Danıştay Kararı 10. Daire 2022/6413 E. 2023/219 K. 06.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/6413 E.  ,  2023/219 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/6413
Karar No : 2023/219

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; silahlı özel güvenlik kimlik kartının yenilenmesi talebiyle yapmış olduğu başvurunun, hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle reddi ile silahlı özel güvenlik görevlisi kimlik kartının iptal edilmesine ve çalışma izninin sona erdirilmesine ilişkin Bilecik Valiliği İl Özel Güvenlik Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile tüm özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2021 tarih ve E:2018/5499, K:2021/5647 sayılı bozma kararına uyularak; dava konusu işlemin tesis edilmesine neden olan hususlara yönelik olarak davacı hakkında herhangi bir adli soruşturma açılıp açılmadığı, Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen … sayılı soruşturma dosyasında davacıyla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı ve davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile ilişkisi, irtibatı veya iltisakı bakımından kolluk birimlerinde istihbari bilgi olup olmadığı hususlarının ilgili kurumlara sorulduğu; ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelere göre, davacı hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlanmasına dayanak teşkil edebilecek FETÖ/PDY terör örgütü ile aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve tespit bulunmadığının, dava konusu işlemin sebep unsuru olarak gösterilen tespitlerin ise tek başına davacının özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmasına engel olabilecek nitelik taşımadığının anlaşılması karşısında dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan; davacının, terör örgütleriyle veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla üyelik, iltisak ve irtibatının sonradan tespit edilmesi durumunda davalı idarece her zaman işlem tesis edilebileceği, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların kapsamının, zaman aralığının ve gerçek zarar miktarının saptanmasında zorluklar bulunmasına karşın, hukuka aykırı işlemi nedeniyle kişilere verdiği zararları tazminle yükümlü olan idarece dava konusu işlemden önce Yeşilkent Devlet Hastanesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı anlaşılan davacının dava konusu işlem nedeniyle çalıştığı kurumunca özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmesine son verilmiş ise de, davacının işinden ayrıldığı tarih ile bakılan davada verilen karar üzerine davalı idarece davacı hakkında özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin düzenlendiği tarih arasında kesintisiz olarak özel güvenlik görevlisi olarak çalışabileceği kabul edilmek ve ilgili kurumlardan (Bilecik ili, Bozüyük ilçesi, Yeşilkent Devlet Hastanesi, SGK) araştırma yapılmak suretiyle davacının varsa çalıştığı kurumundaki emsali güvenlik görevlisinin aldığı /alabileceği tutarların toplamının (varsa SGK kayıtlarına göre davacı bu süre içerisinde başka bir işyerinde sigortalı olarak çalışmış ise burada elde ettiği ücretler mahsup edilerek) her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, tazminat talebinin kabulüne, dava konusu işlem sebebiyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; özel güvenlik mevzuatı gereği yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde elde edilen tespitlerin özel güvenlik hizmeti ile bağdaşmadığı, her ne kadar savcılık tarafından davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, söz konusu karardaki tespitlerin Mahkemece irdelenmesi gerektiği, parasal hak istemi yönünden yeterli inceleme yapılmadan kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı Bilecik ili, Bozüyük ilçesinde bulunan Yeşilkent Devlet Hastanesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaktayken aldığı yenileme eğitimi üzerine özel güvenlik kimlik kartını yenilemek amacıyla yaptığı başvurusunun değerlendirme sürecinde hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması akabinde elde edilen bilgiler sonucu FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı olabileceği değerlendirilerek Bilecik Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararı ile başvurusu reddedilerek özel güvenlik kimlik kartının iptaline ve çalışma izninin sona erdirilmesine karar verilmiştir. Anılan kararın davacıya tebliğ üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Anılan Kanun’un 50. maddesinin 4. fıkrasında, “Danıştay’ın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu yapılan kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2021 tarih ve E:2018/5499, K:2021/5647 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer taraftan, dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin, tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 4045 sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu tesis edildiği görülmekte olup; Anayasa Mahkemesinin 21/04/2022 tarih ve E:2021/42, K:2022/45 sayılı kararı ile 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 10. maddesinin (h) bendi, “4045 sayılı Kanunda güvenlik soruşturmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturmayı yapacağına, bu bilgilerin ne suretle ve ne kadar süre ile saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, başka bir ifadeyle güvenlik soruşturmasının yapılmasında, elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin kuralla sadece güvenlik soruşturmasının olumlu olmasının özel güvenlik görevlisi olmada aranacak şartlar arasında sayıldığı, güvenlik soruşturması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesinin Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmadığı” gerekçesiyle mülga 26/10/1994 tarih ve 4045 sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturması yönünden iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmının incelenmesi:
Davacı tarafından; dava konusu işlem nedeniyle çalışamadığı sürelere ilişkin yoksun kaldığı özlük haklarının ödenmesi istenilmiş, Bölge İdare Mahkemesince işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davacının işinden ayrıldığı tarih ile bakılan davada verilen iptal kararı üzerine davalı idarece davacı hakkında özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin düzenlendiği tarih arasında kesintisiz olarak özel güvenlik görevlisi olarak çalışabileceği kabul edilmek ve ilgili kurumlardan (Bilecik ili, Bozüyük ilçesi, Yeşilkent Devlet Hastanesi, SGK) araştırma yaplmak suretiyle; davacının varsa çalıştığı kurumundaki emsali güvenlik görevlisinin aldığı /alabileceği tutarların toplamının (varsa SGK kayıtlarına göre davacı bu süre içerisinde başka bir işyerinde sigortalı olarak çalışmış ise burada elde ettiği ücretler mahsup edilerek) her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, Bölge İdare Mahkemesince işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesine karar verilmiş ise de; davacı tarafından, Yeşilkent Devlet Hastanesinde çalıştığı ileri sürülmüş olup, dosya kapsamında davacının çalışmasının niteliğinin tespitine yönelik bir evrak bulunmadığı görüldüğünden, davacının taşeron şirket vasıtasıyla iş sözleşmesi kapsamında mı yoksa kadrolu olarak mı çalıştığı, hangi statü ve görev unvanında istihdam edildiği, iş sözleşmesi kapsamında çalışıyor ise, iş sözleşmesinin belirli süreli mi belirsiz süreli mi olduğu ve dava konusu işlem nedeniyle sona erip ermediği, bu süre içerisinde aynı iş yerinde çalışıp çalışmadığı, çalışma izninin iptal edildiği tarihte iş sözleşmesinin sona ermesine ne kadar süre kaldığı, davacının talep ettiği parasal haklarının neler olduğu ve bu süreçte davacının gelir getirici bir işte çalışıp çalışmadığı hususları araştırılarak, işlem nedeniyle davacının iş sözleşmesi kapsamında çalışması durumunda sözleşmesinin süresinden önce sona erip ermediği tespit edilmek ve davacının yoksun kaldığı maddi kaybının olup olmadığı açık ve net bir şekilde belirlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında bu yönden hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suratiyle ONANMASINA, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.