Danıştay Kararı 10. Daire 2022/5544 E. 2023/233 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/5544 E.  ,  2023/233 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/5544
Karar No : 2023/233

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : … Kılavuzluk A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ulus. Liman İşletmeciliği A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait Derince Limanının İşletme Hakkının Devrine İlişkin 25/02/2015 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca 39 yıllığına işletmecisi olan ve tüm liman hizmetlerinin yanı sıra kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini yürüten davacı şirket tarafından, etap seyri ve demir atma-demir alma hizmetlerinin de kılavuzluk hizmeti kapsamında kendi kılavuz kaptanlarınca verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ve davacı arasında imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne Ait Derince Limanının 39 Yıl Süreyle İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme hükümleri uyarınca özelleştirme kapsamında yürütülecek hizmetin çerçevesinin çizildiği, TCDD’nin yalnızca Derince Limanında sunmuş olduğu kılavuzluk, römorkörcülük ve palarmacılık hizmetlerinin davacıya devredildiği, öte yandan, Limanlar Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 7. fıkrası ile deniz trafiğinin yoğun olduğu Kocaeli Liman Başkanlığı idari sahasında seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliğini artırmaya yönelik olarak kılavuz kaptan ile etap seyri uygulamasının belirlendiği, etap seyri uygulamasına ilişkin Limanlar Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 7. fıkrasının 06/08/2013 tarihli ve 28730 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile özelleştirme tarihinden önce yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, Darıca ile Derince arasındaki etap seyrine ve demir atma ile demir almaya ilişkin hizmetlerin özelleştirme kapsamında kazanılmış bir hak olmadığı, bu itibarla dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 17. maddesinin 6. bendi hükmü uyarınca kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin mütemmim cüzü olan etap seyri ve demir alma-demir atma hizmetlerinin de 25/02/2015 tarihli TCDD Derince Limanının 39 yıl süreyle işletme hakkının devrine ilişkin sözleşme hükümleri uyarınca davacı şirkete devredilmesi gerektiğinden, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin mütemmim cüzü olan etap seyri ve demir alma-demir atma hizmetlerinin davacı şirket kılavuz kaptanları tarafından yürütülmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulüyle istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak işlemin iptaline, 2577 sayılı Kanun’un değişik 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN İDDİALARI :
1- Davalı idare tarafından, davanın 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (i) bendinde yer alan “Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar” kapsamında olması nedeniyle temyiz yolunun açık olması gerektiği, etap kılavuzluğunun dar su yollarında akıntı, rüzgar ve yerel trafik gibi manevraya etki eden unsurları içeren ayrı bir kılavuzluk şekli olduğu, liman kılavuzluğu ile farklı beceriler gerektirdiği, davacıya devredilen kılavuzluk hizmetlerinin yalnızca Derince Limanına yanaşma ve ayrılma manevraları ile sınırlı olduğu, sözleşmede yer alan “Liman” tanımından yalnızca Derince Liman sahasının anlaşıldığı, etap seyrinin ise Limanlar Yönetmeliğinde düzenlendiği, Yönetmelikte yer alan mütemmim cüz ifadesinin Mahkemece yanlış yorumlandığı, düzenlemenin ödeme ve ücrete tabi hizmetlerin sayılmasına yönelik olduğu, Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliğinin kapsam maddesinde özelleştirme sonucu imtiyaz hakkı elde etmiş kuruluşlar tarafından işletilen tesislere verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin bu Yönetmelik kapsamı dışında olduğu belirtildiğinden bu Yönetmeliğe dayanarak işlemin iptal edilemeyeceği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, kararın kesin olmaması gerektiği, yetkilendirme işleminin Limanlar Kanunu ve Yönetmeliğine dayandığı, can, mal ve çevre güvenliği nedeniyle etap seyri hizmetinin liman kılavuzluk hizmetinden ayrı bir düzenlemeye tabi tutulduğu, 06/10/2016 tarihli Bakanlık işlemi ile etap seyri hizmetinin yetkili teşkilat tarafından yürütüleceğinin belirtildiği, bu işlemden sonra süresinde dava açılmadığı, davacıya devredilen kılavuzluk hizmetlerinin yalnızca Derince Limanına yanaşma ve ayrılma manevraları ile sınırlı olduğu, sözleşmede “Liman” tanımından yalnızca Derince Liman sahasının anlaşıldığı ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, kararın kesin olduğu, temyiz taleplerinin reddi gerektiği, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin daimi veya geçici işletme izni verilen, diğer bir ifade ile gemi yanaştırılmasına müsaade edilen, kıyı tesisleri işletmeye açıldıktan ve faaliyete başladıktan sonra verilen hizmetler olduğu, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan hizmetlerden olmadığı, Kocaeli Bölge Liman Başkanlığı idari sahasında mevcut Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi ile seyir emniyeti, can, mal, deniz ve çevre güvenliğine ilişkin tedbirlerin, uluslararası standartların üzerinde teknik bir yeterlilikte ve Devlet eliyle (Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından) alındığı, etap seyrinin müdahil şirket uhdesinde iş hukuku çerçevesinde hizmet sözleşmesi ile çalışan kılavuz kaptanlarca ifa edilmesinin seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliğine herhangi bir ilave katkısı olmayacağı ileri sürülerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idare ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Başkan … ve Üye …’un, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararların Danıştayda kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceğinin kurala bağlandığı, davacı şirket tarafından etap seyri ve demir atma-demir alma hizmetlerinin kendilerince verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlem, belli bir ticari faaliyetin engellenmesi kapsamında olduğundan, anılan işlemin iptali yolunda verilen kararın 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında temyize tabi olduğu yönündeki oylarına karşılık, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan “liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar” kapsamında temyize tabi olduğuna karar verilerek sonuç itibariyle temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının oy birliğiyle temyize açık olduğu sonucuna varıldığından, temyiz istemlerinin esasının incelenmesine geçildi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesine ait Derince Limanının özelleştirilmesine 30/12/2004 tarihinde karar verilmiş, 17/04/2014 tarihinde ihale ilan edilmiş ve 07/08/2014 tarihinde gerçekleştirilen ihale sonucunda davacı şirket ihaleyi kazanmıştır.
Davacı şirket ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında 25/02/2015 tarihinde imzalanan TCDD Derince Limanı’nın İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait Derince Limanının işletme hakkı 39 yıl süreyle davacı şirkete devredilmiştir.
Davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısında, Kocaeli Liman Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısıyla, davacı şirketin İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşmeyi müteakiben 02/03/2015 tarihinde devir teslim işleminin yapıldığı ve liman tesislerine yönelik kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin Kocaeli Liman Başkanlığı sahasında hizmet veren başka bir teşkilattan hizmet alınarak yerine getirilmesi için makul bir süre verilmesinin Liman Başkanlıklarından talep edildiği bildirildiğinden, liman işletici kuruluşun anılan hizmetlerin kendilerince yerine getirilmesine yönelik altyapının tesis edilip Bakanlıklarına hizmet izni başvurusunda bulununcaya kadar Kocaeli Liman Başkanlığı idari sahasında yetkili teşkilat olan … Marine konsorsiyumundan hizmet alımında bulunulması hususunun Bakanlıklarınca uygun görüldüğü davacı şirkete bildirilmiştir.
Bunun üzerine davacı şirket, … Marine Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile 01/04/2015 tarihli Kılavuzluk, Römorkaj ve Palamar Hizmetleri Yüklenici Sözleşmesi imzalamıştır.
Daha sonra davacı şirket tarafından, İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme gereği kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin verilebilmesi amacıyla … tarih ve … sayılı dilekçe ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri teşkilat izni verilmesi için davalı idareye başvurulmuş ve 22/05/2015 tarihli “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesi” sunulmuştur.
Davalı idarenin önce … tarihli ve … sayılı Makam oluru ile 06/06/2016 tarihine, bilahare … tarihli ve … sayılı Makam oluru ile 30/09/2016 tarihine kadar 22/05/2015 tarihli Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesindeki şartların sağlanması kaydıyla Derince Limanı’nda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin, hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde davacı şirket tarafından yürütülmesi uygun görülmüştür.
Ardından, davacı şirket tarafından, 22/05/2015 tarihli Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesindeki koşulları bizzat sağladığından, hizmet alım sözleşmesi olmaksızın Derince Limanına yanaşacak gemilere kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti sunabilmesi için izin verilmesi talebiyle davalı Bakanlığa yapılan 05/08/2016 tarihli başvuru üzerine, davalı Bakanlığın … tarih ve … sayılı yazısı ile 22/05/2015 tarihli Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesindeki şartların sağlanması kaydıyla, kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin verilmesine yönelik belgeleri içerir dosya ile başvurulmasını müteakip bir komisyon marifetiyle yerinde inceleme ve denetim gerçekleştirileceği ve talebin değerlendirileceği davacı şirkete bildirilmiştir.
Davacının 19/09/2016 tarihli başvurusu üzerine davalı idarece 22/09/2016 tarihinde gerçekleştirilen yerinde denetim neticesinde, yeterli sayı ve güçte römorkörün mevcut olduğu, ancak Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesinde yer alan asgari kılavuz kaptan sayısı ve yeterliği, kılavuz botu ve haberleşme kayıt sistemi ile ilgili gerekliliklerin yerine getirilmediğinin tespit edildiği, sonuç olarak römorkörcülük hizmetlerine yönelik koşulların sağlandığı, ancak kılavuzluk hizmetlerine yönelik alt yapıya sahip olunmadığından bölgedeki kılavuzluk teşkilatı ile hizmet alım sözleşmesi yapılması halinde römorkörcülük faaliyetlerine izin verilebileceği … tarih ve … sayılı yazı ile davacıya bildirilmiştir.
Davacı tarafından … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye başvurularak … tarih ve … sayılı yazıda belirtilen eksikliklerin giderildiği belirtilip kılavuzluk ve römorkörcülük teşkilat izni verilmesi istenilmiştir.
Bunun üzerine davalı idarenin … tarih ve … sayılı Makam oluruyla, gerçekleştirilen denetim ve incelemeler neticesinde elde edilen tespitler ve yapılan değerlendirmeler sonucunda, römorkörcülük hizmetlerinin davacı şirket tarafından yürütülmesine yönelik gerekli deniz aracı ve personel istihdamının sağlandığı, ancak kılavuzluk hizmetlerine yönelik taahhütname şartlarının yerine getirilmemiş olduğu göz önünde bulundurularak Bakanlıklarınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar geçerli olmak üzere, Derince Limanındaki yanaşma ve ayrılma manevralarına yönelik römorkörcülük hizmetlerinin davacı şirket tarafından yürütülmesi, kılavuzluk hizmetlerinin ise 22/05/2015 tarihli Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatı İzni Taahhütnamesinde yer alan şartlar sağlanıncaya kadar 04/10/2016 tarihli Hizmet Alımı Sözleşmesi çerçevesinde 31/12/2016 tarihine kadar sürdürülmesi, ayrıca kılavuz kaptan alma noktasının bulunduğu Darıca ile Derince Limanı arasındaki etap seyri olarak adlandırılan kılavuzluk hizmetlerinin ise İzmit Körfezindeki yetkili teşkilat tarafından yürütülmesi uygun bulunmuş ve bu durum Bakanlığın … tarih ve … sayılı yazısıyla davacı şirkete bildirilmiştir.
Daha sonra davacı şirket … tarih ve … sayılı dilekçesiyle davalı idareye başvurarak İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme gereğince Derince Limanına gelen ve ayrılan gemiler için etap seyri ve demir atma-demir alma hizmetlerinin de kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri kapsamında şirketlerinin kılavuz kaptanlarınca verilmesi talep edilmiştir.
Davalı idare tarafından tesis edilen … tarih ve … sayılı dava konusu işlemle davacının bu başvurusu reddedilmiştir.
Bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin, dava konusu işlem tarihindeki halinde yer alan “Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü” başlıklı 479. maddesinin 1. fıkrasında, “Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri şunlardır:
a) Deniz ve içsular ulaştırması faaliyetlerinin ticari, ekonomik, sosyal ihtiyaçlara ve teknik gelişmelere bağlı olarak ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye olumsuz etkilerini önleyecek ve giderecek ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapılmasını ve bu faaliyetlerin diğer ulaştırma türleriyle birlikte ve birbirlerini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini sağlamak,
b)…
k) Türk kıyılarında faaliyet gösteren liman, iskele ve benzeri kıyı yapılarına yanaşacak gemiler ile Türk boğazlarını kullanacak gemilere verilecek kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerine ilişkin usul ve esasları belirlemek, bu hizmetleri vermek veya verebilecekleri yetkilendirmek ve denetlemek” kuralı;
14/04/1341 tarih ve 618 sayılı Limanlar Kanunu’nun, 16/07/2008 tarihli ve 5790 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde, “Türkiye limanlarına girip çıkan bütün gemiler ve deniz araçları bu Kanun hükümlerine tabidirler. Limanların sınırları ile kamu limanlarının yetki alanlarını belirleyen deniz koordinatları, limanlara gelen gemilerin ve gemi dışında kalan her türlü deniz aracının liman içinde seyir, demirleme, rıhtım ve iskelelere yanaşma, şamandıralara bağlama ve buralardan ayrılmalarında uyulacak kurallar ile ticaret eşyası, patlayıcı, yanıcı ve benzeri tehlikeli maddelerin boşaltma ve yükleme yöntemini, yer ve zamanlarını, gemilerin limanda kalabilecekleri süreleri, çevre kirliliğinin önlenmesi ile limanda düzen ve disiplinin sağlanmasına ilişkin diğer hususlar Denizcilik Müsteşarlığınca çıkartılacak yönetmelikle düzenlenir.”;
17. maddesinde, “Gemi ve süvarilerinin icabında alacakları kılavuzların liman idarelerince müseccel olması şarttır.” hükümleri;
19/04/1926 tarih ve 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San’at Ve Ticaret Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu alıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe munhasırdır.”;
2. maddesinde, “Nehirler ve göller ve marmara havzasiyle boğazlarda bilumum kara sulariyle kara sularına dahil bulunan körfez, liman koy ve sairede vapur, romorkör istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayıt velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su dubaları limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi sabit ve sabih vesait bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretleriyle ticaret hakkı Türkiye tebaasına munhasırdır.” hükümleri yer almaktadır.
31/10/2012 tarihli ve 28453 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği’nin 13. maddesinin 1. fıkrasında, “Kıyı tesislerine ve balık çiftliklerine yanaşacak veya bu tesislerden ayrılacak 500 GT ve daha büyük tanker ve her türlü tehlikeli madde taşıyan gemi ve deniz araçları, 1000 GT ve daha büyük Türk Bayraklı gemi ve deniz araçları, 500 GT ve daha büyük yabancı bayraklı gemi ve deniz araçları ile 1000 GT ve üzerindeki yabancı bayraklı ticari ve özel yatlar kılavuz kaptan almak zorundadır. Yabancı bayraklı tüm askeri gemiler, askeri olmayan kıyı tesislerine giriş ve bu tesislerden çıkışlarında kılavuz kaptan almak zorundadır. Yakıt ikmali amacıyla demirde veya kıyı tesisinde bulunan gemilere aborda olmak için yanaşıp ayrılan veya yapılacak yakıt ikmali için yükünü almak üzere kıyı tesisine yanaşıp ayrılan 1000 GT ve daha küçük yakıt ikmal gemileri kılavuz etap seyri olan liman sahalarındaki etap seyirleri de dâhil olmak üzere, kılavuz kaptan almak zorunda değildir.” düzenlemesine; 14. maddesinin 7. fıkrasında, “Çanakkale Liman Başkanlığı liman idari sahasındaki (1) nolu demirleme sahasına ve Kocaeli Liman Başkanlığı idari sahasındaki tüm demirleme sahalarına demirleyecek veya ayrılacak 1000 GT ve üzerindeki Türk Bayraklı gemi ve deniz araçları ile 500 GT ve üzerindeki yabancı bayraklı gemi ve deniz araçları kılavuz kaptan almak zorundadır. Anılan liman idari sahalarındaki diğer demirleme sahalarına demirleyecek ya da ayrılacak gemi ve deniz araçları bu hükümden muaftır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
08/01/2020 tarih ve 31002 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin 4. fıkrasında, “Kamu kurum ve kuruluşları tarafından işletilmekte olan kıyı tesisleri ile özelleştirme sonucu işletme / imtiyaz hakkı elde etmiş olan kuruluşlar tarafından işletilmekte olan kıyı tesislerine verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri bu Yönetmelik kapsamı dışında olup İdarenin kontrol ve denetimine bağlı olarak verilmeye devam edecektir.”;
“Yasaklar ve yükümlülükler” başlıklı 17. maddesinin 6. bendinde, “Kılavuzluk ve römorkörcülük teşkilatları, vermiş oldukları hizmetlere yönelik olarak, gemi hareketleri, kılavuz kaptan bilgileri, gemi ve liman tesisi bilgileri, yanaşma/ayrılma manevraları ile etap, palamar, demirleme, shifting gibi kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin mütemmim cüzü olan dolaylı hizmetler karşılığı elde edilen ücretler ile bu ücretler karşılığı ödenmesi gereken kamu payı bildirimleri ve benzeri tüm bilgileri eksiksiz ve gecikme olmaksızın İdarenin hazırlamış olduğu bilgi sistemine girerler.”;
“Etap seyri” başlıklı 21. maddesinde, “Körfez, koy, boğaz ve kanal gibi deniz trafiğinin yoğun olduğu dar ve riskli deniz alanlarında, seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliğini artırmaya yönelik olarak İdare kılavuz kaptan ile etap seyri uygulaması belirleyebilir”;
“Özel hükümler” başlıklı 22. maddesinde de, “Kılavuzluk ve/veya römorkörcülük teşkilatı bulunmayan bir hizmet sahasında, o hizmet sahasına komşu veya en yakın bölgedeki kılavuzluk ve/veya römorkörcülük teşkilatınca hizmet izni talebinde bulunulması halinde; bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uymak ve hizmet verilecek kıyı tesisleri isimlerinin belirtilmesi kaydıyla İdare tarafından geçici izin verilebilir. Bu şekilde verilmiş olan geçici hizmet izni, o hizmet sahasına yönelik olarak herhangi bir kuruluşa kılavuzluk ve/veya römorkörcülük teşkilatı hizmet izni verilmesi durumunda kendiliğinden sona erer.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (idare), TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü (TCDD) ve davacı şirket (işletici) arasında imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Derince Limanı’nın İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme’nin,
“Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2. maddesinde, “Bu SÖZLEŞME, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı Kararı ile özelleştirme programına alınan TCDD’ye ait Derince Limanı’nın (LİMAN) 17 Nisan 2014 tarihinden itibaren yayımlanmaya başlayan ihale ilanı ve aynı tarih itibariyle yatırımcılara dağıtılmaya başlanan İhale Şartnamesi uyarınca yürütülen ihale sonucunda; 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerinin İDARE’ye tanıdığı yetki Rekabet Kurulu’nun işletme hakkının devredilmesi işlemine izin verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kararı ile vermiş olduğu onayı ve Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun devre ilişkin … tarih ve … sayılı kararı uyarınca İDARE ve TCDD ile İŞLETİCİ arasında, LİMAN’ın İŞLETİCİ tarafından SÖZLEŞME hükümleri çerçevesinde 39 (otuz dokuz) yıl süreyle işletilmesi ve bu süre sonunda işler bir durumda TCDD’ye iadesine ilişkin usul ve esasları düzenlenmektedir.”;
“Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, “LİMAN: Ek-1’de yer alan krokide gösterilen, TCDD Derince Liman İşletmesi Müdürlüğü tarafından limancılık faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla kullanılmakta olan veya TCDD Derince Liman İşletmesinin tasarrufu, mülkiyeti ve/veya kullanımında bulunan parseller, bu parseller üzerinde yer alan yapılar ve tesisler ile rıhtımlar ve TCDD ile Milli Emlak Genel Müdürlüğü arasında imzalanan 16.01.2014 tarihli Kullanma İzni Sözleşmesi’nde belirlenen kara ve deniz alanı üzerinde TCDD tarafından işletilen Derince Limanı ile bu alanlar üzerinde İmar Planı’na göre yapılacak olan liman tesislerini ifade eder”;
“İşletme Hakkı” başlıklı 4.1 maddesinde, “İşletme hakkı, Fiili Teslim Tarihi itibariyle;
-LİMAN ve LİMAN’ın altyapı tesisleri, yer üstü yapıları (raylar da dahil olmak üzere) ve bütünleyici parçalarının,
-TCDD’nin LİMAN’da sunduğu veya LİMAN’da sunulabilecek barınma, yükleme, boşaltma, şifting, limbo, terminal, ardiye, kılavuzluk (pilotaj), römorkaj, palamar, gemilere su verme, atık alma, yolcu salonu işletmeciliği ve bakım-onarım, liman içi ray operasyonları, iaşe vb. diğer hizmetlerin, sunulması da dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak şartıyla LİMAN’da karma kullanımlı limanlarda olağan olarak sağlanan veya uluslararası limanlarda verilen hizmet ve faaliyetler arasında yer alan her türlü hizmetlerin.
-LİMAN’ın kullanımında bulunan makine, ekipman, teçhizat, alet, edevat ve bunların yedek parçaları ile LİMAN’da kılavuzluk, römorkaj ve barınma hizmetlerine bağlı olarak bulunan deniz vasıtaları ve kara taşıtlarının ve
-Fiili Teslim Tarihinden sonra İŞLETİCİ tarafından İmar Planı’na göre inşa edilerek kullanılacak açık ve kapalı alanların projelendirilmesi, alt ve üst yapı inşaatı ve bunlara ilişkin mekanik, elektronik, güvenlik ve elektrik sistemlerinin temini ve tesisinin,
süre sonunda TCDD’ye iade edilmesi şartıyla 39 yıl süreyle İŞLETİCİ’ye verilmesidir. İDARE, 4046 sayılı Kanun’un vermiş olduğu yetki ile bu hakkı 39 (otuz dokuz) yıl süreyle İŞLETİCİ’ye devretmiştir.”;
4.5 maddesinde; “İŞLETİCİ’nin, münhasıran LİMAN’ın işletilmesi ile iştigal etmesi esas olup bu faaliyet dışında ve bu faaliyet ile ilgisiz başka işlerle iştigal edemez. İŞLETİCİ, bu maddede belirtilen faaliyetler dışında yine limancılık faaliyetleri kapsamında olmak şartıyla LİMAN’ın amaç ve faaliyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileme veya engelleme ihtimali bulunmayan bir konuda TCDD’nin yazılı onayını alarak faaliyette bulunabilir.”;
“Liman, Taşınmaz Mallar ve Taşınır Mallar” başlıklı 5. maddesinde,
“5.1 Liman, LİMAN tanımı içerisinde yer alan tüm unsurları kapsar.”
“Tesislerin Kullanılmasına İlişkin Sınırlamalar” başlıklı 9.11 maddesinde,
“9.11.1 LİMAN’ın kullanımına ilişkin olarak işletici aşağıda yer alan sınırlamalara uyacaktır:
(i) İŞLETİCİ tarafından rıhtımlarda alınacak olan fiziki emniyet tedbirleri TCDD ile koordine edilecektir.
(ii) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’ne ait TSK’nın kullanımına verilmiş, NATO’ya ait, NATO’nun kullanımına verilmiş veya başka şekilde TSK’nın LİMAN’dan yararlanmasında yarar gördüğü gemi ve sair deniz taşıtlarına, LİMAN’da barış, olağanüstü hal, seferberlik ve savaş hallerini de kapsayacak şekilde şamandıra, demirleme rıhtım/LİMAN tahsisinde öncelik sağlanır ve bu konuda LİMAN tüzük ve yönergelerinde gerekli düzenlemeler yapılır. TSKve/veya Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ve NATO’ya ait gemi, sair deniz taşıtları ile Harp Gemilerinin LİMAN’dan yararlanmaları neticesinde bir ücret ödeyip ödemeyecekleri ve eğer ödeyeceklerse bu bedelin ne olacağı hususunda işletici, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile ayrı sözleşmeler yapacaktır.”;
“İŞLETİCİ’NİN Hukuki Yapısı” başlıklı 9.17 maddesinde,
“9.17.2 LİMAN’da kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin verilmesi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ilgili mevzuatına tabi olduğundan, İŞLETİCİ’nin TCDD’den bu konu ile ilgili olarak herhangi bir izin alma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak, bu hizmetlerin sunulmasına ilişkin olarak kanuni zorunluluklar veya başka nedenlerle ayrı bir şirket kurulacak olması halinde İŞLETİCİ, bu şirket ve ortaklık yapısı ile ilgili bilgileri ve Ek 9.17.2’ye göre hazırlanmış ana sözleşmesini TCDD’ye göndermekle yükümlü olacaktır. Kurulacak bu ayrı şirketin ana sözleşmesi ve hukuki yapısındaki değişiklikler de SÖZLEŞME’nin 9.17 maddesindeki sınırlama ve düzenlemelere tabidir.”;
“Diğer Yükümlülükler” başlıklı 9.18 maddesinde,
“9.18.3 İŞLETİCİ, liman işletme izni ve Kılavuzuk ve Römorkaj hizmeti izin belgesi almak üzere SÖZLEŞME imza tarihini müteakip Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Deniz ve İç Sular Genel Müdürlüğü’ne müracaat edecektir. İŞLETİCİ, kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri ile ilgili mevzuata uymakla yükümlüdür.
Kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla İŞLETİCİ, Türk tabiiyetli ortaklarının hisselerinin çoğunlukta olacağı yeni bir şirket kurabilir ve kılavuzluk ve romörkaj hizmetlerini bu şirket vasıtasıyla verebilir. Ancak kurulacak bu şirketin hissedarlık yapısında ve ana sözleşmesinde SÖZLEŞME’nin 9.17 maddesinde yer alan düzenlemelere uyulması zorunludur. İŞLETİCİ ve bu hizmetleri sunacak şirket, kılavuzluk ve romörkaj hizmetlerinden kaynaklanan vergi, resim, harç vb. ödemelerden kendisi sorumlu olacak olup İDARE’den veya TCDD’den herhangi bir talepte bulunmayacaktır. …”;
“Yeni Kanun, Yönetmelik ve Sair Mevzuat” başlıklı 20. maddesinde, İŞLETİCİ, faaliyetlerini daima yürürlükteki mevzuata uygun olarak yürütecektir. SÖZLEŞME süresince yürürlüğe girecek mevzuatın, kısmen veya önemli ölçüde İŞLETİCİ’nin faaliyetlerini kısıtlaması, zorlaştırması, giderlerini arttırması veya gelirlerini düşürmesi, bu kurala bir istisna teşkil etmeyeceği gibi, anılan durumlarda İŞLETİCİ, İDARE, TCDD veya Türkiye Cumhuriyeti’nin başka herhangi kurum veya kuruluşuna tazminat talebinde bulunmayacaktır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Derince Limanı İhale Şartnamesi’nin 34.3. Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetlerine İlişkin Sorumluluklar maddesinde, “a) Teklif Sahibi/İşletici, pilotaj ve römorkaj hizmetlerine ilişkin olarak 1926 tarihli ve 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San’at ve Ticaret Hakkında Kanunu, 1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanunu ile 2011 tarihli 6102 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanunu ile 2011 tarihli 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri göz önünde bulundurulmalıdır.
b) İşletici kılavuzluk ve römorkaj hizmeti izin belgesi almak üzere Sözleşme imza tarihini müteakip Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Deniz ve İç Suları Genel Müdürlüğü’ne müracaat eder. İşletici, kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri ile ilgili mevzuata uymakla yükümlüdür.
c) İşletici’nin kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütmesini sağlamak amacıyla, İşletici’nin ortaklık yapısı içerisinde yer alan Türk tabiiyetli ortağın çoğunlukta olacağı yeni bir şirket kurması ve kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini ortağın çoğunlukta olacağı yeni bir şirket kurması devri olarak sayılmaz. Ancak kurulacak bu şirketin hissedarlık yapısında Sözleşme’de yer alacak sınırlamalara uyulması zorunludur. İşletici ve bu bentteki hizmetleri sunacak şirket bu hizmetlerden kaynaklanan vergi, resim harç vb. ödemelerden kendisi sorumlu olacak olup idareden veya TCDD’den herhangi bir talepte bulunmayacaktır.
d) İhale Şartnamesi’nin 28.2 inci maddesinde belirtilen yatırım şartını yerine getirmek üzere temin edilen deniz vasıtaları TCDD’nin onayı olmaksızın satılamaz. İşletici kurulacak şirketin bu düzenlemeye uygun hareket etmesini sağlayacaktır.” düzenlemeleri yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüştür.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından 18/12/2020 tarihinde idare kayıtlarına giren dilekçe ile yapılan başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında olduğu, başvurunun reddine dair 24/12/2020 tarihli dava konusu işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde, 14/01/2021 tarihinde davanın açıldığı görüldüğünden, davalı idare ve davalı yanında müdahilin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesine ait Derince Limanının özelleştirilmesine yönelik 07/08/2014 tarihinde gerçekleştirilen ihale sonucunda davacı şirketin ihaleyi kazanması üzerine davacı şirket, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında 25/02/2015 tarihinde imzalanan İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait Derince Limanının işletme hakkı 39 yıl süreyle davacı şirkete devredilmiştir.
Derince Limanının işletme hakkının davacı şirkete 39 yıllığına devrine ilişkin 25/02/2015 tarihli sözleşmede, TCDD’nin Limanda sunduğu veya Limanda sunulabilecek barınma, yükleme, boşaltma, şifting, limbo, terminal, ardiye, kılavuzluk (pilotaj) römorkaj, palamar, gemilere su verme, atık alma, yolcu salonu işletmeciliği ve bakım-onarım, liman içi ray operasyonları, iaşe gibi tüm hizmetlerin sunulması da dahil ve bunlarla sınırlı olmamak şartıyla limanda karma kullanımlı limanlarda olağan olarak sağlanan veya uluslararası limanlarda verilen hizmet ve faaliyetler arasında yer alan her türlü hizmetlerin; limanın kullanımında bulunan makine, ekipman, teçhizat, alet, edevat ve bunların yedek parçaları ile limanda kılavuzluk, römorkaj ve barınma hizmetlerine bağlı olarak bulunan deniz vasıtaları ve kara taşıtlarının ve fiili teslim tarihinden sonra işletici tarafından imar planına göre inşa edilerek kullanılacak açık ve kapalı alanların projelendirilmesi, alt ve üst yapı inşaatı ve bunlara ilişkin mekanik, elektronik, güvenlik ve elektrik sistemlerinin temini ve tesisinin, süre sonunda TCDD’ye iade edilmesi şartıyla 39 yıl süreyle işleticiye devredileceği; liman kavramının, liman tanımı içeresinde yer alan tüm unsurları kapsayacağı, limanın kullanımına ilişkin olarak, sözleşmede belirtilen sınırlamalara uyulacağı, buna ilişkin olarak emniyet tedbiri, TSK kullanımları, Bakanlık kullanımları ve tescilli yapılar yönünden sözleşmede belirtilen hususlarda sınırlamalara riayet edileceği, limanın işletme hakkını kullanacak davacı şirkete devrinden sonra, limandaki kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin verilmesine TCDD’den izin alınmasının gerekmeyeceği, işletmecinin, kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin yeni kuracağı bir şirket eliyle de yürütebileceği, işletmecinin, faaliyetleri daima yürürlükteki mevzuata uygun olarak yürüteceği hususları yer almıştır.
Davacı şirket tarafından, Kocaeli Körfezi girişindeki kılavuz kaptan alma noktasının bulunduğu Darıca ile Derince Limanı arasındaki etap seyri olarak adlandırılan kılavuzluk hizmetlerinin ve demir atma-demir alma hizmetlerinin İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme ile kendisine devredilen kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri kapsamında şirketlerinin kılavuz kaptanlarınca verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Müşterek Kurulun … tarih ve … sayılı ara kararı ile İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşme ekinde yer alan Liman Krokisi ve işletme hakkının devredildiği bölgenin işaretlendiği harita örneklerinin gönderilmesi, ayrıca işletici tarafından verilecek kılavuzluk hizmetinin Derince Limanına yanaşma ve kalkma ordinosu verilmiş olan gemilerin kılavuz alma noktasından Derince Limanına getirilmesi veya Derince Limanından kılavuz indirme noktasına kadar götürülmesini kapsayıp kapsamadığının bildirilmesi Özelleştirme İdaresi Başkanlığından ve TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünden istenilmiştir.
Dava dosyasındaki ve ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden; Derince Limanının işletme hakkının davacı şirkete 39 yıllığına devrine ilişkin 25/02/2015 tarihli sözleşmede, sadece TCDD’nin Derince Limanında sunduğu veya limanda sunulabilecek kılavuzluk (pilotaj) ve römorkaj hizmetlerinin davacı şirkete devredildiği, liman alanındaki 315.712,28 m2 büyüklüğünde parseller ile Kullanım İzni Sözleşmesi ile belirlenen 341.079,33 m2’lik Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki deniz yüzeyi alanının TCDD Derince Limanı alanına dahil olduğu, davacı şirketin bu alanlar dışında kılavuzluk ve römorkaj hizmeti vermesinin mümkün olmadığı, bunun yanı sıra etap seyri hizmetinin de ihaleye ilişkin değerleme sürecinde ilave bir değer olarak yer almadığı anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Liman ve Feribot Yönetimi Dairesi Başkanlığı Kontrol ve İzleme Şube Müdürlüğü tarafından, Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazıda, Derince Limanının özelleştirildiği tarihe kadar kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin TCDD tarafından yerine getirilmiş olduğu, kılavuz hizmetlerinin Körfez girişi olan Darıca’dan Derince Limanına kadar tek etap olarak yerine getirildiği, Kılavuzluk ve Römorkaj Teşkilatları Hakkındaki Yönetmelik kapsamında özel sektöre de kılavuzluk hizmetlerinin verilmeye başlanmasının ardından, Derince Limanına yönelik kılavuzluk hizmetleriyle ilgili şikayetlerin gelmesi ve sorunların ortaya çıkması üzerine, TCDD Genel Müdürlüğünün tekelindeki Derince Limanına yanaşma ve kalkma ordinosu verilmiş olan gemilerin kılavuz alma noktasından Derince Limanına getirilmesi veya Derince Limanından kılavuz indirme noktasına kadar götürülmesinin TCDD Derince Limanı kılavuz kaptanları tarafından yapılmasının uygun görüldüğü, özelleştirme sonrasında da TCDD tarafından işletildiği dönemde olduğu gibi Derince Limanına yanaşma ve kalkma ordinosu verilmiş olan gemilerin, Darıca kılavuz alma noktasından Derince Limanına getirilmesi veya Derince Limanından Darıca kılavuz indirme noktasına kadar götürülmesinin işletmecinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de; TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne tanınan bu yetkinin, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin özel teşebbüse gördürülmeye başlandığı dönem itibarıyla yeni kılavuz kaptan yetiştirilmesi ve kılavuz kaptan adaylarının stajına esas görev başı eğitimleri hususlarında yaşanan sorunlar nedeniyle ve bir kamu kurumu olduğu dikkate alınarak, ayrıca Derince Limanındaki tekel hakkından ayrıksı olarak 19/01/2000 ve 08/03/2000 tarihli işlemlerle verilen özel ve ek bir izinden ibaret olduğu görülmektedir.
Esasen, aktarılan mevzuat hükümleri gereği Türk kıyılarında faaliyet gösteren liman, iskele ve benzeri kıyı yapılarına yanaşacak gemiler ile Türk boğazlarını kullanacak gemilere verilecek kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerine ilişkin usul ve esasları belirlemek, bu hizmetleri vermek veya verebilecekleri yetkilendirmek ve denetlemek hususlarında görevli ve yetkili merciin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olduğunda tereddüt bulunmadığından, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü veya Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından bu hizmetlere ilişkin bir işlem tesis edilmesinin de hukuken mümkün bulunmadığı açıktır.
Öte yandan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ve davacı şirket arasında imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Derince Limanı’nın İşletme Hakkının Devrine İlişkin Sözleşmede, işleticinin kılavuzluk ve romörkaj hizmetleri ile ilgili mevzuata uymakla yükümlü olduğu, işleticinin faaliyetlerini daima yürürlükteki mevzuata uygun olarak yürüteceği, sözleşme süresince yürürlüğe girecek mevzuatın, kısmen veya önemli ölçüde işleticinin faaliyetlerini kısıtlaması, zorlaştırması, giderlerini arttırması veya gelirlerini düşürmesinin bu kurala bir istisna teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.
Bu itibarla, Kocaeli Körfezinin, deniz trafiği yoğun, dar ve riskli bir deniz alanı olduğu, seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliği de dikkate alınarak Limanlar Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 7. fıkrasında, Kocaeli Liman Başkanlığı idarî sahasındaki tüm demirleme sahalarına demirleyecek veya ayrılacak 1000 GT ve üzerindeki Türk Bayraklı gemi ve deniz araçları ile 500 GT ve üzerindeki yabancı bayraklı gemi ve deniz araçlarının kılavuz kaptan almak zorunda olmasının Kocaeli Körfezine yönelik özel bir kural olduğu, davacı şirketin işletmekte olduğu Derince Limanına yanaşma ve kalkma ordinosu verilmiş olan gemilerin de diğer kıyı tesislerine gelen gemiler gibi Kocaeli Körfezindeki yetkili kılavuzluk teşkilatından kılavuz kaptan almasının gerektiği, davacının kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti verme yetkisinin ise Derince Limanının işletme hakkının davacı şirkete 39 yıllığına devrine ilişkin 25/02/2015 tarihli sözleşmede de yer aldığı üzere sadece Derince Limanı ile sınırlı olduğu sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki … İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf isteminin kabulü ile işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 07/02/2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY :
Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.