaati ihlal edilenlerin iptal davası açabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Davacının muayenehanesinde serbest olarak mesleğini icra eden bir hekimin yanında sigortalı olarak görev yaptığı, dava konusu düzenlemenin uygulanması sonucunda yanında çalışmakta olan hekimin özel hastanelerde hastalarının teşhis ve tedavisini yapmakta güçlük çekeceği, dolayısıyla artık çalışamayacak duruma geleceği ileri sürülerek iptal davası açıldığı görülmektedir.
Dava konusu düzenlemeden dolayı, davacının menfaat ihlalinin söz konusu olduğu anlaşılmakla, davanın esasının incelenmesi gerektiği oyuyla, davanın ehliyet yönünden reddine dair verilen Daire kararına katılmıyoruz.