Danıştay Kararı 10. Daire 2022/529 E. 2022/6594 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/529 E.  ,  2022/6594 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/529
Karar No : 2022/6594

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, yakınları …’ın 25/09/2015 tarihinde, Şırnak ili, Beytüşşebap ilçesi, … köyü, … Mezrasında bulunan akrabalarının evine bayram ziyaretine gittiği sırada evin önünde meydana gelen patlama sonucu vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, müteveffanın çocukları … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 2.000,00 TL (miktar artırımı ile 11.898,56 TL) maddi, …, …, …, … (…) ve …’in her biri için ayrı ayrı 1.000,00 ‘er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00’er TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 2.000,00’er TL maddi ve her biri için ayrı ayrı 70.000,00’er TL manevi tazminat ile müteveffanın imam nikahlı eşi olan … için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacılar yakınının Şırnak ili, Beytüşşebap ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi, bölücü terör örgütü mensupları tarafından mayın ve patlayıcılarla tuzaklanmış barikat ve hendeklerin bertaraf edilmesi ve vatandaşların can ve mal güvenliğinin ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde patlayıcı cisim yaralanması sonucu hayatını kaybettiği anlaşıldığından, her ne kadar davacılar yakınının hayatını kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan idarenin kusurlu sorumluluk ilkesi kapsamında sorumluluğu olamasa da, idarenin uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini noktasında sosyal risk ilkesi kapsamında sorumlu olduğu; davacılardan …, …, …, …, … ve …’in cenaze ve defin gideri istemleri yönünden, maddi tazminatın somut ve kesin zararlara ilişkin olması gerektiği dikkate alındığında, davacılar tarafından talep edilen cenaze ve defin giderlerine ilişkin olarak yapılan harcamaları gösterir nitelikte belgeler sunulamadığından ve Şırnak Belediye Başkanlığının … tarih ve E… sayılı yazılarında mezar yeri, cenaze aracı, çadır ve masa gibi hizmetlerin ücretsiz sunulduğu bildirildiğinden, somut olarak ortaya konulamayan giderlere ilişkin olarak talep edilen cenaze ve defin giderine ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemleri yönünden, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporunda, davacılardan … için 11.898,56 TL tazminat hesaplandığı, diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının bulunmadığı belirtidiğinden davacılardan … için 1.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 02/09/2016 tarihinden itibaren, 10.898,56 TL maddi tazminatın ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 08/07/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine; manevi tazminat istemleri yönünden, dava konusu olayda manevi tazminatın koşullarının bulunduğu, manevî zararı doğuran olayın oluş şekli, olayın etkisi ve niteliği, zarar gören davacılar ile hayatını kaybeden kişi arasındaki yakınlık ilişkisi dikkate alındığında, müteveffa …’ın çocukları olan davacılardan …, …, …, …, … (…) ve …’in her biri için ayrı ayrı 50.000,00 TL, müteveffanın imam nikahlı eşi ve davacı çocukların babası olan … için ise 20.000,00 TL olmak üzere toplam 320.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 02/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Tarafların karşılıklı istinaf başvurularını inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu olayın, kim ya da kimler tarafından yahut hangi amaçla gerçekleştirildiğinin tespit edilemediği, bu itibarla meydana gelen zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağı kurulmasına esas olabilecek somut bulgulara, dolayısıyla idareye atfedilebilecek hizmet kusuruna rastlanılamadığı, olayın oluş şekli, gelişimi ve niteliği dikkate alınarak, ölüm olayının o tarihlerde yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olaylarının bir sonucu olduğu kanaatine varıldığından, uyuşmazlığın maddi tazminat istemine ilişkin kısmının sosyal riskin terör olayları için yasalaşmış hali kabul edilen 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan tanım ve sınırlandırmalar çerçevesinde, manevi tazminat istemine ilişkin kısmının ise genel hükümler kapsamında sosyal risk ilkesi gereğince karara bağlanması gerektiği, davacı imam nikahlı eş … lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin davalı idarenin istinaf başvurusu yönünden, hukuka ve usule uygun olan kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebep bulunmadığından davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine; istinafa konu kararın, destekten yoksun kalma zararına yönelik maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden davacıların ve davalı idarenin istinaf başvurusu yönünden, davacıların yakınının vefatından kaynaklanan zararlara yönelik 24/05/2018 tarihli Şırnak Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu kararı ile 37.992,50 TL ödenmesine karar verildiği ve alınan bu karar üzerine davacılar vekili tarafından sulhnamenin imzalandığı anlaşıldığından, bakılan davadaki uyuşmazlığın sulhname imzalanarak giderildiği, destekten yoksun kalma tazminatı istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne; cenaze giderine yönelik maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden davacıların istinaf başvurusu yönünden, davacılar adına sulhname imzalanması nedeniyle cenaze gideri yönünden 5233 sayılı Kanun kapsamında davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, sosyal risk ilkesi gereğince davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamakla birlikte, sonucu itibariyle hukuka uygun bulunması nedeniyle, anılan gerekçe ile davacıların istinaf başvurusunun reddine; manevi tazminata ilişkin kısmı yönünden … dışındaki diğer davacıların ve davalı idarenin istinaf başvurusu yönünden, İdare Mahkemesince hükmedilen tutarın, olayın oluş şekli ve verdiği üzüntü dikkate alınarak yüksek olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin reddine, davalı idarenin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, İdare Mahkemesi kararının anılan kısmının kaldırılmasına, davacılar …, …, …, …, … (…) ve …’in her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 02/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarının olayın ağırlığı dikkate alındığında son derece düşük olduğu ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında çözümlenmesi gerektiği, 5233 sayılı Kanun kapsamında manevi tazminat bulunmadığı, manevi tazminat miktarının fahiş olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Temyiz istemine konu kararın, maddi ve manevi tazminat istemlerinin esasına yönelik kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, maddi ve manevi tazminat istemlerinin esasına yönelik kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu kararın, bakiye nisbi karar harcının davacılara tamamlattırılmasına yönelik kısmının incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı Tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı Tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden, binde 68,31 oranında nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç, keşif ve bilirkişi ücreti ile posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davalı idarece ödenmesi gereken bakiye nispi karar harcının davacılara tamamlattırılması yönünde karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan “8- Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.563,40 TL nispi karar harcının davacılara tamamlattırılmasına ve bunun için Mahkemesince ilgili merciiye müzekkere yazılmasına”, 9- “Nispi karar harcının davacılar tarafından tamamlanmasından sonra hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.563,40 TL nispi karar harcının davalı idare tarafından davacılara verilmesine,” ibarelerinin çıkarılarak “8- Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.563,40 TL nispi karar harcının davalı idareden tahsili için Mahkemesince ilgili merciiye müzekkere yazılmasına” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Davalı idare tarafından yapılan temyiz yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacıların adli yardım istemi kabul edildiğinden ödenmemiş olan temyiz yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, nispi karar harcına ilişkin kısım yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Bölge İdare Mahkemesi kararında, nispi karar harcının davacılara tamamlattırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Ancak bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.