Danıştay Kararı 10. Daire 2022/6658 E. 2023/206 K. 19.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/6658 E.  ,  2023/206 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/6658
Karar No : 2023/206

DAVACI : …’e vesayeten …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA

DAVANIN_ÖZETİ : Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin 11. ve 12. maddelerinin, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin 74. maddesinin 2. fıkrasının (j) bendinin ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :…
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği belirtilmiş; 5. maddesinin 1. fıkrasında da, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, 3/g bendinde yazılı hâlde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kuralına yer verilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacı tarafından, Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin 11. ve 12. maddelerinin, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin 74. maddesinin 2. fıkrasının (j) bendinin ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; iptali istenen Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmelerine dair usul ve esasları düzenlediği ve 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 83. ve 116. maddelerine dayanılarak hazırlandığı; Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin ceza infaz kurumlarının yönetimine, ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esasları düzenlediği ve 14/6/1930 tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun, 6/8/1997 tarihli ve 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumuna İlişkin Bazı Mali Hükümlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 121 inci maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümlerine dayanılarak hazırlandığı; Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin ise, hükümlülerin; doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına, açık ceza infaz kurumları arası nakillerine ve açık ceza infaz kurumlarından kapalı ceza infaz kurumlarına iadelerine ilişkin usul ve esasları düzenlediği ve 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 14. maddesinin 2. fıkrası ile 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 3. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak hazırlandığı görülmektedir.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davaya konu edilen Yönetmeliklerin gerek hukuki dayanaklarının farklı olması, gerekse Yönetmeliklerin farklı konulara ilişkin düzenlemeler getirmesi karşısında; üç Yönetmelik arasında 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrasında belirtildiği şekli ile maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığı, üç düzenlemeye de farklı dilekçelerle ayrı dava açılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren (30) otuz gün içinde 5. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenecek dilekçelerle, gerekli harç ve masrafları yatırılmak suretiyle Dairemiz nezdinde ayrı ayrı dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, dava dilekçesinin yenilenmemesi hâlinde davacının adli yardım isteminin kabul edilmesi nedeniyle dava açıldığı esnada tahsil edilmeyen yargılama giderinin (yürütmenin durdurulması harcı hariç) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçe veya dilekçelerde de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulmasına, 19/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.