Danıştay Kararı 10. Daire 2022/5970 E. 2023/194 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/5970 E.  ,  2023/194 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/5970
Karar No : 2023/194

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü, … (…) mevkiinde ikamet etmekte iken meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle, mal varlığına ulaşamaması sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Siirt Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 24/04/2018 tarih ve E:2015/3415, K:2018/4148 sayılı bozma kararına uyularak, Siirt ili, Eruh ilçesi, … (…) mevkiinin terör olayları nedeniyle tamamen boşaldığı, ancak anılan yerde davacının mal varlığının bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava konusu yerleşim biriminde bulunan kendisine ait taşınmazların kadastro esnasında sehven başkası adına kaydedildiği, ancak sonradan kendisi adına tescilinin sağlandığı, bu taşınmazlar için 5233 sayılı Kanun uyarınca kimseye ödeme yapılmadığı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü, … (…) mevkiinde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle yerleşim biriminden göç etmek zorunda kaldığını iddia eden davacı tarafından, mal varlığına ulaşamaması sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun “yerleşim biriminde mal varlığı bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeyi komisyona sunamadığı” gerekçesiyle reddine ilişkin Siirt Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
17/07/2004 tarihinde kabul edilip, 27/07/2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, Kanun’un amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu; 2. maddesinin 1. fıkrasında, Kanun’un, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 7. maddesinde ise, hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu köye ilişkin Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin E:2018/2338 sayılı dava dosyasında; … köyü muhtarı ve azaları tarafından Siirt Valiliği’ne hitaben yazılan 17/11/2017 tarihli yazıda, … köyünün … adında bir mezrası bulunmadığı gibi … köyü sınırları içerisinde … adında bir mevkinin bulunmadığı, … olarak bilinen yer ile … köyünün komşu köyler olduğu, … köyünün ayrı bir köy olduğu, yakın tarihe kadar ayrı bir muhtarlığı olduğu, … köyünün Siirt ili, Eruh ilçesine bağlı olduğu hususlarının belirtildiği; Siirt Zarar Tespit Komisyonunca, 5233 sayılı Kanun uyarınca 14/12/2015 tarihinde yapılacak olan keşfin güvenlik yönünden sakıncalı olup olmadığının sorulması üzerine jandarma görevlilerince düzenlenen 09/12/2015 tarihli tutanakta, … ve … mevkilerinin … köyü sınırları içinde bulunmadığı, Eruh İlçesine bağlı boşaltılmış köy olduğu, boşaltılmadan önce kendi köy muhtarlıklarının olduğu, terör olayları nedeniyle … ve … köylerinin boşaltıldığı, bu nedenle muhtarlıklarının düştüğü, bahse konu köylerde yaşayan kimsenin olmadığı, … ve … köylerinin araç yolunun bulunmadığı, … köyü, Akarsu mezrasından geçen Zarova Çayının karşı tarafına yaya köprüsünden geçmek suretiyle arazi içerisinden Kalender Dağı eteklerini takiben bir saatlik yürüme mesafesinde yaya olarak gidilebildiği, … ve … köylerine gidişte kullanılacak yol güzergahında çok sayıda mağaranın bulunduğu, bu mağaralarda barınan bölücü terör örgütü mensuplarının bulunabileceği, bu nedenle … ve … köylerinde yapılacak olan keşfin güvenlik yönünden tehlikeli olduğu yönünde bilgi verildiği, bunun üzerine adı geçen Dairece, … mevkiinin, Siirt ili, Eruh ilçesine bağlı bir yer olduğu ve terör olayları nedeniyle boşaltıldığı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan davaya ait dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden ise; Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü, … mevkiinde bulunan 75,58 m² yüzölçümlü harabe ev, ve arsası niteliğindeki taşınmazın 1/2 hissesinin, 30/11/2016 tarihli tesis kadastrosu ile davacı adına kaydedildiği görülmekte olup; davalı idarece, İdare Mahkemesinin 17/02/2022 tarihli ara kararına cevaben gönderilen 22/08/2022 tarihli yazıda da, … / … (… Köyü)’nın kadastro ve tapulama çalışmaları sonucu Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü sınırları içerisinde değerlendirmeye alındığı ve kadastro çalışmalarının bölgenin tamamında kesinleştiği belirtilmiştir.
Buna göre, Danıştay Onbeşinci Dairesinin kapatılması üzerine Dairemize devredilen dosyalarda, … mevkiinin Siirt ili, Eruh ilçesine bağlı iken terör olayları nedeniyle boşaltılan bir yer olduğu tespit edilmiş; ancak gerek davacının dosyaya sunduğu tapu kaydından, gerekse davalı idarenin ara kararı cevabından, … mevkiinin kadastro sonrası Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü sınırları içerisinde değerlendirilerek anılan mevkiideki taşınmazların tapuya bu şekilde kaydedildiği anlaşılmıştır.
Bu halde, davacının dosyaya sunduğu tapu kaydına göre Siirt ili, Merkez ilçesi, … köyü, … mevkiinde bulunan taşınmaza ilişkin daha önce herhangi bir başvuru bulunup bulunmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak davacının söz konusu yere ilişkin varsa zararlarının tespit edilmesi gerekirken, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, bakılan davanın konusunu, yerleşim biriminin boşaltıldığının iddia edildiği 1990 yılı ile maddi tazminat ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvuru tarihi olan 12/09/2005 tarihi arasında … mevkiindeki mal varlığına ulaşamama zararı oluşturduğundan, davacı tarafından 2021 yılına ait farklı tarihlerde satış yoluyla edinilen taşınmazlar için kendisine 5233 sayılı Kanun kapsamında ödeme yapılmayacağı da tabiidir.
Ayrıca, Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken; kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış veya yapılacak olan keşiflerde başvurucu lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenilmesi gerekmekte olup; bu ispatın gerçekleştirilemediği tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının ise dinlenmeyeceği, bu anlamda 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gereken bir zararın oluşup oluşmadığına ve mükerrer ödemelerde bulunulmamasına dikkat edileceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yeniden verilecek kararda temyiz yargılama giderlerinin dikkate alınmasına,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.